Takip Et

SON DAKİKA

Baş ağrısı ve migrende tedavi yöntemleri

12 Ocak 2020, Pazar 13:27

     


Özel Medinova Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ozan Sagut, tvDEN'de Ayşe Yılmaz'la Sağlık VAktin'de toplumsal bir sorun haline gelen baş ağrısı ve migren hakkında bilgiler verdi. Uzman Doktor Sagut, " Toplumlara ciddi bir sosyoekonomik yük getirmektedir. Özellikle sık sık şiddetli baş ağrısı olanlar mutlaka tedavi edilmelidir. Ayrıca her baş ağrısı kötü huylu değildir. Ağrıların yüzde 95'inden fazlasında altında herhangi bir hastalık yatmamaktadır. Kötü bir nedeni yoktur. Kişiye uygun tedavi ve hasta hekim uyumu ile baş ağrılarını tedavi etmek mümkündür." dedi.

Baş ağrısı tarih boyunca en başta gelen sağlık sorunlarından bir tanesi olmuş ve insanların hayatları boyunca en fazla yaşadıkları rahatsızlıkların başında geliyor. En sık hekime başvuru nedenleri arasında bulunan baş ağrısı ve migren hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Ozan Sagut, kontrolün öneine dikkat çekti. Sağut konuşmasında şu bilgileri verdi;

KAÇ TİP BAŞ AĞRISI VARDIR?

Aslında 200 den fazla baş ağrısı bulunmaktadır. Biz bu ağrıları daha iyi tanımlamak ve tedavi edebilmek için sınıflandırmaktayız. Klasik sınıflamamız primer (birincil) ve sekonder (ikincil) baş ağrıları olarak yaptığımız sınıflamadır. Primer baş ağrısı dediğimizde beynimizde ve vücudumuzdaki herhangi bir hastalık, yapısal bozukluktan kaynaklanmayan, altında başka bir neden yatmayan baş ağrılarını anlıyoruz. Bu gruptaki baş ağrıları toplam baş ağrılarının %95 'ini oluşturur. Migren, gerilim tipi baş ağrısı ve küme baş ağrısı bu grubun ana hastalıklarıdır. Sekonder grup ise beynimizde veya vücudumuzdaki herhangi bir hastalıktan kaynaklı, bir hastalık seyrinde görülebilen yani altında başka bir neden yatan ağrıları tanımlar. Bu gruba örnek verirsek; bir beyin tümörü, beyin kanaması gibi hastalıklara bağlı olan baş ağrısı, hipertansiyon hastalığına bağlı ortaya çıkan baş ağrılarını sayabiliriz. Bu grup toplam baş ağrılarının %5'ini oluşturmaktadır.

MİGREN NEDİR? NASIL TANIMLANIR? MİGREN AĞRISININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Migren dünya sağlık örgütünün verilerine göre en fazla iş gücü kaybı yapan ve özürlülüğe yol açan hastalıklarda bir tanesidir. Migren toplumda %16-20 oranında görülmektedir bu da her 6-7 kişiden birinde olduğu anlamına gelmektedir. Kadınlarda erkeklerden yaklaşık 3 kat daha fazla görülmektedir. Migren ağrısının özellikleri 4-72 saat süren genellikle tek taraflı olan bazen iki taraflı da görülebilen, özellikle başın ön bölgesinde ve şakaklarda yoğunlaşan zonklayıcı karakterde, günlük aktiviteleri, iş yaşamını, özel yaşamı etkileyen şiddetli bir ağrı olmasıdır. Ağrı sırasında bulantı ve kusma, ışığa karşı hassasiyet, sese karşı hassasiyet, kokulara karşı hassasiyet gibi belirtiler olmaktadır. Ağrı öncesinde bazı hastalarda aura dediğimiz öncü belirtiler olabilir. Bunlar özellikle gözlerde kısmi görme kaybı, zigzag şeklinde şeyler görme, ışık parlaması gibi bulgulardır. Bu aura semptomları 5-60 dakika kadar sürebilir ve sonrasında migren ağrısı başlar.

MİGRENİN NEDENLERİ NELERDİR? MİGRENİN TİPLERİ VAR MIDIR?

Migren ağrısı beynimizin beyin sapı denilen bölgesinde bilinmeyen bir sebeple ortaya çıkan elektriksel aktivite nedeniyle oluşmaktadır. bu elektriksel aktivite beyin kabuğu boyunca yayılarak iltihabi hücreleri aktive etmekte ve bu hücrelerden salınan bazı maddeler ile de beyin zarlarına yakın damarlarda genişleme olmaktadır ve böylece migren ağrısı ortaya çıkmaktadır. Burda migren hastalığının beyinde ne gibi değişiklikler yaptığını bilmekteyiz ama bu ağrıyı nelerin tetiklediğini tam olarak bilmiyoruz. Genetik faktörler migren ağrısının ortaya çıkmasında önemlidir. Ailesinde birinci derece akrabalarında migren olan kişilerde sıklığı artmaktadır.

MİGRENİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?

Biz migren ağrısının neden kaynaklandığını bilmiyoruz ama migren ağrısını tetikleyen bazı faktörleri bilmekteyiz. bunların başında uykusuzluk, fazla uyuma, aç kalma, stres, aşırı rüzgar,lodos ve bazı besin maddeleri gelmektedir. bunlar süt ve süt ürünleri, çikolata, alkollü içecekler, kabuklu kuruyemişler, bazı peynir çeşitleri olarak sayılabilir. Bu tetikleyici faktörler her hastada aynı şekilde etki etmemektedir, bazı hastalarda herhangi bir tetikleyici bulamayız. Burada önemli olan hastalarımızın migren ağrısını başlattığını düşündükleri davranışlardan ve besinlerden uzak durmalarıdır.

ÇOCUKLARDA MİGREN OLUR MU?

Migren çocukluk çağından başlayarak özellikle yaşlılık dönemine kadar yoğun baş ağrısı atakları ile seyreden bir hastalıktır. Çocuklarda da klasik migren ağrıları görülebileceği gibi, yetişkinlerden bazı farklılıklar göstermektedir. Çocukluk çağında tekrarlayan kusmalar ortaya çıkabilir bu kusmalar özellikle 1-10 gün arasında sürer, aynı şekilde abdominal migren dediğimiz tekrarlayan karın ağrıları da çocukluk çağı migren hastalığının özelliği olabilir. Bebeklerde boyun kaslarında tekrarlayan kasılmalar sonucunda başın bir tarafa hafifçe dönmesi de çocuklarda görülebilmektedir. Bunlar çocukluk çağı migren hastalığının özellikleridir.

MİGREN TANISINDA YARDIMCI İNCELEME YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Migren tanısı koymanın birinci şartı hastadan ayrıntılı bilgi alınmasıdır. Biz buna anamnez deriz. Baş ğrısı ile gelen bir hastada ayrıntılı anamnez ve nörolojik muayene ile %90 oranında doğru tanı konulabilmektedir. bazı hastalarda ağrının özellikleri tanı konulmasına yetmeyebilir ya da muayenede bulgu saptadığımız hastalara Beyin mr ve tomografi gibi tetkikleri yapmamız gerekebilir.

HER BAŞ AĞRISINDA AĞRI KESİCİ İÇMEK DOĞRUMUDUR? ZARARLARI VAR MIDIR?

Her başımız ağrıdığında ağrı kesici içmek yanlış bir davranıştır. Öncelikle ağrının neden olduğu bulunmalıdır ağrıya sebep olan bir durum var ise araştırılmalıdır. Ardından uygun tedavi ile ağrılar kontrol altına alınmalıdır. Gereğinden fazla kullanılan ağrı kesiciler baş ğarılarının süreklilik arz etmesine sebep olmaktadır. Ayda 4 ve daha fazla sayıda alınan ağrı kesicilerin kronik ilaç aşırı kullanım baş ağrısı dediğimiz bir ağrı şeklini tetiklemesi mümkündür. Bu ağrıda 3 ay boyunca ayda 15 ve daha fazla ağrı kesici kullanımı bulunmaktadır. Baş ağrısı artık ağrı kesicilere karşı dirençli hale gelmiştir.

KRONİK MİGREN NEDİR?

Bilinen migren atakları olan bir hastada ataklar giderek sıklaşmış ve en azından 3 aydır her ayın 15 gününden fazlasında baş ağrısı var ve bu baş ağrılarının en az 8'i migren atağı tarzında ise bu hastada kronik migren tanısı düşünülmelidir. Genellikle bu hastaların yarısından fazlası aşırı ilaç kullanmaktadır ve bu hastalarda ilaç aşırı kullanım baş ağrısıda tabloya eklenmektedir.

MİGRENDE TEDAVİ YAKLAŞIMI NASILDIR?

Migren yaşam kalitesini bozan ve yüksek sosyoekonomik yükü olan bir hastalıktır. Etkili migren tedavisi hastaya uygun tedavi seçimi ile olur. Uygun tedavi seçimi için hastayla iyi bir işbirliği gerekir. Migrende ilaç tedavisini 2 gruba ayırabiliriz. Akut migren atağı tedavisi ve önleyici tedavi. Akut migren atağı tedavisinde ortaya çıkmış olan migren ağrısını o an hızlı bir şekilde kesmeyi amaçlarız. Ağrı kesiciler, bulantı ve kusmayı önleyen ilaçlar ve migren ağrısı için spesifik olan triptan grubu, Ergo türevleri Akut migren atağı sırasında kullandığımız ilaçlardır.

İkinci tedavi yaklaşımı ise Önleyici tedavidir. Bu tedavileri ayda 2'den daha fazla şiddetli migren atağı olan, migren atağı sırasında kullanılan ağrı kesicilere yetersiz yanıt alınan, haftada 2'den fazla migren spesifik ilaç kullananlar ve ayda 1 atak olmasına rağmen atağı şiddetli olan 3 gün ve daha fazla ağrının devam etmesi ve eşlik eden belirtilerin çok şiddetli olduğu hastalarda kullanmaktayız. Antidepresan ilaçlar, bazı hipertansiyon ve kalp ritmi düzenleyici ilaçlar, antiepileptik ilaçlar önleyici tedavide kullanılmaktadır. Burada biz bu ilaçları düzenli bir şekilde günlük olarak kullanmaktayız.

MİGRENDEN KORUNMA YOLLARI VAR MIDIR?

Migrenden korunma yolları tetikleyici faktörlerin fark edilerek hastanın hayatından çıkartması veya bu faktörlerden uzak durmasıdır. Düzenli bir gece uykusu, özellikle 23:00 ile 07:00 arası uyuyarak geçirmek çok önemlidir. Açlıktan kaçınmak, stresden uzak durmak ayrıca süt ve süt ürünleri, çikolata, kabuklu kuruyemişler, bazı peynir çeşitleri ve bazı alkollü içecekleri tüketmemek , rüzgarlı günlerde sıkı giyinmek ya da mümkünse hiç dışarı çıkmamak migrenli hastalarda migren atağından korunma yöntemleri olarak sayılabilir. Burada önemli olan nokta hastalarımızın kendilerinde migren atağına yol açan tetikleyen şeyi fark ederek hayatlarından çıkarmalarıdır.

MİGRENDE İLAÇ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMLERİ VAR MIDIR?

Migrenli hastalarda sinir blokajı ve botulinum toksin enjeksiyonları gibi iğne ile yapılan ilaç uygulamaları da özellikle kronik migren grubunda olumlu sonuç vermektedir. Bu tedaviler 2-3 ay süre ile hastaları migren atağından korumaktadır ve belli aralıklarla bu tedavilerin tekrarlanması gerekmektedir. Migren hastalığında boyun ve sırt bölgesi kaslarında çok sayıda tetik nokta olmaktadır. Bu noktaların tespit edilmesi ve enjeksiyon yapılması ile ciddi derecede rahatlama sağlanabilmektedir. Boyun omurgalarında ortaya çıkan kitlenme ve blokaj sonucunda migren atakları oluşabilmektedir. Bu bölgeye manuelterapi yaklaşımı ile blokajın çözülmesi atak sıklığını azaltmaktadır. Ayrıca migren hastalarının büyük bir çoğunluğunda bağırsak bozuklukları ve disbiyozis denilen hastalık bulunmaktadır. Bu durumunda göz önünde bulundurulması, buna yol açan gıdaların saptananarak diyetten çıkartılması ve uygun tedavi ile yine başarılı sonuçlar almaktayız.

"BAŞ AĞRISI TOPLUMSAL BİR SAĞLIK SORUNUDUR"

Son olarak baş ağrısı ciddi bir toplumsal sağlık sorunudur. Toplumlara ciddi bir sosyoekonomik yük getirmektedir. Özellikle sık sık şiddetli baş ağrısı olanlar mutlaka tedavi edilmelidir. Ayrıca her baş ağrısı kötü huylu değildir. Ağrıların %95'inden fazlasında altında herhangi bir hastalık yatmamaktadır. Kötü bir nedeni yoktur. Kişiye uygun tedavi ve hasta hekim uyumu ile baş ağrılarını tedavi etmek mümkündür." (AYŞE YILMAZ)


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler