AyFm 100.5
  • 24 Temmuz 2025, Perşembe 18:10

Kırışıklık, şeker, fıtık, felç… Hepsine doğal çözüm: İncir Dede anlatıyor

Aydın’da “İncir Dede” lakabıyla tanınan emekli öğretmen Hasan Tuna, tvDEN’DE Selime Aydemir’in hazırlayıp sunduğu “Uzmanına Sor” programına konuk oldu. İncir çekirdeği yağının keşif hikâyesinden üretim sürecine, faydalarından bilimsel çalışmalara kadar birçok önemli konunun konuşulduğu programda Tuna, doğal ürünleriyle sadece Aydın’a değil, tüm Türkiye’ye şifa dağıtıyor.

 

“HASAN TUNA BİR ALLAH’IN KULUDUR”

Programın başında klasik ama anlamlı bir soruya cevap veren Hasan Tuna, kendini şu sözlerle tanıttı:

“Hasan Tuna bir Allah’ın kuludur. Bu vatan, bu bayrak için çalışan bir vatandaşım. 60’lı yaşlara geldim. Aydın Nazilli doğumluyum. Sınıf öğretmeniyim, 1987 yılında Siirt’te mesleğe başladım. Sonra Kastamonu, ardından Aydın’da görev yaptım. 33 yıllık meslek hayatımda 5–6 yıl öğretmenlik yaptım, geri kalanı idarecilikle geçti. 2020 yılında emekli oldum.”

Eğitim hayatında da durmamış olan Tuna, öğretmenlik görevini sürdürürken ikinci üniversite olarak Sağlık Kurumları Yöneticiliği bölümünü de tamamladığını belirtti.

 

“İNCİR DEDE İSMİ BU STÜDYODA DOĞDU”

İncir Dede markasının nasıl ortaya çıktığını anlatan Hasan Tuna, ismin doğuşunun canlı yayında gerçekleştiğini söyledi:

“Emin Aydın Bey’in programındaydım. Program sonunda bana 'Son olarak bir şey söylemek ister misiniz?' dedi. O anda bir şimşek çaktı. Dedim ki; ‘Toprak Dede vardı, bize erozyonu anlattı. Deprem Dede vardı, depremi anlattı. Ben de inciri anlatmak istiyorum. İncir Dede olayım.’ Program öyle bitti. Dışarı çıkınca çocuklarım ve eşim itiraz etti. ‘Sen incir dede olursan biz ne olacağız? Nine mi olacağız?’ dediler. Ama ismi hemen sahiplendik. O gün ajansı aradım, ‘incirdede.com’ açık mı dedim. Açıkmış, hemen aldık. Böylece İncir Dede bir marka oldu.”

Zamanla bu ismin kendi isminden bile öne geçtiğini belirten Tuna, “Artık arkadaşlarım bile beni aradıklarında ‘İncir Dede’nin yanındayım’ diyorlar” dedi.

 

“İLHAM KAYNAĞIM KUR’AN-I KERİM'DEKİ TİN SURESİ’DİR”

İncir çekirdeği yağı üretme fikrinin arkasındaki temel ilhamın dini referansa dayandığını söyleyen Tuna, şunları aktardı:

“Kur’an-ı Kerim’de Tin Suresi var. Allah orada ‘Andolsun incire ve zeytine’ diye yemin ediyor. Allah’ın yemin etmeye ihtiyacı yoktur. Demek ki orada çok kıymetli bir şey var. Herkes incirin yaprağını, balını, sütünü anlatmış ama kimse çekirdeğini düşünüp sıkmayı akıl etmemiş. Biz düşündük. İlk başta cımbızla çektik. İki avuç çekirdekten azıcık yağ çıktı. Ege Üniversitesi'ne götürdük ve analiz ettirdik. Sonuçlar müthişti.”

 

“SOMONDAN DAHA FAZLA OMEGA-3 İÇERİYOR”

Analiz sonuçlarını paylaşan Tuna, incir çekirdeği yağının dünyadaki en zengin Omega-3 kaynaklarından biri olduğunu söyledi:

“Kuzey Buz Denizi’ndeki somon balığında %35 Omega-3 varken bizim incir çekirdeği yağında %41'in üzerinde çıktı. Ayrıca E vitamini oranı da çok yüksek: Zeytinyağında 12 mg, argan yağında 70 mg, buğday ruşem yağında 215 mg E vitamini var. Bizim ürünümüzde 445 mg E vitamini var.”

“Üstelik sadece E vitamini değil. Gama tokoferol içeriyor. Bu madde vücutta kötü hücreleri sarıyor, yok ediyor, yerine sağlıklı hücreleri getiriyor. Yani kansere karşı da koruyucu bir yapısı var.”

 

“İNCİR ÇEKİRDEĞİNİ DOLDURMAZ DERLER AMA...”

Toplumda incirle ilgili kullanılan bazı deyimlerin bu mucizevi bitkinin kıymetini gölgelediğini belirten Tuna, şöyle konuştu:

“‘İncir çekirdeğini doldurmaz’, ‘Bir çuval inciri berbat etti’ derler. Halbuki o küçücük çekirdeğin içinde Omega-3 var, E vitamini var, demir var, çinko var, kalsiyum var. Allah küçücük çekirdeğin içine şifa yüklemiş.”

 

“KULLANIMI ÇOK BASİT: SPREYLE AĞIZ İÇİNE, CİLDE DOĞRUDAN”

İncir çekirdeği yağının kullanım şekline dair çok soru aldığını belirten Tuna, detaylı şekilde anlattı:

“Spreyli şişede geliyor. Sabah, öğle, akşam 3’er sprey olacak şekilde dil altına sıkılıyor. Çünkü bütün sinir uçlarımız dil altında birleşiyor. Oradan direkt emiliyor. Ayrıca avuç içine sıkıp yüze, özellikle göz altına, boyun ve bel bölgelerine sürülebilir. Kırışıklık, kaz ayağı, göz altı torbalarına çok iyi gelir. Dizlere ve bele sürüldüğünde eklem sıvısı üretimini destekler, ağrıyı azaltır.”

 

“PANKREASI YENİLİYOR, ŞEKER HASTALARINA UMUT OLUYOR”

İncir çekirdeği yağının diyabet hastaları üzerinde de olumlu etkileri olduğunu belirten Tuna, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde yapılan bilimsel çalışmaya da dikkat çekti:

“Fareler üzerinde yapılan deneyde diyabetik nöropatiye karşı mucizevi sonuçlar alındı. Ayakta yanma, iğne batması gibi şikayetler ortadan kalktı. Çünkü bu yağ pankreası yeniliyor. 20 yıllık şeker hastaları dahi 3 aylık kullanımda A1C değerlerinin düştüğünü söylüyor.”

 

“FELÇLİ AYAĞA KALKTI, KONUŞAMAYAN ÇOCUK ‘GÜLE GÜLE DEDE’ DEDİ”

Ürünü kullananlardan gelen dönüşleri duygulanarak anlatan Tuna, şu örnekleri paylaştı:

“Burdur’da felç geçiren Recep amca bize ulaştı. Yağımızı 5–6 ay kullandıktan sonra bir sabah telefon etti: ‘Ayağa kalktım, tuvalete gittim geldim, Allah senden razı olsun’ dedi. Ben o an gözyaşlarıyla yola devam ettim.”

“Konuşamayan bir çocuk, 25 gün sonra dedesine ‘güle güle dede’ dedi. Ailesi sırf bu kelime için yolu değiştirip teşekkür etmeye geldi.”

 

DEVE DİKENİ VE KABAK ÇEKİRDEĞİ YAĞI DA ÜRETİYOR

İncir çekirdeği yağının yanı sıra deve dikeni yağı ve kabak çekirdeği yağı da ürettiklerini belirten Tuna, bu ürünlerin de karaciğer, bağırsak ve prostat rahatsızlıklarında etkili olduğunu anlattı:

“Deve dikeni yağında silmarin denen etken madde var. Karaciğer yağlanması, hepatit, siroz gibi rahatsızlıklarda destekleyicidir. Kabak çekirdeği yağı ise prostat hastalıklarında ve bağırsak parazitlerinde çok etkili.”

 

TAKLİTLERİNE DİKKAT

Piyasada “incir çekirdeği yağı” adıyla satılan ürünlere karşı da uyarıda bulunan Tuna, ürünlerinin tamamen çekirdekten, katkısız ve soğuk sıkım yöntemiyle üretildiğini vurguladı:

“Bir ninemiz aradı, ‘Kaşığa dökülecek şekilde geldi bu yağ’ dedi. Dedim, ‘Teyze bu bizim ürünümüz değil’. Torunu farklı yerden almış. Doğru ürünü bulmak çok önemli. Sadece bizim ‘İncir Dede’ markalı ürünümüzde bu özellikler var.”

 

“BİZ HALKIN İÇİNDEN BİRİYİZ, DİLİMİZ DE HALKIN DİLİ”

Programın sonunda Selime Aydemir’in teşekkür ettiği Hasan Tuna, sözlerini şöyle tamamladı:

“Biz halkın içinden biriyiz. Derdimizi anlatacak süslü kelimelere ihtiyacımız yok. Dürüstlükle, samimiyetle anlatıyoruz. Yeter ki doğru ürünü bulsunlar. Allah şifa versin.” (FERİŞTAH DEĞİRMEN)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.