AyFm 100.5
  • 8 Eylül 2025, Pazartesi 09:56

Dostluk Ağları, Borsa Oyunları, Siyasi Rozetler: Aydın’ın Aristoteles Tablosu

Şekerim; Aristoteles’in 2 bin yıl önce yazdıkları, bugün Aydın’da bire bir yaşanıyor: dostluk ağları, paralar ve siyasi kalkanlar…

İnan bana canımın içi; Aristoteles Aydın’ı görseydi şaşırmazdı…

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun, Aydın halkına hizmete dönüşmesi gereken paralarla yaptığı kişisel tanıtım çalışmaları, anlaşılan o ki onu günümüzden tam 2 bin yıl öncesine kadar “tanıtmış” olmalı.

Şaşırmayın. Ben de ilk duyduğumda “olmaz öyle şey” dedim. Ama Aristoteles’in Retorik’ini açınca gördüm ki, adam bizim bugün yaşadıklarımızı daha o zaman yazmış. “Yazar kafayı sıyırmış” diyenlere de buradan sesleneyim: Buyurun beraber bakalım.

 

ARİSTOTELES’İN İKİ BİN YIL ÖNCEKİ TESPİTİ

M.Ö. 384–322 yılları arasında yaşamış olan Aristoteles, Platon’un öğrencisi, Büyük İskender’in hocasıdır. Felsefe tarihinin en önemli isimlerinden biri olarak mantık, siyaset, etik, doğa bilimleri ve metafizik alanında sayısız eser vermiştir. Onun en dikkat çekici yapıtlarından biri de Retoriktir. Bu eser yalnızca ikna sanatını değil, toplumun ve iktidarın işleyişini de çözümleyen bir başucu kitabıdır.

İşte bugün Aydın’ın gerçekliğine ayna tutan satırlar da buradan geliyor. Aristoteles şöyle der:

“Suç işlediklerinde yakalanmayacaklarına, yakalanırsa cezalandırılmayacaklarına, cezalandırılırlarsa da kendilerinin ya da önem verdikleri kişilerin göreceği zararın işlenen suçun sağlayacağı yarardan az olacağına inandıkları zaman haksızlık ederler.”

Biraz ileride iş bitiriciliğin önemine dikkat çeker:

“Mahkemelerde deneyim kazanmış olanlar, çok dosta ve çok paraya sahip olanlar zarar görmeden başkalarına haksızlık edebileceklerine inanırlar… Yargıçlar ise yargıladıkları dostlarına karşı toleranslı davranır, onları mahkûm etmez ya da hafif cezalara çarptırırlar.”

Çalanlarla ilgili olarak da şunu söyler:

“Bir şeyin çalınması durumunda, çalıntı eşyayı gizlemeyi ya da kolaylıkla elden çıkarmayı başarabilenler de cezalandırılmaktan kaçınabilir.”

Ve yakalanırlarsa ne olacağını şu şekilde özetler:

“Yakalandıkları halde dava açılmasını engellemeyi, açılan davayı uzun süre erteletmeyi ya da yargıçları satın almayı başaranlar, mahkûm olduklarında hükmün uygulanmasını engelleyebilirler ya da uzun süre için erteletebilirler.”

Şimdi dürüst olalım şekerim: Bu satırlar size hiç tanıdık gelmedi mi?

 

DOSYALAR, BORÇLAR VE BİTMEYEN İDDİALAR

Çerçioğlu’nun belediye başkanlığı dönemine dair yolsuzluk, ihaleye fesat, edimin ifasına fesat, görevi kötüye kullanma vb. onlarca dosya, terörü finanse ettiği iddiaları, MASAK raporları ve yargı süreçleri ortada. FETÖ’den ihraç edilen eski savcılarla kurulan ilişkiler, danışmanlık ağları, “gönül borcu” söylemleri… Hepsi şehirde dilden dile dolaşan, belgelerde izleri görülen meseleler.

Ve tabii bir de aile şirketi Jantsa var. Borsada defalarca spekülasyon iddialarıyla gündeme gelen, hisse hareketleri tartışılan bu şirket bugün ciddi bir finansal krizin içinde. İflasın eşiğinde olduğu konuşuluyor. Dahası, bu spekülasyon iddiaları nedeniyle adli yaptırımlara maruz kalma ihtimali de gündeme gelmiş durumda. Hal böyle olunca, Çerçioğlu’nun siyasi transferinin ardında “kişisel kurtuluş arayışı” olduğu yönündeki yorumlar daha da güç kazanıyor.

CHP’DEN AK PARTİ’YE: SAF DEĞİŞTİRMENİN BEDELİ

Bugün artık Özlem Çerçioğlu CHP’de değil, AK Parti’de. Peki neden?

Her ortamda bana sorulan hep aynı:

“Büyüyen dosyalar mı, Jantsa’nın krizi mi, olası adli yaptırımlar mı, yoksa hepsi birden mi?”

Aristoteles’in satırları burada yeniden devreye giriyor. O gün dostlar ve yargıçlar vardı, bugün siyasi rozetler ve koruma kalkanları var. Dekor değişti ama oyun aynı.

 

AYDINLILARIN KAYBI

Benim gözümde mesele çok basit şekerim: Aydınlı 1 milyon insanın hakkı, geleceği, alın teri; kişisel oyunlara, siyasi manevralara, danışmanlık ve suç ortaklığı ağlarına kurban ediliyor.

Aristoteles’in dediği gibi, suçlular kendini kurtarırken olan halka oluyor. Bugün bizim paramız buhar oluyor, yarın çocuklarımızın hakkı şimdiden çalınıyor.

 

ADALET SADECE BİR İSİM DEĞİLDİR

Aristoteles binlerce yıl önce demişti:

“Adalet, devlet düzeninin temelidir.”

Adaletin olmadığı yerde ne siyasi transfer, ne dostluk ağı, ne de borsadaki hamleler kalıcı kalkan olur. Bugün belki korunursun ama yarın tarihin tokadı iner. Ve o tokat öyle iner ki, ne dost kalır ne rozet.

Benim kanaatim bu. Katılan olur, katılmayan olur. Ama unutmayalım: Adalet gecikir ama asla kaybolmaz. Çünkü o Nazilli’de ya da İncirliova’da muhtelif sektörlerde çalışan bir (kadın ya da erkek) isimden ibaret değildir canımın içi...

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.