Takip Et

Ertelemeler ile başa çıkma

Yaşam içerisinde ara sıra hepimizin yapmamız gereken görevleri, işleri başka zamana ertelediğimiz olmuştur. Ancak bu erteleme problemi sürekli olmaya başlamışsa, günlük yaşamı etkilemeye başlamışsa ortada kritik bir durum var demektir. Erteleme problemi olan insanlar tembel bireyler değillerdir. Erteleme problemi olan bireylerde gözlemlenen en büyük problem başlayamamaktır. Erteleme problemi olan bireyler kendileri için önemli bir işe başlamadan önce bir anda kalkıp temizlik yapmaya, internette gezinmeye, geçmişte fazla aramadığı insanları aramaya başlarlar. Bu liste uzayıp gider. Birey, ertelediği işin yapılma zamanı geldiğinde ise yoğun bir suçluluk ve pişmanlık hissi duyar. Bu durum tüm yaşamını etkilediği için uzun vadede depresyona, eğitim ve kariyerin de kayıplara, sosyal hayatında yalnızlaşmasına neden olur. İroni şudur ki, örneğin kitap okuması gerekirken hiç aramadığı arkadaşlarını aramak aklına gelir, ancak araması gereken bir arkadaşı varsa birazdan ararım diyerek kitap okumaya başlar. Sonrada içinden bir ses kendisine "senin yapman gereken işler vardı" der. Sonra kendi kendine yarın yaparım, yarın ararım diyerek kısır bir döngünün içerisine girilir.

Erteleme problemi olan bireyler kendilerinde olan bu durumu kabul etmeleri gerekiyor. Hatta oturup bir liste yapılabilir. Bu zamana kadar erteleme probleminden dolayı neler kaybedildi. Bu erteleme probleminin size ne gibi zararları dokundu. Çünkü ilk önce başa çıkılacak sistemi tanımak sonrada bunun etkilerini görmek gerekiyor. Sonrada kendinize şu soruyu sorabilirsiniz "kaç tane işimi motive olamadığım için gerçekleştiremedim? Motive olmadığım için hangi işlerimi erteledim?" Çünkü motive olamamanın yarattığı ruhsal sıkıntı erteleme problemini doğuruyor. Ancak ortada tam tersi bir durum var. Bir işe başlamak için motive olmayı beklerken zaman hızlı bir şekilde geçiyor. Zaman geçtikçe motive olamama eşiği yükseliyor ve sonra yaparım denilerek sürekli erteleniyor. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki motive olmadan bir işe başlanırsa, motive olmayı beklemeden başlanırsa motivasyon o işi yaparken artmaya başlıyor.

Erteleme problemi ile başa çıkabilmek için yapılması gereken ilk şey öncelik sırasına göre yapılacak işleri yazmaktır. Bunun için bir liste hazırlayabilirsiniz. Öncelik sırası çıkartmak şu konuda işe yarıyor. Bu zamana kadar bir çok iş ertelendiği için hepsi birikti. Bu birikmişliği bir yığın olarak düşünürsek hepsini bir anda temizlemek isteyebilirsiniz. Hepsini bir anda halletmek zor geleceği için muhtemelen tekrar ertelenecek. Zihinden sürekli, onu mu yapsam bunu mu yapsam diye bir çok düşünce geçecek bu da sonucunda suçluluk duygusunu ortaya çıkartacak. Tüm işler yapılmaya çalışılırken hiçbir iş yapılamıyor. Önemli işlerden önemsiz işlere doğru sıralama yapmanızı öneririm. En önemli ise aynı anda tek bir iş ile uğraşmaktır. Bunun için Pomodoro Tekniği güzel bir yöntemdir. Bu tekniğin temelinde kısa çalışma süreleri ve bunları takip eden küçük molalar yer alıyor. Kısa süreli çalışma 25 dakika ve ardından 5 dakika küçük mola. Toplamda 30 dakikalık bölüm 1 Pomodoro’ ya denk geliyor. Kendinize çalar saat kurup 25 dakikaya ayarlayabilirsiniz. Bu 25 dakika içerisinde sadece tek bir işe konsantre olunmalı. Amaç bu 25 dakikayı kesinlikle bölmemek. Telefona, internete vs. tüm dikkat dağıtıcı etkenleri bu 25 dakika da iptal etmeniz gerekiyor. Bir anda oturup saatlerce çalışmanıza, o işi yapmanıza gerek yok. 25-30 dakika bile olsa başlamak çok büyük değişikliklere yardımcı oluyor. Çünkü hiç kalkmadan 3 saat o işin yapılacağını bilmek ertelemeye sebep oluyor. Bu yüzden disiplin kazanarak adım adım bir işe başlamak uzun vadede daha büyük kazançlar elde etmenize yardımcı olacaktır. Yaşam tercihlerden ibaret. Sizin yapmanız gereken işler varsa o işleri sizin adınıza kimse yapmayacak. Sürekli erteledikçe gerçek potansiyeliniz de ortaya çıkmıyor. Erteleme problemi yaşıyorsanız bu yazıyı okuduktan sonra hemen bir liste yapıp öncelikli sıranızın en üstündeki işten başlamanızı öneririm.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.