Eczacı Aslı Çelebi, tvDEN ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Gazeteci Emin Aydın'ın hazırlayıp sunduğu 'Baş Başa' programının konuğu oldu. Arılara destek sağlayan doğal maddeler ürettiklerini belirten Çelebi," İlk olarak arı kovanlarında koruyucu madde özelliği taşıyan Propolis'i keşfederek yolumuza başladık. Propolisin bağışıklığı güçlendirmekte önemli bir etkisi var" dedi.

"ARILARA DESTEK OLACAK DOĞAL MADDELER ÜRETİYORUZ"

Çelebi,"Arı ürünleriyle ilişkim babamın kurmuş olduğu bir firma var, doğal arı ürünleri arılara destek olacak doğal destek maddeleri üretiyoruz. Bunları yaparken bir yandan da arıcılarla dost olduk arı ürünlerinin faydalarını öğrendik. İlaçla başlayan durum bizim arılardan faydalanmamız yönüne doğru gelişti zaman içerisinde. Dolayısıyla arı ürünlerinin hepsini öğrenip özellikle propolisi keşfedip bunun ekstraksiyon yöntemlerini geliştirdik. Firmamızda bununla ilgili güzel çalışmalarımız devam ediyor. İlk işimiz arılara zarar veren parazitlere karşı doğal ürünler ve arı vitaminleri üretip arıcılarımıza sunmak. Arılar zaten mucizevi hayvanlar, hem kendileri hem ürünleri hem kovanları bütün ürünleri çok mucizevi insan sağlığına da çok faydası var. Yüzyıllardır hayatın içinde özellikle tıpta arı ürünleri kullanılıyor. Bizde arı ürünlerinden propolisi keşfederek yolumuza başladık. Propolis kelimesi köken olarak, polis koruma, pro ön sözcüklerinden türemiştir yani kovanın koruyucu ön korumasını sağlayan bir ürün olarak propolis adını almış. Arıların kendi kovanlarının girişinde yaptıkları bir ürün. Bitkilerden çam ağaçlarından ve birçok ağacın reçinesinden bu ürünü toplayarak kendi enzimleriyle beraber kovanlarını korumak için bununla bir duvar inşa ediyorlar aslında. Tamamen kendi kovanlarını korumak için oluşturdukları antibakteriyel bir tabaka diyebiliriz. Aynı zamanda kovanda bir çatlak varsa bozulan alanlar varsa oraları da bu reçinemsi ürünle kapatıyorlar. Arıcılarımızda işi biten kovanların girişindeki bu reçinemsi maddeleri topluyorlar" dedi.

"PROPOLİS BULUNMASI ZOR BİR MADDE"

Çelebi," Propolis zor bir madde çünkü fazla bulunmuyor bir kovanda yaklaşık olarak 400-500 miligram kadar çıkabiliyor. Bir senede aşağı yukarı yarım kilo ancak çıkabiliyor.Türkiye'nin arıcılık potansiyelini düşünürsek tabi çok fazla arı kovanımız var dolayısıyla ciddi bir üretimde var aslında ülkemizde. Arıcılar bu maddeyi bilmiyorlarmış, kovanları temizledikten sonra atıyorlarmış zamanla bununla ilgili bilinç arttı ve bu toplanmaya başladı. Toplanması içinde çeşitli yöntemler var, hem standart olarak hiçbir şey yapmadan arıcı bunu alabiliyor kovandan veya özel tuzaklarla arının propolis yapmasını sağlayan maddelerle toplanabiliyor.Toplanan bu propolisler insanların kullanması için uygun olmuyor. Biz bunları işlemlerden geçirerek, sıvı haline getiriyoruz. Bununla ilgili çeşitli çözücüler var fakat birçok bilimsel çalışma gösteriyor ki bu en iyi etenol denilen etil alkol çözeltisiyle oluyor. Çünkü propolisin içindeki etken maddeler hem antibakteriyel özellikteki hem de yangın giderici özellikteki en çok etenolün içinde çözülüyor. O yüzden bizde yolumuza bu şekilde başladık. 8 yıldır propolis üretimimize devam ediyoruz. Piyasada adı bilinmezken biz propolisi üretiyorduk" diye konuştu.

"PANDEMİ SÜRECİNDE SAHTE ÜRÜNLERE DİKKAT ETMEK GEREKİYOR"

Çelebi," Ülkemizde bu işi hakkıyla yapan birçok firmamız var, bunun yanında propolis zor bir etken madde bunu etkili hale getirmek kolay değil çok emek gerektiren bir iş. Çünkü uzun bir süreç gerekiyor 8 aylık bir süreçten bahsediyoruz. İşi iyi yapanlar bir şekilde bunu yürütüp faydalı bir ürün ortaya çıkartıyor bir yandan da kısa yoldan gidenler yurt dışından getirilen ithal ürünler ile sahte ürünlerle piyasaya çıkıyorlar. Bu durumda insanların fayda görmesi gereken durumda zarar görmesine neden oluyor. Özellikle pandemi döneminde, insanlar koruyucu tıbbın yani kendimizi korumanın ne kadar önemli olduğunu anladı. Aslında bu yüzden bu bilgi kirliliği, çünkü daha önce kimse bunları düşünmüyordu. Herkes nasıl hasta olmam gibi bir arayış içerisinde insanlar bu arayış içerisinde olunca da ticari platformda sunulan çok fazla ürün var. Önemli olan iyi araştırıp doğru bilgiyi en etkili kanallardan öğrenip bilimsel destekleri olan insanları dinleyip bu şekilde kararı vermek" dedi.

Çelebi," Sağlık Bakanlığımızın mevzuatı açısından, 2014 yılından beri geleneksel ve tamamlayıcı tıp unsurları içerisinde apiterapi adı altında arı ürünleri resmi olarak geçmekte. Bununla ilgili ülkemizde yetkili olan ve tıp doktorlarımızın önderliğinde çalışılan birçok merkez var. Apiterapi adı altında sadece propolis değil, bütün arı ürünleri mevcut aynı zamanda arılarla tedavide bunun içerisine giriyor. Hekimlerimizin kontrolünde onların yönlendirdiği şekilde hastalıklar oluşmaması için hem destekleyici olarak hem de oluşan hastalıkların tedavisinde destek amaçlı kullanılan birçok yöntem var. Bunların başında arı ürünleri var; bal,polen,arı sütü,propolis,arı ekmeği,arı zehri gibi birçok yöntemde apiterapinin içeriğinde olan temel konular. Propolis üzerine ciddi bilimsel çalışmalar yapılıyor" dedi.

"PROPOLİS YEREL BİR ÜRÜN"

Propolis'in özelliklerine değinen Çelebi," Propolis yerel bir ürün, bizim Ege Bölgesi'nde elde ettiğimiz propolis ile Karadeniz Bölgesi'ndeki Propolis'in özellikleri farklı. Bizim yerli olarak bahsettiğimiz ve bizim ürünlerimizin içerisinde olan propolisin anti-mikrobiyel yani mikropları öldürme bakterileri hatta mantar türevlerini ve virüsleri öldürmek üzerine çok ciddi bir etkisi var. Bununla ilgili de yapılan birçok bilimsel çalışmalar mevcut. Anadolu propolisinin anti-mikrobiyel etkisi birçok bölgedeki propolise göre çok daha iyi. Özellikle kendimizi virüs ve bakterilerden koruduğumuz bu pandemi döneminde bu ürünün bu yönüyle öne çıktığını görüyoruz. Propolis bizi bakterilerden koruduğu için bağışıklık sistemimizi rahatlatıyor ve bağışıklık sistemimiz bu anlamda yorulmuyor. Aynı zamanda içerisinde antioksidan maddeler barındırıyor, aldığımız zaman vücuttaki oksijenlenmeyi arttıran bir özelliğe de sahip. Dolayısıyla bağışıklık sistemimizi destekliyor. Bağışıklık sistemimizin desteklenmesi de vücudun saldırılara karşı daha dirençli olmasını sağlıyor" diye konuştu. (AYHAN BOĞATARAN)