Takip Et

SON DAKİKA

“Salgın fırsat olabilir ama statüko buna izin vermez”

7 Nisan 2020, Salı 12:24

     


Eski Aydın Belediye Başkanı Hüseyin Aksu, yaşanan koronavirüs döneminde teknolojinin ve üretimin öneminin fark edildiğini belirterek, “Seneye tüm dünyada ve ülkemizde hiçbir şeyin değişmediğini hepimiz göreceğiz. Koronavirüs salgını bütün ülkeler için fırsat olabilir ama ben statükonun buna izin vermeyeceğini düşünüyorum” dedi.

tvDEN’de yayınlanan 5G1K programına konuk olan Hüseyin Aksu, yaşanan koronavirüs salgınında dünyadaki etkileri ile Türkiye’de alınan ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi.

“DÜNYANIN BU FELAKETE HİÇ HAZIRLIKLI OLMADIĞI ANLAŞILDI”

Dünya’nın koronavirüs salgınına hazırlıksız yakalandığını belirten Eski Aydın Belediye Başkanı Hüseyin Aksu, “Dünya, sürekli 3. Dünya savaşıyla ilgili hazırlıklar içerisinde oldu. Silah sanayi, uluslararası askeri, siyasi ve ekonomik rekabet içerisinde oldu. Dünyaya saracak böyle bir felakete hiç hazırlık olmadığı anlaşıldı. Ne mutlu ki Türkiye’nin düzenlediği özellikle sağlık politikalarıyla en hazırlıklı ülke konumuna geldi. Bazıları tedbirlerin geç alındığını iddia etse de, birden bire ekonomiyi durdurmak mümkün değil. Çünkü bu virüs sonrası bir fatura çıkacak. Belediye başkanlığım döneminde bir sağlık politikası oluşturmuştuk. Tıp benim en uzak olduğum bir alan ama bunları yapmak için de tıp profesörü olmaya gerek yok. 2002 yılında yayınladığımız sağlık reformunda çok sayıda önlemi almışız. Hiç kimsenin hasta olmamasını hedeflemek en doğru politika. Bu belki mümkün değil ama doğru bir yaklaşım ve doğru bir politika. Bunu koruyucu sağlık sistemi, koruyucu hekimlik diyoruz. Tabi bu zor olan bir yaklaşım ve bir insanın sağlığını nasıl koruyacaksınız. İşte biz 2002 yılında sistemler tasarlamışız. Bir insanın ana rahmine düştüğünden itibaren yapılması gerekenler ile başlayıp, ilk 3 yaşında sağlıklı ve akıllı bir birey olması için yapılması gerekenleri tasarladık. İlk 3 yıl sonrası 6 yaşına kadar da bütün alışkanlıkların öğrenildiği bir dönem. Bunu da okul öncesi dönem diyoruz ve biz bunu hazırlarken okul öncesi sistemi yoktu. Okul dönemi artık sağlığın izlenmesi var” dedi.

“BU UYGULAMADA BİR TAVSİYE BİR DE YAPTIRIM OLMALI”

Devletin, vatandaşının sağlığını takip edebildiği bir sisteme ihtiyaç olduğunu belirten Hüseyin Aksu, “Artık modern dünyada sağlığımız hakkında bilgiler veren saat ve cep telefonu üzerinde uygulamalar var. Bunu devlet yapsın. Bunu da akıllı kimlikle yürütsün. Akıllı kimlik kişinin tüm sicilini ihtiva edecek ama en önemlisi sağlık birimini ihtiva edecek. Belediye başkanlığımın ilk yılı olan 1995 yılında bir bilgi sistemi oluşturduk ve kişilerin tüm bilgilerini orada oluşturduk. Aynı sistemin içerisinde bir de sağlık sicili açtık. O günün teknolojik imkanlarıyla bir çok bilgiyi onun içerine koyamadık ama her girdiğimiz evden aldığımız bilgiler ile kronik hastalığı olanları takip edebilir seviyeye gelmiştik ve biz bunu 26 sene önce yapmıştık. Devlette her bireyine akıllı saat vererek 24 saat izleyebilir. Neyinizi izleyecek? Koordinatınızı. Hiç kimse insan hakları filan demesin. Zaten telefon operatörleri sizi izliyor. Daha sonra bu saat ile kalp atışını, şekerini, tansiyonunu uzaktan izleyecek. Bu veriler üzerinden da vatandaşa, ‘Sen en yakın bir sağlık kuruluşuna git’ diyerek sağlımız ile durumu değerlendirerek tavsiyelerini bildirecek. Burada yaptırımlar koyacaksınız kanunla, çünkü halkımız rica ile hareket etmiyor. Şu virüs nedeniyle söylenen ricaların uygulanmadığını hepimiz görüyoruz çünkü. Sokağa çıkmayın, evinizde kalın deniliyor ama kimse buna uymuyor. Ne zaman ceza uygulamasını koydu o zaman elimizi ayağımızı sokaktan çektik. Dolayısıyla bu uygulamada bir tavsiye bir de yaptırım olmalı. Artık bunları yapmak mümkün ve bilişim sektöründen yararlanmalıyız” ifadelerini kullandı.

“MİLYONLARCA İŞSİZ KALAN İNSAN VAR”

Salgın dönemlerinde yerel yönetimlerin kendini çok fazla ön plana çıkartmaması gerektiğini vurgulayan Aksu, “Böyle durumlarda her kafadan bir ses çıkarsa fayda değil zarar verilir. Yerel yönetim şunu söylemeli, ‘Biz devletin emrindeyiz. Devlet para topluyor ben ayrıca toplayacağım’ demeyecek. ‘Devlet topladığı paradan bana da göndersin ve ben de dağılması gereken ve belirlenen yerleri ben de dağıtayım’ demeli. Bunun tek bir otoriteye bağlı yürümesi ve gitmesi lazım. Bunu ben söylemiyorum. Amerika’daki durum bunu gösteriyor zaten. Her eyaletten ayrı bir ses çıktığı için orada bir koordinasyon sağlanamıyor. Şimdi siyaset, propaganda ve kendini öne çıkarma zamanı değil. İnsanların geleceği karara bilecek bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Baktığımızda hükümetin, belediyelere karşı bir tutumu var ve bu göreve yaklaştırmama gibi bir tutumu var. Bu da doğru değil. Bugün Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde 5 bin kişi çalışıyor. Sadece bu virüs döneminde vali beyin onları görevlendirmesi lazım. ‘Evde kal’ denildiğinden ve kendilerine görev verilmediği için onlar da evde kalıyor. Benim temennim, belediye kadrolarından valiliklerin de Sağlık Bakanlığının da aktif olarak yararlanmasıdır. PTT üzerinden başlatılan maske dağıtımında belediye personeline bu görev verilebilir ve aynı zamanda kimin ne ihtiyacı var diye sokak sokak tararlar. Virüs nedeniyle şuan milyonlarca işsiz kalan vatandaşımız var. Onların ihtiyaçları da böylelikle belirlenmiş olur” açıklamasında bulundu.

“STATÜKONUN BUNA İZİN VERMEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

Koronavirüs sonrası dünyada ve Türkiye’de yaşanabilecekleri de değerlendiren Aksu, “Bu virüs ile reel sektörün hayatımızda ne kadar yer kapladığını ve üretimin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Toplumsal fizibiliteyi kim önce yaparsa o ülke virüs sonrası öne çıkar. Koronavirüs bütün ülkeler için fırsat olabilir ama ben bu statükonun buna izin vermeyeceğini düşünüyorum. Onlar bu durumdan nasıl bir çıkar elde edebiliriz diye bakacaktır. Seneye tüm dünya da ve ülkemizde hiçbir şeyin değişmediğini hepimiz göreceğiz” açıklamasında bulundu. (ERDAL AYDIN)


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler