Takip Et

SON DAKİKA

Başsavcı Arslan: FETÖ’nün izini adliyeden sileceğiz

28 Kasım 2016, Pazartesi 07:00

     


Aydın Cumhuriyet Başsavcısı Hakan Arslan, Aydın’da yargı ile ilgili tüm konularda, vatandaşın merak ettiği soruları Denge için yanıtladı. Fethullahçı Terör Örgütü’ne yönelik soruşturmalar, yargılamalar için yapılan hazırlıklar, taşınması planlanan Aydın Adliyesi’nin yeni yeri gibi konularda sorularımızı yanıtlayan Arslan, “Yargıya güveni artırmak için canla başla çalışıyoruz. Bu yapının izini adliyeden sileceğiz” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Naci Eriş: Öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?

Hakan Arslan: 1967 yılında Çorum'unOsmancık ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Osmancık’ta tamamladım. Lisans öğrenimimi, 1988 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, yüksek lisans öğrenimimi 1992 yılında Marmara Üniversitesi'nde tamamladım. Sırasıyla Amasya-Göynük Cumhuriyet Savcısı, Mardin-Ömerli Cumhuriyet Savcısı, Kars-Selim Cumhuriyet Savcısı, Antalya-Elmalı Cumhuriyet Savcısı olarak çalıştım. 2005-2007 tarihleri arasında Şırnak’ta, daha sonra Bandırma ve Karabük’te Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptım. 10 Şubat 2015’ten itibaren Aydın Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyorum. Evli ve 3 çocuk babasıyım.

N.E.: Aydın’da bir yılda kaç soruşturma dosyası açılıyor? Örneğin 2015’te.

H.A.: Aydın, gelmeden önce tahmin ettiğim kadar gelişmiş bir yer değildi. Ancak toplumun bozulmamış bir yapısı var. Asayişi yönüyle de nispeten düzgün şehirlerimizden. Çok büyük bir mafyalaşma ya da anormal suç trafiği olan bir yer değil. Sayılarla açıklamak gerekirse, 2015 yılında bize gelen soruşturma sayısı 20 bin 519 adet. 2014’te 19 bin 606 imiş. Yüzde 4.63 gibi bir artış var. Asayiş sorunu olan bir yer değil.

N.E.: Mevcut hâkim-savcı kadrosu nedir?

H.A.: Aydın merkezde 1 başsavcı, 1 başsavcı vekili, 20 cumhuriyet savcısı olmak üzere toplam 22 cumhuriyet savcısı, 2 ağır ceza mahkemesi başkanı ve 29 hâkim olmak üzere toplam 31 hâkim görev yapıyor. Çine Adliyesi'nde 3 cumhuriyet savcısı, 5 hâkim, Germencik Adliyesi’nde 3 cumhuriyet savcısı, 3 de hâkim görev yapıyor.

N.E.: Mevcut kadro, yükü karşılamaya yetiyor mu?

H.A.: Bölge adliye mahkemelerine yapılan atamalar ve 15 Temmuz sürecinde yapılan ihraçlar sonrası, özellikle hakim sayılarımız yarı yarıya düşmüştü. Ağustos sonuna kadar ciddi sıkıntılar yaşadık. Ancak son bir iki ay içinde yapılan atamalarla sayı tekrar istenen seviyelere geldi.

N.E.: Açılan dosyalar, ağırlıklı olarak hangi suçlar/şikayetlerle ilgili?

H.A.: Genelde hakaret, yaralama, tehdit, hırsızlık ve mala zarar verme gibi suçlar yoğun. 2015’te 2 bin 888 hakaret soruşturması olmuş. 2 bin 383 yaralama, 2 bin 463 tehdit soruşturması açılmış. 501 intihara teşebbüs vak'ası var.

ŞİKAYETLERİN 3’TE 1’İ SONUÇSUZ KALIYOR

N.E.: Yapılan şikayetlerde verilen “Kovuşturmaya yer yoktur” kararı oranı nedir ?

H.A.: 2014 yılında, soruşturmaların yüzde 27’si, rakam olarak 11 bin 97’ye tekabül ediyor, takipsizlikle sonuçlanmış. 2015’te 12 bin 30, yüzde 28 oranında gerçekleşmiş. Kalanların tamamı da mahkemeye intikal etmiyor. Bazıları hakkında da görevsizlik/yetkisizlik kararı veriliyor.

“2018-2019’DA ADLİYE TAŞINIR”

N.E.: Adliye binasının taşınması gündemde. Çalışmalarda son durum nedir?

H.A.: Adliye binası, şu an yaklaşık 12 bin metrekare kullanım alanında faaliyet yürütüyor. Şu anki personel sayısı ve kurulan birimlerin niteliklerini hesap ettiğinizde, bizim en az 30-40 bin metrekare alana ihtiyacımız var. Aydın’da yaklaşık 15 senedir, yeni adliye binası yapımı için çalışma yürütülmüş. 2 yıl önce belediye ile başlatılan bir proje var. Bu çalışma, Mimar Sinan Mahallesi'nde bulunan, şu an fiilen kullanılmaz halde olan, Hüseyin Aksu Spor Tesisleri'nin olduğu alan. 'Bu iki yılda ne yaptınız' derseniz, 2 seçim, bir darbe girişimi geçirdik. Bu arada, takas çalışmasını bir aşamaya getirmeye çalıştık. İmar değişiklikleri yapılması gerekiyordu, onlar yapıldı. Son aşamada, taşınmazların değer tespit çalışmaları sürüyor. Bunlar tamamlandığında, adliye binasını Mimar Sinan Mahallesi’ne yapacağız. Takas sürecinde, çok taraflı bir durum söz konusu. Bizim binamızın bir kısmı, İşyurtları Kurumu’nun, bir kısmı Hazine'nin mülkiyetinde. Belediyeye ve baroya ait yerler var. Tarafların tamamını tatmin edecek bir zeminde anlaşma sağlanır ve tapuyu hemen alırsak, 2018-2019’da adliyeyi yeni yerine taşımış oluruz. Tabi yeni adliyeyi taşımayı düşünürken şimdiki binada da bir çalışma yürütülüyor. Genel bakımın yanı sıra yeni çalışma birimleri oluşturuyoruz. Bu kapsamda, bir de medya iletişim bürosu ve arabuluculuk bürosu oluşturuyoruz.

“AYDIN’A YENİ CEZAEVİ YAPILACAK”

N.E.: Cezaevi koşulları nasıl? Yeterli mi?

H.A.: 16 Kasım 2016 tarihi itibariyle Aydın E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun kapasitesi 850 kişi, mevcudu bin 84 hükümlü /tutuklu var. Açık Ceza İnfaz Kurumu'nun kapasitesi 360 kişi, burada da 399 kişi barınıyor. Yenipazar Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun kapasitesi 42 kişi fakat 68 mevcudu var. 60 mevcutlu Çine Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda ise 40 kişi bulunuyor. Cezaevlerimizin yeterli olmadığı görülüyor. Bakanlığımızın yeni cezaevi yapımı için proje çalışmaları devam ediyor. 'Şurada şöyle bir cezaevi yapılacak' deme şansım yok ancak Aydın’a yeni cezaevleri yapılacak. Bunu bir övünç meselesi gibi söylemiyorum. Keşke cezaevi değil de okul, hastane ya da konferans salonu yapabilsek. Ama cezaevi de toplumsal yaşamın bir sonucu olarak ihtiyaç.

“ERGENEKON SÜRECİ, YARGIYI TARTIŞILIR HALE GETİRDİ”

N.E.: Yargı kurumu, verilen kararlar çok tartışılıyor. Sizce bu tartışmanın en önemli nedeni ve çözümü nedir?

H.A.: En az iki tarafı bulunan, kazananı ve kaybedeni olan yargısal uyuşmazlıklar sonucu verilen kararların tüm tarafları memnun etmesi elbette düşünülemez. Bu hususu bir tarafa bırakırsak yargı kararlarının tartışılmasının en büyük nedeni, yargının bağımsız ve tarafsız olmamasından kaynaklanıyor. Özellikle, yargı içerisinde yuvalanan ve kendilerini belirli bir kişi ve görüşe bağlı sayan hâkim ve savcı unvanı taşıyan kişilerin aldıkları kararlar, yargıyı tartışılır hale getirdi. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları gibi davalar, bu konuda kamuoyunca bilinen örnekler. Kadro yetersizliği, kaynak eksikliği, fiziki mekanların yetersizliği, teknoloji eksikliği gibi konular daha ikincil sorunları oluşturuyor.

Yargıya olan güveni artırmak maksadıyla, öncelikle yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını tesis etmek gerekiyor. İşin doğrusu, anayasamızda ve mevzuatımızda buna ilişkin yeterli hükümler var. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) da yargıdaki güvensizliği ortadan kaldırmak için 3 bin 456 hakim ve savcıyı ihraç etti. Onların yerine atanan meslektaşlarımız ile birlikte yargıya olan güveni tesis etmeye canla başla çalışıyoruz.

“YARGI ERKİ ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPACAK”

N.E.:15 Temmuz’da Aydın’da ne oldu?

H.A.: 15 Temmuz sonrası başlatılan soruşturmalarda, meslektaşlarımız belki ilk anda nasıl yürüteceğini tam bilemiyordu. Ama şu anki süreçte, tüm meslektaşlarımız hakim ve savcılarımız, konunun öneminin farkında. Eğriyi doğrudan, kuruyu yaştan ayırarak soruşturmaları yürütüyor. Burada önemli olan devletin ve milletin bekası. Bu ülkeyi ayakta tutmak için ne gerekiyorsa, yargı erki üzerine düşen görevi ne gerekiyorsa mutlaka yapacaktır. Bunu yaparken de hukuk üstünlüğünden, yargı bağımsızlığından taviz vermeden yapacaktır. 15 Temmuz gecesi sabaha kadar sayın valimizle birlikte vali konutundaydık. Sayın valimizin başkanlığında, jandarma komutanımız ve emniyet müdürümüzle birlikte takip ettik, doğrudan talimatlarımızı verdik. Özellikle “Darbeye teşebbüs edenler olursa, derhal yakalanıp gözaltına alınacak, hakkında adli işlem başlatılacak” şeklinde bir talimattı bu. Çok şükür Aydın’da böyle bir faaliyet olmadı. Ancak bizim 15 Temmuz öncesi başlattığımız soruşturmalar vardı. Derhal talimatları verdik ve bu kapsamda bin 882 kişi hakkında işlem başlatıldı. Şimdi bunlardan 418’i tutuklu. 742 kişi adli kontrol şartıyla, 94 kişi savcılık ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. 154 kişi hakkında, firari olmaları nedeniyle yakalama emri çıkarıldı. Soruşturmaları yürütürken çok dikkatli olmaya çalışıyoruz. Özellikle iftira niteliğinde olabilecek suç isnatlarını, adliyeleri yanlış yerlere yönlendirmeye matuf olan ihbarları ayırmaya çalışıyoruz. Birilerini lekelemeye gayretli olduğunu düşündüğümüz iddiaları dikkatlice inceliyor, emin olmadan iş yapmamaya gayret gösteriyoruz. Hem suçlu olanın cezasız kalmaması, hem de suçsuz olanın da mağdur olmaması en önemli ilkemiz.

“SORUŞTURMALARI DAĞITMAMAYA ÇALIŞIYORUZ”

N.E.: Soruşturmalar ne aşamada? Davalar ne zaman başlayacak?

H.A.: Çatı soruşturması dediğimiz soruşturmalar var, bir de münferit kişiler hakkında açılan soruşturmalar var. Elbette ki bu çatı olarak bahsedilen, örgütün Aydın ayağı ile ilgili soruşturmaların çok kısa sürede, bugünden yarına bitme ihtimali yok. Bunları belirli bir çerçeve içerisinde tutarak çok dağıtmadan açma gayretindeyiz. Bireysel olarak yürütülen soruşturmalarda dava açtığımız kişiler oluyor. Sürecin çok uzayacağını sanmıyorum. 3-5 ay içinde dosyaların çoğu mahkemelere intikal etmiş olur. Bir taraftan da yeni iddialar ortaya çıktıkça soruşturmanın genişlemesine neden oluyor. İş adamları ile ilgili soruşturma da çok uzamayacak.

YARGILAMA NEREDE YAPILACAK?

N.E.: Salonlar yetersiz gibi. Yargılamalar nerede yapılacak?

H.A.: Kamu davaları açılıp dosyaların ağırlığını görmeden bir şey söylemek mümkün değil. Çatı soruşturmalarını düşündüğümüzde, bizim ağır ceza mahkemelerinin salonlarında bu yargılamaları yapmak pek mümkün görünmüyor. Şu an için adliyenin fiziki koşulları içinde, bu ölçüde duruşma salonu yapılabilecek bir alan mevcut değil. Bunu zaman zaman biz de ilgili arkadaşlarımızla istişare ediyoruz. O döneme kadar inşallah duruşma salonu olarak kullanılabilecek bir yer temin edeceğiz. Nerelerin olabileceğini araştırıyoruz. 50 kişilik bir dava olsa, bir o kadar avukat olacak. Mağdurlar olacak. Yani 200-300 kişilik bir salona ihtiyaç duyulacak. Bunu, ileriki dönemlerde, gerekirse bakanlıkla da görüşüp, uygun bir yer ayarlamaya çalışacağız.

"BU YAPININ İZİNİ SİLECEĞİZ"

N.E.: Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz. Son mesajınız nedir?

H.A.: Gerek basının, gerekse toplumun yargıya güvenmesini temenni ediyorum. En azından bu süreçten sonra, tüm kurumlarda olduğu gibi, adliyede de bu yapının izini silmeye çalışacağız. Yaptıklarının izlerini silmeye çalışacağız. Yargıya olan güveni yeniden tesis etmeye çalışacağız. Bu konuda basın mensubu arkadaşlarımıza büyük görev düşüyor. Özellikle yargı konularında doğru haber alma, doğru haber yapmak büyük önem arz ediyor. (NACİ ERİŞ)

BÖLGENİN EN BÜYÜK REZİDANS PROJESİ: GOLD TOWERS...







 
Son Eklenen Haberler