Takip Et

SON DAKİKA

Dünyanın en yaygın sporu: Avcılık

9 Şubat 2016, Salı 09:38

     


Çine Avcılık ve Atıcılık Derneği Başkan Yardımcısı Salim Eraslan ile avcılığı konuştuk. Avcıların sıkıntılarını, avcılığı ve Çine’deki avcıları Erslan’dan dinledik. Dünyanın en yaygın sporu avcılığı masaya yatırdık.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Avcılık, başlangıçta insanların karınlarını doyurmasına yönelik olan bir faaliyetti. İlk insanlar ovalarda dolaşırken toplayabildikleri bitkiler ve kovalayıp yakalayabildikleri küçük hayvanlarla beslenmişlerdi. Taş Devri insanları, binlerce yıl boyunca avcılıkla yaşamlarını sürdürdü. Keskin ve sert taşlardan silahlar yaptılar. Ok, mızrak ve topuzla mamut, rengeyiği ve ayı gibi büyük hayvanları avladılar. İnsanlar hayvanlar kadar güçlü ve çevik değildi, ama zekâları, silah yapma yetenekleri avcılıkta başarılı olmalarını sağladı. Gelişen dünya ile birlikte bugün bir spor haline dönüşen avcılığı, Çine Avcılık ve Atıcılık Derneği Başkan Yardımcısı Salim Eraslan ile ele aldık. İşte Eraslan’a sorduğumuz sorular ve aldığımız yanıtları:

Avcılık tam olarak nedir, herkes avcı olabilir mi?

Avcılık çok özel bir spordur. Dünyada kaç dere, kaç şehir, kaç tane ilçe var. Dünyada hiç yoksa bir milyon tane dere var. Avcılığın kesinlikle kontrol altında tutulması lazım. Herkes vurur ama herkes avcı olamaz. Avcı olmanın özellikleri ve kuralları vardır. Biz atalarımızdan ne örendiysek o kurallar çerçevesinde avcılık yaptık. Avcı olmak için bir kere avcılığın kurallarını öğrenmelisin. Öyle birkaç kamuflaj giyip, eline tüfek alıp dağa çıkmakla avcı olunmaz. Avcı, avcılık ahlakını çok iyi bilmeli. İlk olarak bir kere doğayı ve hayvanları çok seveceksin. Avcılık, spordur, uğraştır, yerine göre ihtiyaçtır. Kesinlikle doğanın kanunları dışına çıkmayacaksın. Av yasağı olduğunda avlanırsan, yavru bir hayvanı av olarak görürsen, sadece öldürme dürtüsü ile ihtiyacından fazla hayvana ateş edersen, bunun adı avcılık değil, caniliktir, hayvan katliamıdır. Bu kurallara uyan, avcılığı benimseyen herkes tabi ki de avcı olabilir. Avcılığın bir de ekonomik boyutu var. Bunların da müsait olması gerekir. Bir kere sabah çorbacıdan bir çorba içeceksin. Fişekler alacaksın. Araç gereçlerin tam olacak. Köpeğin de maliyeti var. Arabaya benzin koyacaksın.

Çine Avcılık ve Atıcılık Derneği hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

Derneğimiz 1957’de kurulmuş. İlk başta Sadi Güney, Mehmet Emin Zara yönetiminde kurulmuş. Allah onlardan razı olsun. Biz bugün bayrağı teslim aldık, devam ediyoruz. Kurucu başkanımızın 6 yıl başkanlığını yürüttüğü derneğimizde 4 yıl Hamdi Baktimur, 9 Yıl Hüseyin Sever (Bereketli Mehmet), 13 yıl Mustafa Necati Karaköse, 4 yıl Ramazan Dönmez, 1 yıl Kenan Mutlu, 5 yıl Mustafa Kocamaz ve 2 yıl İsmail Ulusal başkanlık yaptı. Son 11 yıldır da bu görevi Kenan Özkan yürütüyor. Başkan Yardımcılığı görevini de ben yürütüyorum. Yönetim Kurulumuzda Muzaffer Taşcan, İsmail Kılıç ve Akın Koçarlı, Mehmet Akbal isimli arkadaşlarımız görev alıyorlar. Derneğimize 1983 yılında Başkan Necati Karaköse ve ekibi tarafından lokal kazandırıldı. Daha sonra kulübün üst katına da Mustafa Kocamaz ve Akay Örter’in çalışmalarıyla yönetim kurulu odası yapıldı.

Avcılık ve Atıcılık Derneği’nin kaç üyesi var? Derneğin bir sıkıntısı var mı?

Çine’de avcılık bitmez, ancak her yıl 5 kişi derneğe kayıt oluyor ise 10 kişi kaydını sildiriyor. 2002’de 450’ye yakın üyemiz vardı. Son çıkarılan avcılık vize harcından dolayı üye sayımız 110’a kadar düştü. Çine’de 2 binin üzerinde avcı var. Bunların hepsi bohçacı yani kayıtsız avcılar. Sabıkası temiz olan herkes avcılık ruhsatı alabiliyor. Fakat trafik cezası ve bin lira üzerinde vergi borcu bulunanlar alamıyor. En büyük sıkıntımız vize harcı. Vize harcı 2015 yılında 155 lira idi. 2016’da ne olur bilemiyorum. Biz vize harcının kaldırılması için gerekli çalışmaları yaptık, ama sonuca ulaşamadık.

Çine’de ne avcılığı var? Dışarıdan avcı geliyor mu?

Çine’de keklik, bıldırcın, tavşan, üvek, güvercin, ördek, çulluk avları yapılıyor. Zeytin bölgesi olduğumuz için bizim yerel kuşlarımız var. Bunlar karatavuk, botak ve ardıç kuşları. Genelde av sezonu Ağustos ayının ortalarında açılıyor. Bıldırcın ve üveyik avı başlıyor. Biz gidiyoruz bazen hayvan geç gelişiyor, ava gitmiyoruz. Ağustos’un sonunu bekliyoruz. Hayvan gelişecek ki vurduğunda da bir şeye değsin. Bohçacılar tarihi beklemiyor. Arkadaşlara soruyoruz grup halinde hiç keklik gördünüz mü, gören yok. Av sezonu açılmadan önce millet bizden önce gidiyor avlanıyor sonra çekiliyor. Çine’ye dışarıdan İstanbul grubu, İzmir grubu ve Aydın grubu avcılar gelerek av yapıyor.

Çine’de yabani hayvan var mı?

Sürek avı olarak ilçemizde sadece domuz bulunmaktadır. Fakat biz domuz avlamıyoruz. Çünkü avladığımız domuzun etinin sucuk, salam vs. yapımında kullanıldığına dair bir duyum aldık. O yüzden sürek avcılığı yapmıyoruz. Milli Park onayı ile domuzlarla zirai mücadele yapılıyor. Bu avı çok profesyonel avcılar yapıyor. Hangi mahallede yapılacak ise iki gün önce muhtar bilgilendiriliyor, muhtarda vatandaşları bilgilendiriyor. Jandarma pek gelmez. Avı Milli Park takip ediyor. Profesyonel avcılar sürek avında kesinlikle acemi avcıları yanlarına almıyor. Çakal vurdurmuyoruz. Çakal, tilki doğayı dengeliyor. Madran Dağı’nda kurt var diyorlar ama görmedik. Var desek hemen peşine düşerler. Su avcılığında bölgemizde sadece balık var. Av sezonu kapandığında oltasını kapan barajlara ya da denize koşuyor. Akarsu ve barajlarımızda sazan, aynalı sazan, kaya sazanı, taş balığı, üretim amaçlı alabalık var.

Çine’de avın artırılması konusunda yapılan çalışmalarda kendinizi başarılı buluyor musunuz?

Geçtiğimiz yıllarda Bakanlıktan talep ettik bazı bölgelere keklik bıraktık. Keklikler üretim çiftliklerinden geliyor. Keklikler geliştikten sonra doğaya bırakıldığı için çok zayiat veriyoruz. Saldığımız yerde yabani keklikler var, bu sefer orada bir savaş başlıyor. Yabani keklikler salınanları öldürmek istiyor, öldürüyor. Keklik, 45-50 günlükken doğaya bırakılsa adaptasyonu daha iyi olur. Keklik bırakılan yerlerde kanunen 3 yıl avlanmak yasak. Saldığımız kekliklerin yüzde 30’u hayatta kalabiliyor. Bu kuşlar kendileri basım yaptığında verim alabiliyoruz.

Türkiye avcılık konusunda başarılı mı?

Türkiye’de bir günde avlanacağın av sayısı belli. Bu konuda Orman ve Su İşleri Bakanlığının sıkı denetimi var. Artık sosyal paylaşım sitelerini kontrol ediyor. T.C. kimlik numaraları girildiğinde avcıların avlanma pulu var mı, belge var mı, adam görüyor. Bohçacı avcılar avı öldürüp resim çekip paylaşıyor. Bakanlık, resmileri bir kere delil olarak indiriyor. Adamın yanına gidiyor, sen diyor böyle böyle etmişsin. Yok yapmadım, dediğinde fotoğrafları gösteriyor. Çıkar belgeni diyor, yok ise tutanak tutuluyor. Çine’den iki kişi bu şekilde ceza aldı. Avrupa’da görüyoruz video çekmişler her yerde yayınlanıyor. Adam ağaca yapıştırıcı sürmüş gelen kuş yapışıyor, çuvalla toplayıp gidiyor. Türkiye’de mekanik aygıtlarla avlanmak yasak, bazı ülkelerde avcılar mekanik aygıtlarla av yapıyor, bir yandan da keyif çatıyor. Bu iyi değil.

Avcı olmak isteyen ne yapmalı?

Genç avcılara ilk öğüdümüz zamansız av kesinlikle yapmasınlar. Av yok olursa, avcılıkta yok olur. Bir kere bir gencin avcı olabilmesi için, ilk önce avda su ve torba taşıması gerekiyor. Böyle olursa avın kıymetini bilir. Bu şekilde çilesini çekmeden eline tüfeği alır ise kıymetini bilemez. Avcılık ahlakı maalesef şuan yok. Gözlemlediğimiz ben bu işi çok iyi bilirim, en iyi ben vururum, en iyisini ben yaparım diyor, arkasından domuz fakına basıyor sonra abi bizi kurtar diyor. Avcılık bir yaşam tarzı değildir. Biz ava çıkıyoruz 3 gün iki keklik görmek için 10 kilometre civarı dağlarda terliyoruz. Tecrübesiz gençler köpeğe bir tasma ve zil takıyor hayvan bu sesi 500 metreden duyuyor. Zaten tedirgin hayvan sesi duyunca kaçıyor. Sen geliyorsun, o kaçıyor. Akşama kadar gezsen bulamazsın. Ne demişler bir gün av eti, kırk gün taban eti. Bu söz buradan gelir. Ne yaparlar, eve giderken tavukçudan tavuk alırlar. Ama tecrübeli avcılar boş gelmezler.

İneli avcılar hangi av köpeklerini ve tüfekleri tercih ediyor?

Bizim Çine’de dedelerden kalma kendi yerel köpeklerimiz vardı. Son dönemlerde kelle, kuyruk ve kulağa önem verdik. Pointer cinsi ve seter cinsi köpekler tercih ediyoruz. Bu aralar köpekleri genelde melezleştirmeye başladılar. Kiminin fermesı iyi, kimi çok süratli. Birinin getirmesi güzel. Ticari amaçla bizim Çine’de köpek yetiştiren yok. Çatal burnu av köpekleri bizim burada tercih edilmiyor. İyi koku almasına karşın çok yavaş hareket ediyorlar. Biz Çineliler avın başına hemen dikilmemiz lazım. Biz çok doğru olmasa da çabuk olmayı seviyoruz. En zor iş enik köpek yetiştirmek. Yerin müsait olacak bahçen olacak, bahçede toprak olacak. Ön eğitim vereceksin. İlk önce çocuk bir okula yazılacak. Silah sesine alıştıracaksın. Kekliği yerde süreceksin çalının ardına saklayacaksın, taş atacaksın kekliği bulup getirecek. Yavaş yavaş bu şekilde alıştıracaksın. Köpek bir yıl öğrenir, ikinci yıl unutur. Bir daha öğreteceksin, 3 yaşından sonra artık oturmaya başlar iyice öğrenir. Biz genelde süper poze ve çifte kırma av tüfeklerini kullanırız. 20 yıl önce süper poze ve çifte kırmalar vardı. 90’larda otomatik tüfekler çıktı. 7+1 otomatik tüfekler var. Bu tüfekler avcıyı ağır oldukları için çok yoruyor. İki gün sonra omuzların ağrıyor. Bu yüzden genelde tercihimiz çifte kırma ve süper poze.

Unutamadığınız bir av maceranızı anlatabilir misiniz?

15 yıl olmuştur. Yenipazar üzerinde fidanlık var. Orada çalışan orman işçileri Java marka motosikletlerini Mustafa Kozan adlı motosiklet tamircisi arkadaşımıza yaptırıyormuş. Kozan’a demişler ki sizin tüfekler bizim keklikleri öldürmez. Bir gün tesadüfen Kozan’ın yanına gittik. Kozan hemen atladı abi işte bu ormancılar. Ormancılar yine dedi, sizin tüfekler bizim keklikleri öldürmez. Keklikler ölmüyor abi, dediler. Av sezonu açıldı, ben Mustafa Kozan ve Cumhur Reis üç kişi gittik. Oradan da katılanlar oldu. Normal deniz seviyesinden daha yukarı çıktık. Deniz seviyesinin bin 500 metre üzerinde idik. Basınç az burada tüfek faktörü öne çıkıyor. Ona göre fişek kullanmak zorundasın. Ben de yeni aldığım tüfek ile ilk avımı yapacağım, bu yüzden biraz tedirginim. Bir tane sarıklı bir adam çıktı geldi. Eski model fişekliği vardı. Bende sarı bir şapka vardı. Adam sarı şapkalı bak bakalım dedi. Bu ihtiyara ilaç yaz dedi. 11 tane fişek attım, keklik ölmedi dedi. Ben adama dedim ki amca senin gözler görmemiştir. Yok amca ölmedi diyor. Sen kekliğin yerini bir göster dedim. Bana sen büyük taşın üstüne çık, burnuna git dedi. Ben taşı yuvarlayacağım buradan karşıya keklik geçecek dedi. Sanki senaryo önceden yazılmış kekliğe de verilmiş, kekliğe sen buradan uç avcının biri seni öldürecek denilmiş. Amcam iki üç kez taş yuvarladı. Keklik bağıra bağıra geliyor. Çok büyük bir keklik, hala kanat çırpıyor. Ben kekliği bir fişek attım. Havada pofladı, düştü. Karşı tarafta iki üç kişi ağaç kesiyor, biri diğerine hey gördün mü adam bir vuruşta kekliği öldürdü diyor. Amca diyor ki yavrum elin oğlu 10 tane mi atacak, bir tanede öldürdü. Amcamla aşağıya gittik o yaşına rağmen çalının üstünden o kekliği aldı. Kekliğin tüylerini düzeltirken bir yandan da kekliğe biz 11 sıkı attık ölmedin adam bir sıkı attı öldün, madem ölecektin, bende niye ölmedin dedi. Ben kuşu amcaya vermek istedim. Bana dedi ki yıllardır avlanırım hiçbir avcının ilk vurduğu kuşu almadım. Ben de amcaya fişek hediye ettim. Böyle güzel bir anımız oldu.

Avcılık nasıl bir duygu?

Avcılık bazı kişilerce çok benimsenen bir şey değil. Ancak bu doğanın kanunu. Doğada bir düzen, nizam var. Canlılar, bu kanunlar çerçevesinde yaşamlarını sürdürmeli. Biz avcılar bu kanunlara uyarak avcılığı sürdürüyoruz. Olması gerekeni yapıyoruz. Avcılık anlatılabilinecek bir duygu değil. Yaşamadan, o tat ve zevki almadan anlayamazsınız. Arkadaşlarla birlikte olmak, doğanın bütün güzellikleriyle arkadaş olmak. Av yapmak, insanı mutlu ediyor. İnsan, dağlarda yeşillikler içerisinde şehrin bütün sıkıntılarından, rahatsızlıklarından, gürültüsünden uzakta, rahatlıyor. Av izi sürmek o heyecanı yaşamanın ise ayrı bir güzelliği var. Av sonrası gün içerisinde yaşananlar, serüvenler ve av maceralarını sevdiklerinize anlatmak ise işin tadı, tuzu, biberi oluyor. (OSMAN YURTTAŞ)







 
Son Eklenen Haberler