2017-2018 Eğitim-Öğretim sezonu öncesi yapılan müfredat değişikliği konusunda Eğitim-Sen Aydın Şube Başkanı Kadir Özdemir, Türk Eğitim-Sen Aydın Şube Başkanı Rıdvan Naci Devli ve Eğitim- İş Aydın Şube Başkanı Yener Bozkurt görüşlerini belirtti. Ortak görüş müfredatta yapılan değişikliklerin öğrencilerin değil iktidar partisinin siyasi çıkarlarını gözeten bir müfredat olduğu şeklinde.

Eğitim-Sen Aydın Şube Başkanı Kadir Özdemir, yapılan müfredat değişikliğiyle ilgili yaptığı açıklamalarda, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşıldığının altını çizdi. Özdemir, “Özellikle laik ve bilimsel eğitimde bir boşluk oluştu. Bilim derslerinden oluşan boşluğu da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin sayısını arttırarak doldurmaya çalışıyorlar bu yanlıştan dönülmeli. Evrim teorisi, Suudi Arabistan ve Türkiye’de müfredatta yer almıyor. Okullarımızın çoğunu İmam Hatip okullarına dönüştürülmeye çalışılıyor. İmam Hatip okullarının başarısı ortada. Çocuklarımızın bu müfredatla Avrupa ve dünya çocuklarıyla yarışması mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Öğretmenlere uygulanan mülakat sistemine de değinen Özdemir, “Mülakat olayını yetkin ve tarafsız kişiler yapmıyor. Tarafsız kişiler bu komisyonlarda yer almalı. Öğretmenlerimiz branşlarının dışında sorularla muhatap bırakılıyor. Siyasi taraflarını öğrenmeye çalışıyorlar. Siyasi seçimler yapıyorlar” dedi.

“ART NİYETLİ VE TEPEDEN İNME”

Eğitim-İş Aydın Şubesi Başkanı Yener Bozkurt tarafından yapılan açıklamada de yeni müfredat art niyetli ve tepeden inme olarak nitelendirildi. Bozkurt, “Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın kamuoyuna ‘müjde’ olarak sunduğu 2017-2018 Eğitim Dönemi müfredatı üzerinde yaptığımız ayrıntılı inceleme, AKP döneminde Milli Eğitim müfredatında yapılan en köklü değişikliklerden bir olan yeni müfredat art niyetli çerçevesini ortaya koymuştur. 2 yıldır süren çalışmalarla meydana getirildiği söylenen müfredat için bu alandaki eğitim-bilim uzmanlarının, üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin tümünün değil, yandaş sendikaların ve Bakan Yılmaz’ın ifadesiyle 100 bine yakın öğretmen ve velinin görüşü alınmıştır. Bu 100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu sorusu da, en az müfredatın kendisi kadar karanlıktır. Eğitim İş olarak yeni müfredatı usul ve esas olmak üzere iki türde incelemiş bulunmaktayız. Müfredatın meydana getirilme usulü, KHK’larla ülkeyi yöneten AKP’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na yakışır biçimde gerçekleşmiştir. Bu müfredat, usulen de doğru hazırlanmamıştır. Bu kadar köklü bir değişimin, katılımcı bir şekilde hazırlanması gerektiği gerçeği bir yana dursun, daha uzun vadeye yayılması gerektiği ve pilot uygulamalarla test edilmesi gerekmektedir. Yangından mal kaçırırcasına yeni müfredatı getiren Bakanlık, bu müfredatı hem kısa bir zamanda ve şeffaf olmayan bir süreçte hazırlamış, hem de pilot uygulamaya gitmemiştir” İfadelerini kullandı.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ HEDEFLERİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR”

Türk-Eğitim Sen Aydın Şube Başkanı Rıdvan Naci Devli, yapılan müfredat değişikliğinin, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedeflerinden uzaklaştırdığını belirterek, iktidar partisinin çıkarları doğrultusunda kasti çalışması olduğunu söyledi. Başkan Devli, “Eğitim-öğretim programları devletlerin hedeflerine göre hazırlanır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hedefleri bugüne kadar, kendi insanını mutlu devletini güçlü kılmaktı. Mevcut iktidar partisi ben nasıl olsa istediğimi yaparım anlayışında. Ortaya koyulan müfredat milli değerlerden ve Türkiye Cumhuriyet’inin hedeflerinden öte kasten yapılmış bir çalışmadır” ifadelerini kullandı.

Yeni müfredatta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün yeni müfredatta neredeyse hiç söz edilmemesine de değinen Devli, “2'nci Dünya Savaşı’nı anlatırken Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nı yok sayamazsın. 2'nci Dünya Savaşı’nı anlatırken İsmet İnönü’nün adı geçmiyor. Siyasi görüşler farklılık gösterebilir fakat tarihi bir olayı değiştirmeye kimse sahip değil. Yeni müfredatta kasten yapılmış enteresan vakalar var. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün ismi de neredeyse hiç kullanılmamış” dedi.

Yeni müfredatta yer alan hain FETÖ/PDY örgütünün gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi olaylarının müfredata eklenmesine yönelik de görüşlerini belirten Devli, bir olayın tarih olarak nitelendirebilmesi için üzerinden en az 50 yıl geçmesi gerektiğini dile getirdi. Devli, “Yaşanan olayların tarih olabilmesi için en az 50 yıla yakın bir zaman geçmelidir. Dönemin siyasi akımların etkisinin ortadan kalkması ve siyasi kişiliklerin etkisi olmamalıdır. Tarih derslerine üzerinden daha bir yıl geçmiş olayları ekliyoruz. Bu olayların en az 50 yıl sonra tarih kitaplarına etkileri kaybolduktan sonra eklenmelidir” dedi. (HASAN ALP ŞAHİN)

BÖLGENİN EN BÜYÜK REZİDANS PROJESİ: GOLD TOWERS...