Takip Et

Erkeğin Kalbine Giden Yol

Değerli Denge Okurları

Geçen hafta kadınların doğası ve psikolojisi yazımdan sonra, birçok kadından; eşlerinin ve sevgililerinin yazımı referans alarak farklı tutum içerine girdiklerini belirten teşekkür telefonları ve mailleri aldım. Kadınlarının her gününü özel yapmaya çalışan erkekleri buradan tebrik ederim.

“19 Kasım Erkekler Günü”, cinsiyet eşitliği, erkek ve çocuk sağlığı üzerine kutlanan bir gün olsa da eşinizin, sevgilinizin günlerini her güne yayabilmek sizlerin elindedir. Çünkü kadınların ve erkeklerin dilleri, beklentileri, birbirinden çok farklıdır. Kadın ve erkekler biyolojik, fizyolojik ve psikolojik olarak farklı olmakla birlikte bu farklılıkların bilinmemesi duygu, düşünce ve davranışlarda çatışmalara neden olur. Erkeklerin ve kadınların hayata bakış açıları, beklentileri, istekleri, seçimleri bambaşkadır. Erkekler yapıları gereği konuşurken, tek bir konuya yoğunlaşıp bu konu hakkında sonuca gitmek, çözüm üretmek isterler. Buradaki önemli farklılık, kadınlar “konuşurken düşünme” eğiliminde olurlar. Aynı anda birçok konuyu ele alıp, ayrıntılara girerler. Erkekler ise tek bir konu da kalıp, ayrıntılardan ziyade esas konunun sade bir şekilde konuşulmasını beklerler. Bir diğer farklılık, ortada bir problem olduğunda, stresin yükseldiği koşullarda erkekler kendilerini geri çekip sorunlarını yalnız ve sessiz bir şekilde düşünmeyi, çözüm üretmeyi tercih ederler. Kadınlar ise daha çok yakınlaşma ve paylaşma eğiliminde olurlar. İlişkilerde ki stres anlarında, erkek uzaklaşmak isterken kadın konuşma eğiliminde olduğu için büyük çatışmalar ve kavgalar meydana gelir. Bunun sebebi doğamız hakkında bilgimiz olmamasıdır.

Kadınlara düşen en önemli görev, ucu açık ifadeler ile iletişim kurmamaları. Bir erkeğe “konuşmamız lazım” ifadesi ile yaklaştığınız zaman, ne konuşulacağını bilmemesi ve önceden düşünmediği bir konu olduğu için kaygıya kapılır, stresi artar. Bu tarzda yaklaşmak yerine, “seninle şu konu hakkında konuşmaya ihtiyacım var” sözü ile yaklaştığınız da erkeğin tüm dikkati ile sizi dinlemesini sağlarsınız. Konuşulacak konuyu belirterek, ihtiyacım var lafını kullanarak, konuşulacak konudan sapmayıp, sade bir şekilde iletişim kurduğunuzda karşınızda sizi tüm dikkati ile dinleyen bir partner bulursunuz. Erkek eşine yardım edip onun problemlerini çözdüğünde kendisini daha iyi hisseder, sevgisini ifade ettiğini düşünür. İlişkinizde ya da sosyal hayatınızda bir sorun meydana geldiğinde erkeğin düşünmesine, kendi içinde olayı gözden geçirmesine fırsat verin. Olay daha sıcakken ne yapacağız? Nasıl olacak? Tarzında sorular erkeğin kaygı düzeyini arttırır. Unutmayın kadınlar stres anında yakınlaşma, erkekler ise uzaklaşma eğiliminde oluyorlardı. Erkek sessiz düşünüp az konuşurken, kadınlar sesli düşünme eğilimindedirler. Çatışma yaşamamak için, erkeğin o anda ki yalnız kalma ihtiyacına saygı duyarak yaklaşın. Bu tarzın büyük fayda sağladığını göreceksiniz. Mutlu bir ilişki için kadınlara bir diğer önerim, hayatınızda ki erkeği takdir edip onaylayın. Bir kadının “bir numarası olma” ihtiyacını partnerinize yaşatın. Eşlerinin, sevgililerinin, çocuklarının kendisine ihtiyacı olduğunu hissetmeyi severler. Küçük bir kavanozu bile açmasını istediğinizde “yeterlilik” ve “işe yarıyor olmak” ihtiyacı karşılanmış olur. Evlilik ve çift danışmanlığı için seanslarıma gelen çiftler de gözlemlediğim en büyük sorunlardan birisi birbirlerinin özerklik ihtiyaçlarına saygı duymamaları. Evli olmak ya da bir ilişki içinde olmak tüm her şeyin birlikte yapılacağı anlamına gelmiyor. Özellikle erkekler özerkliğe, yeri geldiğinde özgür olduğunu bilmeye ihtiyacı vardır. Tek başına ya da yakın arkadaşları ile bir aktivite içinde olduğunu bilmekten keyif alır. Sıkışıp kaldığını hisseden, hiçbir özgür alanı olmayan erkekler agresifleşirler. Kaçmak ve uzaklaşmak isterler.

Bütün bu bilgiler ışığında mesleki tecrübelerime dayanarak; yalnız kalma ihtiyacına saygı duyulan, takdir edilip onaylanan, kendisine ihtiyaç duyulduğunu hisseden, kendisiyle sade bir dille iletişim kurulan erkeklerin daha huzurlu ve mutlu olup ilişkilerini daha canlı yaşadıklarını söyleyebilirim. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.