Takip Et

SON DAKİKA

“Bize kadının değerli olduğunu unutturdular”

8 Ağustos 2020, Cumartesi 21:40

     


Gazeteci ve Yazar Gülşah Elikbank, tvDEN'de yayınlanan Emin Aydın'la Baş Başa Özel programının konuğu oldu. Elikbank, "Ben hayata aşkla bakan bir insanım" dedi.

Kendisini tanıtan Gülşah Elikbank, "Liseye kadar Nazilli'de okudum. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi okudum. Uğur Mumcu katledildiğinde gazeteci olmaya karar vermiştim. Üniversiteden mezun olduktan sonra yönetim psikolojisi okudum, yüksek lisans yaptım. Otel yöneticiliği yaptım. Türkiye'nin ilk edebiyat otelini açtım. Bu yol tatlı geldi bana. 10 yıl önce bir roman yazdım. Ben de yazma ve yaşama aşkı var. Hayatın her anı çok değerli. Hayattaki her şeye aşkla bakıyor olmak önemli. Bakanlık beni yılın turizm işletmecisi seçti o dönem. Çok büyülü bir andı benim için" dedi.

"İNSANLARI YAZAR GÜLŞAH'IN DÜNYASINA ÇEKMEYE ÇALIŞIYORUM"

Yazmaya olan ilgisini anlatan Elikbank, "8 yaşımda aşk şiiri yazmıştım. Babama okudum ve babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Çocukluktan belliydi. Hayat şartları beni bambaşka bir yere yönlendirdi. Nazilli'de anneannem ile birlikte yaşıyorduk. Okuma yazma bilmezdi ama çok güzel masal uydururdu, bütün Anadolu kadınları gibi. O günlerde duyduğum masallardan dolayı belki de fantastik roman yazdım. Benim okurlarım çocuklar ve gençler ağırlıklı. Mavi Dağ, Siyah Nefes ve Kızıl Ölüm adında Günabakan Üçlemesini yazdım. Siyah Nefes lanetli bir kasabada geçiyor. Siyah kedi baş kahramanı. 3 romanda 50 karakter yaptım, uğraştım. Gerçekle, gerçek üssü arasında ince bir çizgi var. Gerçek üssü olan bir şey 10 yıl sonra olabilecek çerçevesine geliyor. Ben hep hayata böyle baktım. Roman yazan Gülşah başka bir kadın, gerçek hayattaki Gülşah başka bir kadın. Ben yazar Gülşah'ı tercih ederim. Yazar Gülşah'ın dünyası çok daha geniş, çok daha geniş bir kalbi var. İş hayatında kirlenmemek mümkün değil. İnsanları Yazar Gülşah'ın dünyasına çekmeye çalışıyorum" dedi.

"ÇOCUKLAR BENİ ÖĞRETMENİNE ÖNERİYOR"

Çocuklara hitap etmesinin kendisini mutlu ettiği dile getiren Elikbank, "Gittiğim okullarda öğretmenler, "Sizi bana çocuklar önerdi" diyor. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Çocuklar ve gençlere hitap ediyorum. Çocukların isteğiyle gittiğim okullar çok oldu. Fuarlara katılmayı sevmiyorum. İmza günü yapmadım. Fuarlar, kırtasiye gibi oldu. Bir yazarın okuruyla buluşması bazen risktir. Ben bile bu kitapları bu yazar mı yazdı diyebiliyorum. Hayal kırıklığı yaratabiliyor. Ben 70 gün karantina yaptım pandemi sürecinde. Bir ara çok zorlandım. Daha sonra tatlı gelmeye başladı. Yeni romana başladım. Değişik şeyler düşünmeye başladım. Evde de çalışmaya başladım. İnsan her türlü yolunu bulabiliyor. Sanat yolunu bulur. İş hayatında herkesin kitap okuması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

"KADININ TEK BAŞINA HAYATTA KALMASI ÇOK ZOR"

Elikbank, "Aşkın Gölgesi adında bir kitap yazdım. 3 kuşak yalnız anneyi anlatıyor. Aydın hikayesini anlatan bir kitap. Arapçaya çevrildi kitabım. Arapça mailler geliyordu. Bir çocuk romanı yazdım Medusa'nın Pusulası adında. Uykusuzlar adında bir kitap yazdım. Aşkın Gölgesi'ni bu coğrafyaya yakın kişiler anlıyor. Bu coğrafyanın bir gerçeği var kadının tek başına hayatta kalması çok zor" dedi.

"ERKEKLERİN KURDUĞU SİSTEMLE UĞRAŞIYORUZ"

Köşe yazıları yazdığını belirten Elikbank, "Köşe yazılarım gerçek hayata dair. Kadınlara özel yazılarım genelge. Siyasete girmiyorum. Kadın cinayetleri, İstanbul sözleşmesi ile ilgili hepimiz düşünüyoruz. Kadınlar, erkeklerin kurduğu sistemle uğraşıyor. Bu sistematik şeyle uğraşmak kolay değil. Kadınların karşısında bütün bir toplum var. Kızlarımızı buna göre yetiştirmeliyiz. Erkeklerimizi de kadınlara göre üstün olarak yetiştirmemeliyiz. Eşit olarak yetiştirmeliyiz. Bizde kadın değerlidir. Bize bunu unutturdular. Erkeklerin de bize yardım etmesi gerekiyor. Erkeklerin, kadınla eşitle olması gerekiyor. Şiddetin her türlüsüne karşıyım" dedi.

"EGE KADINININ ÖRNEK BİR DURUŞU VAR"

Ege kadınlarının güçlü olduğunu söyleyen Elikbank, "Bir toplumun mutlu olması için, kadınının mutlu olması gerekiyor. Ben Ege kadınının örnek bir duruşu olduğunu savunuyorum. Beni anneannem ve annem büyüttü. Bu bölgenin güçlü kadınları, üretken kadınları var. Fakat bunu potansiyele geçiremiyorlar. Bu bölgede her şey, Aydın sınırında kalıyor. Ben dış ülkeye gittiğimde benim gibi birinin Türkiye'de yaşayabileceğine inanmayanlar oluyor. Çok farklı bir algı var. Benim gibi bir çok kadın var Türkiye'de. Seslerimizi dışarıya duyuramıyoruz. Propaganda eksikliği var" dedi.

"BİLMİYOR OLMAMIZ, OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ"

Okurların bana dönüşlerinde, "Şöyle bir hikaye var onu yaz" demelerini doğru bulmuyorum. Zaten böyle bir şey yapmıyorum. Yazarların bu konuda dünyaları çok farklıdır. Siyah Nefes adlı kitabımla ilgili "Bunu Türk yazar yazmış olamaz" şeklinde söylemler geliyordu. Dış ülkelerde böyle bir algı var. Artık bu algı kırılmaya başlandı. Bizim bilmiyor olmamız, olmadığı anlamına gelmez. Yaşam olduğu için ölüm var, mutluluk olduğu için göz yaşı var. Ben yaşama aşığım çünkü ucunda ölüm var. Yeni romanım bilim kurgu üzerine olacak. Çok sosyalist çocuklar geliyor. Benim kızım 10 yaşında, hayvan haklarıyla ilgili yasayı bana sordu. Irkçılık ile ilgili bana bir soru sordu. Çocuklar bunlarla ilgileniyor" dedi. (ARİF YILMAZOĞLU) 


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler