Takip Et
  • 11 Ekim 2016, Salı

Adı Hayriye…

İçimdeki çocuğun masumiyeti ile merhaba tüm okurlara…

Masumiyetin insanın içinde saklı kaldığı bu dünyada istisnasız herkes mücadele veriyor. Denge gazetesinin bana ayırmış olduğu bu köşede sizlerle her hafta çocuklar ve özellikle kadınlar ile ilgili konularda buluşacağız… Bana bu fırsatı verdiğin için tekrar teşekkürler Aydın Denge…

Adı Hayriye… 2012 den bu yana yönetim kurulu başkanlığını yaptığım Küçük Eller Büyük Umutlar Derneği ( KEBUDER ) vesilesi ile tanıdım onu. Hayriye ile tanıştığımız zaman o henüz 19 yaşındaydı. Genç ve güzel bir kız çocuğu ile tanıştığımı düşünürken onun aynı zamanda bir anne olduğunu öğrendiğimde şaşkınlığımı koruyamadım. Hem de dünya tatlısı 2 tane kız evladı vardı. Hikayesi bugün bile beni etkiler.

GÖZLERİ ÇAKMAK ÇAKMAK

Aydın'ın bir dağ köyünde çobanlık yaparmış Hayriye'nin babası. Yokluk içinde büyümüş. Başkalarından arta kalanlar mirası olmuş. Hevesleri de olmuş Hayriye'nin. Ve önü açılmayan, elinden tutulmayan, yol gösterilmeyen her genç kız gibi evlilikte bulmuş çareyi. Kaçarak evlenmiş. Bugün bile neden kaçtığını kendisi bile tam olarak anlamıyor. Ardı arkasına henüz reşit bile değilken 2 evlat getirmiş dünyaya. Ben onunla tanıştığımda virane sayılabilecek, rutubet dolu, içerisinde özellikle çocuklar için uygun yaşam koşulları bulunmayan, eşyasız bir evde oturuyordu. Onun sarayı…

19 yaşındaydı, hayatı zordu ama çakmak çakmaktı gözleri Hayriye'nin. Gözlerine baktığımda aklıma tek bir şey geldi. Eğitim alma şansı olsaydı kesinlikle bir ateş parçası olurdu. Kendini ifade etmesi ve dik duruşu… İşte dedim KADIN. Evlatları için yoğu var etmeye çalışan, bir yandan büyümeye çalışan bir ANNE.

Hayriye’den sonra daha farklı bakmaya başladım kız çocuklarına. Kesinlikle okumalı ve ayakları üzerinde durmalılar. Çünkü hayatın karşınıza ne çıkaracağını bilemezsiniz. Baba gider, varsa abi gider, eş giderse kadın tek başına hayatta kalma mücadelesini verecek güçte olmalı.

Bir yokluktan diğerine adım atmış Hayriye… Tahsil yok, iş yok, sadece erkek eline bakıyor. Aynı zamanda hayalleri var.”Kızlarım okusun abla, başka bir şey istemiyorum” derken gözlerini gözlerime diktiğindeki kararlılık hala göz bebeklerimde.

YOL GÖSTERMEK GÖREVİMİZ

Adı Hayriye… Yaşamı, mücadelesi ve çocuksu gülümsemesi ile hala hayat mücadelesi veriyor. Hayriye ve Hayriye gibiler kaybettiğimiz yaşamlar içinde olmamalı… Kazanmak, yardımcı olmak, yol göstermek hepimizin görevi olmalı.

Nerede bir kız çocuğu görürseniz darda, durun bir bakın, belki de en umutsuz anında sizin desteğinize ihtiyacı vardır. Daha çok kız evladımızın elinden tutmak, onları hayata bağlamak dileği ile… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.