Takip Et
  • 10 Ocak 2022, Pazartesi

Rüşvetin yol haritası

Bugünlerde şehrimiz pek bir hareketli. Gerçi ‘bereketli’ de diyeceğim ama herkes için aynı bereket geçerli olmadığı için haksızlık da etmek istemem. Soğuk kış günlerinde sıcacık haberlerle içleri kaynayan da var, buz gibi ortamda zamanında kesesini haksız yere doldurup bugün durumun verdiği ürpertiyi savuşturmak isteyen de. Şehrimizdeki son manzaraları da böylelikle anlatmış olalım.

Manzara demişken, heybetli sarı binadan bu ara kent meydanı eskisi kadar ihtişamlı gözüküyor mu acaba diye merak ediyorum. Bu merak neden diye soracak olursanız, tahminin bundan 8 yıl kadar önce bu kent meydanı dosyası başkanın başını çok ağrıtacak, bu işi çözmek için Ankara’dan danışman arkadaşlar gelecek diye sarı bina için hummalı bir koşuşturma vardı. Her sorunun çözümü, tüm dertlerin dermanı olan isim geçtiğimiz günlerde Avcılar Belediyesi ihaleleri gerekçesiyle tutuklanan Erkan Karaarslan’ın ta kendisiydi. Bir geldi pir geldi. Kendilerinin deyimiyle Üstad her sorunun çözüm ortağıydı. Kısa zamanda vazgeçilmez oldu. O vazgeçilmez oldukça etrafında, yöresinde kim varsa hızla Aydın Büyükşehir Belediyesi bürokrasisinde önlenemez bir yükseliş yaşıyordu. İlk hedef 2014 seçimleri öncesi çokça gündeme gelen Kent Meydanı dosyasının içinde var olduğu iddia edilen yolsuzluk ve usulsüzlük söylemlerinin üstünü makyajlamaktı. Zaten bunu kendisi YouTube’daki bir videosunda etraflıca anlatıyor. “Siz yapacaksınız, biz makyajlayacağız” diyordu. Neyse kimsenin hakkını yememek lazım, adam öyle bir makyajlamış ki, 8 senedir soruşturma ne davaya dönüştü ne takipsizlik kararı verildi. Verildi ise de inanın biz duymadık. Gerçi verilmiş olsa sanırım “büyük kumpas çöktü” manşetleri çoktan kafamıza vurur gibi paylaşılmış olurdu.

Konumuza geri dönecek olursak, namı değer üstad bunları tabi ki Hilal-i Ahmer’e hizmet için yapmıyordu. Bir karşılığı olmalıydı. Karşılığın adı da danışmanlık hizmeti ihaleleri olacaktı. 15 Temmuz darbe girişimine kadar onlarca hatta sonrasında bile şirketlerinin bazı ihaleler aldığı kamuoyu tarafından da biliniyor. Bu yapılan onlarca danışmanlık ihalelerinden ne kazandı, ne kadar Aydın Büyükşehir Belediyesi ödeme yaptı? Yazılarımızla, TV programlarımızla veya sosyal medya paylaşımlarımızla defalarca sorduk, bir cevap alamadık. Arada sırada belediyenin yüz milyonlarca zarar eden şirketlerinde istihdam edilen ısmarlama kalemler bizleri karaladı ve itibarsızlaştırmaya çalıştı, o kadar. Ama tabi onları da anlamıyor değilim, sonuçta ekmek kavgası veriyorlar. Ne kadar helalinden, orası tartışılır. Üstada dönecek olduğumuzda, üstad çevresi ve yöresi yerleştikçe üst makamlara sadece danışmanlık yapmıyor. Aynı zamanda büyük projeler diye lanse edilen çalışmaların kendi deyimiyle oyun kurucusu olarak ihale kurmak deyiminin vücut bulduğu günleri yaşıyordu. Yapılacak her ihale bilgisi ve onayıyla hazırlanıyor ve yaklaşık maliyetler dahil her şeyin hesabı tutularak müttehit firmalarla kıran kırana pazarlıklar yapılıyordu. Tabi bunlar kamu menfaatine mi, Belediye Başkanı yönetimi ve kendileri lehine mi, bunu zaman gösterecek.

Fakat zamanın gösterdiği başka bir gerçekle devam edelim. Erkan Karaarslan şirketlerinden E-Yöntem banka hesaplarından, Aydın Büyükşehir Belediyesinin üst yönetim kadrosuna, tamı tamına üstadın bir tek şirketi 1 milyon 700 bin lira para transfer etmiş. Gerçekten çok şanslı adamlar. Hem hayatlarında sadece haritada gördükleri Aydın’da birden en üst makamlara getiren bir üstad var, yetmiyor gibi de hesaplara milyonlar gönderiyor. Harbiden NASA arasa bulamaz böyle üstad, hakkını yememek lazım. Ama bunun karşılığı nasıl oldu acaba diyenlere, bunca yazdığımı asker mektubu niyetiyle mi okudunuz derim, sonra darılmaca gücenmece yok. 1 milyon 700 bin lira, 2016 döviz kuruna göre tahmini 500 bin dolar üzerinde yapıyor. Düşünün, bize göre 500 bin dolar rüşvet dağıtan üstad, üst düzey memur yaptıklarına göre telif dağıtıyor. Telif diyorlar ama hadi bu telifin sözleşmesini göster. Ödediğin stopajı göster. Damga vergisini göster. Kurumuna beyan etmek zorunda olduğun bildirimi göster. Yok. İşlerine gelmiyor ya, deve kuşu taklidine devam. Bu memur kısmının kafası fazla çalışmaz derler halk arasında ama asıl bizim kafamız çalışmıyor. Adam hem ballı maaşlar, yanına yönetim kurulu huzur hakkı, artı bir de bana göre rüşvet, kendilerine göre telif ücreti alsın, sonra da onlar akılsız, biz akıllıyız öyle mi? Hadi canım sizde derler adama… Gel gör ki her şey böyle ballı börek gitmedi, darbe girişimi oldu. Her şey alt üst oldu. Bu düzen bozukluğunda üstadı paketleyip onun kurduğu düzeni devam ettirecek yeni üstadlar çıktı. Kel kör devam eden bir düzen de olsa hizmet açısından götüren götürdüğünden vazgeçmedi. Sadece payın dağılımı değişti. Yeni üstad, yeni bir iş akışıyla yoluna devam etti. En son yılbaşı öncesi Erkan Karaarslan tutuklandı haberi gelene kadar, durum böyle devam etti. Şimdi derin bir sessizlik ve içeride hummalı bir koşuşturma hakim. Şimdi ne olacak? İnanın bende bilmiyorum.

Şunu biliyorum ama eğer Erkan Karaarslan suç örgütü tanımı yapılarak Aydın’da Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu ile beraber yargılamasına yıllardır devam edilen suçlar da eklenerek İstanbul’da yargılanmalı. Bence bu suç örgütünün karargahı Aydın’da, bunu da dosyaya eklemeleri gerekiyor. Eğer suç örgütüyse, tüm üyeleri, tüm yardım yataklık edenleri ve bütün yol imkan ve onay verenleri de bu dosyaya dahil edilmeli. Edilmez ise bu adaletli bir yargılama olmaz. Çünkü 200 bin lira için bunca sorunun muhatabı olan kişi, Aydın’da onlarca ihale almış. Milyonlarca para dağıtmış. Bir vatan evladı da kardeşim Avcılar Iceberg’in görünen yüzü bile değil. Buz dağının en dibi Aydın’da demez mi? Gerçi ben sosyal medyada paylaşınca kullanan çok oldu. Hep turpun büyüğü heybede derler ya ben de tarlası da Aydın’da demiştim. Hala aynı iddiamın arkasındayım. O yüzden de söylüyorum AK Partili belediyelere, bakanlığa da iş yapmış da neden CHP’li belediyelere iş yaptığı konuşuluyormuş. Siz adamı Eskişehir’de tüm belediye başkanlarını karşısında genel başkanlarıyla beraber dizer, orda adamı her başkana ayrı ayrı pazarlarsanız, Karaarslan şirketleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özel Kalemi’nin bile hesabına para transferi yapmışsa, bakkal İsmet Amcadan sormayacaklar ya hesabını. Elbette CHP’li belediyelerin verdiği milyonlar konuşulacak.

Ben size Aydın Belediyesine dağıtılan rüşvete kadar gösteriyorum. Siz bana çalıştığını iddia ettiğiniz kurumların ne kadar ödediğini gösterin. Ben de o kurumlar için de soru sormaya devam edeyim. Bu şehrin siyasetinin en büyük sıkıntısı da bu. Kime “hırsız” dersen de, kimse “ben hırsız değilim” demiyor. “Sen benden daha hırsızsın” diyerek günü kurtarmaya çalışıyor. İşte ben de buna tutuluyorum. Kalın sağlıcakla, öpüyorum gözlerinizden…

 

NOT: Kent Meydanı dosyasını genişçe yer veremedim. Sonraki yazılarımda sözüm olsun… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.