Takip Et
  • 15 Nisan 2016, Cuma

Fanatizm

Fanatizm sözcük olarak; bir dine, bir öğretiye, bir kimseye, bir şeye çok aşırı ölçüde, coşku ve tutkuyla bağlılık, insanı bu konularda aşırılıklara sürükleyen, körü körüne yandaşlık anlamına geliyor.

Türkiye’de fanatizm parti ve spor alanında kendini belirgin olarak gösterir. Bunun parti anlamında olanına sıkça tanık oluruz; yaşamın her anında ve alanında karşımıza çıkabiliyor. Futbol fanatizmi ise biraz da dönemsel; maç olduğu zamanlarda ve maçın oynandığı akşamın sabahında kendini sık gösteriyor.

Geçtiğimiz günlerde Çine’de, bir çay ocağının iki masalık salonunda yaşanan ise her şeyden öteye bir fanatizm; adının bile konulamayacağı bir fanatizm.

Bir banka müdürü yanında iki arkadaşıyla sohbet ediyor. Bir başka şahıs da yandaki masada oturmuş, kendi halinde gazetesini okuyor.

Yine birkaç şehit haberi var gazetenin ön sayfasında. Şehitlerden biri binbaşı, biri emniyet müdürü; haber can sıkıcı, üzücü, dahası öfke dolu ama okuyan sessizliğini bozmadan gözünü gazeteden ayırmıyor.

Banka müdürü Fenerbahçeli, yanında oturan iki kişi de öyle. Karşılıklı takımlarını öven sözler, cümleler kuruyorlar. O kadar ileriye gidiyorlar ki kendi takımları dışındaki takımlara hakaret seviyesine varan göndermelerde bulunmaya başlıyorlar. Müdür bir ara;

“Zaten Galatasaraylılar terörist” deyiveriyor.

Gazetesini okuyan şahıs Galatasaraylı. Başını kaldırıp bakıyor; müşterisi olduğu bankanın müdürüne;

“Müdür Bey, o nasıl söz” diyerek, söylediği sözün yanlış ve ağır olduğunu hatırlatmaya çalışıyor.

“Öyle değil mi canım” diyor müdür gülerek.

“Biliyorsunuz Öcalan da Galatasaraylı.”

Gazete okuyan şahıs, elindeki gazetede bir süredir şehit haberlerini okuyor olmaktan öfkeli zaten.

ÇOK İLERİYE GİTTİ

“Sözlerine dikkat et müdür” diye çıkışıyor.

“Her Galatasaraylıyı Öcalan kefesine mi koyuyorsun?”

Uyarmalara rağmen banka müdürü sözlerinde ısrar ediyor, hatta ileri bile gidiyor.

Gazete okuru Galatasaraylı öfkesine hâkim olamıyor;

“Bunca terörün, anarşinin içinde yaşıyoruz ve her Allahın günü şehit veriyoruz. Gencecik evlatlarımızı şehit eden bir terör örgütünün başındaki adama mı benzetiyorsun bizi” diye çıkışıyor.

Müdür kalkıp gidiyor ama arkadaşın öfkesi dinmiyor. Bankanın genel merkezini arıyor ve şikâyetini bildiriyor.

Öfkenin dineceği de yok gibi görünüyor. İş mahkemeye kadar gidecek gibi.

1972 yılından beri ben de Fenerbahçeliyim. Buradan, o bankanın müdürü de dâhil, bütün Fenerbahçeliler adına arkadaştan ÖZÜR DİLİYORUM. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.