Aydın Eski Belediye Başkanı Hüseyin Aksu, kansere yenik düşen Aydın'ın tanınmış mimarlarından Cem Cemil Öztürk'ün vefatı nedeniyle sosyal medyada "Cem Cemil'in Ardından" başlığı ile yaptığı paylaşımda, Öztürk'ten övgülerle söz etti. Aksu, Cem Cemil Öztürk'ün Aydın'da önemli izler bıraktığını ve bunların unutulmayacağını söyledi. Aksu'nun, Öztürk ile ilgili paylaşımı şöyle:

"CEM CEMİL’İN ARDINDAN

Sevgili Dostum, Tanıdığım en iyi Mimarlardan, çalışkan, üretken insan Cem Cemil ÖZTÜRK’ü kaybetmenin üzüntüsü, Bana 41 yıllık mesleki birliktelik sürecinin anılarını ve O’nun çok farklı özelliklerini anımsattı. Sizlere O’nu bu yönleri ile anlatmayı toplumsal bir sorumlukluk sayıyorum.

Cem Cemil, çok yönlü bir insan olmanın yanında, çok iyi, yaratıcı bir Mimardı. Onun yaptığı projeleri ve binaları, hemen ayırdedebilisiniz. Zamanının en estetik ve güzel yapılarını ortaya çıkardı. Siyasetin hep içinde oldu. Siyasetin Akıllı ve yetenekli insanları dışlama ve kötü kullanma özelliğinden hep payını aldı. O’nun sanatçı yapısı, etnoğrafik değerlere düşkünlüğü hiç sözde kalmadı. Topladığı etnoğrafik eserler gerçekten benim bildiğim en muhteşem kolleksiyondur. Bu eserleri bile sergilemesine olanak tanımadılar.

Ancak, Cem Cemil’e uğratılan en büyük hüsran; O’nun doğa sevgisini istismar etmeleriydi. Yaşamında bıraktığı onca Mimari eserden bile rahatsızlık duyduğunu ve doğaya karşı kendisini suçlu hissederek, borcunu ödemek için şahnalı Köyü yamaçlarında Hazineden aldığı çok büyük ama işe yaramaz arazilerde; emsalsiz bir doğa parçası yaratma isteğini AYTV‘de yaptığımız bir programda dile getirmişti. Onbinlerce ağaç, sarp ve işe yaramaz susuz bir toprağı tesviye etmek ve su götürmek için yaptığı çabalar, harcadığı büyük servet bence onu cennetlik kılacak çok saygın ve olağanüstü çalışmalardır.

Cem Cemil ile 1979 yılında yanı tam 41 yıl önce tanıştık. Benim Aydın’a geldiğim ilk yıllardı. ESKO’nun inşaatını yapıyorduk, Cem Cemil ise o tarihte gencecik ve hayalleri geniş bir mimar olarak beni ziyaret etti. İnşaat sektörüne girmek istediğini dile getirdi. Çok uzun sohbetler ettik. Bildiklerimi, gördüklerimi anlattım. Çok zeki bir insandı. Mimari yetenekleri ile ve yaratıcı zekası ile hızla sektöre girdi ve önlerde yerini aldı. Aydın sevdalısıydı. Bu topraklara benim gibi aşıktı. Bu toprakların değerini bilen bir meslek adamı olarak hep yaşadığı bu coğrafyaya birşeyler verdi. Çok şey verdi.

Mimarsinan Mahallesini ilk kurma planıma destek verdi. Adını ATATÜRK Mahallesi olarak koyduğumuz, sonradan ORTEKİN’nin başkanlığı döneminde adı bile tescil ettirilmeyen; DSİ Karşısındaki alanda, ilk modern siteyi yapmak üzere O’nu davet edip teklif ettiğimde, bu alanda ilk olmanın zorluklarını bile bile kabul etti.

Yaşamım boyunca, onunla olan ilişkilerimde , siyasi anlaşmazlıklarımız bir yana; etrafımda sayısı çok az olan iyi niyetli, çalışkan ve üreten insanların azlığının yarattığı boşluğu doldurmuştur. Öncü idi. Cesurdu. Paraya çok önem vermeyen yapısı ile olağan dışı bir mimardı. Onun için, eserin ortaya çıkması önemliydi. Klasik ve bilineni değil, farklı olanı yapmayı severdi. Değerli eşi Nilüfer hamın ile birlikte, farklı siyasi taraflarda olmamıza rağmen, hep dayanışma içinde olduk. Hiç takım tutar gibi parti tutmadılar. Mensup olduğu mesleki kuruma ve siyasi yapıya hep çok şey kattılar.

Mimarlık camiasından, siyasetten, iş hayatından, Aydın’dan bir CEM CEMİL Geçti. O yaşamı boyunca üretti, para da kazandı. Kazandıklarını doğaya geri verdi, sanata geri verdi. Kimse O’un bu çabasını görmek istemedi. Zor günlerinde destek veremedi. Uğradığı ekonomik kayıplar sonucunda, O’nunla markalaşan pek çok tesisi ve eseri belki kaybetti. Ama, arkasında çok büyük bir iz bıraktı. Aydın’a kazandırdıkları ile kalbimizde hep yaşayacak." (ERDAL AYDIN)