Takip Et

SON DAKİKA

"Parası olan insan, azmi olan insanı geçemez"

3 Ağustos 2020, Pazartesi 15:15

     


Aydınlı İş İnsanı Abdullah Yılmaz, tvDEN'de yayınlanan Emin Aydın'la Baş Başa programının konuğu oldu. Yılmaz, "Bir üründen çok değil, çok üründen az para kazanmak önemli" dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Kendisini tanıtan Abdullah Yılmaz, "1955'te Koçarlı'da dünyaya geldim. Oradan artık babamın işiyle 1961'de Aydın'a geldik. Marangoz olarak başladık. Mobilya sektörüne geçtik. Marangoz çırağıydım. Ben 17 yaşında iş kurdum. Bir marangoz atölyesi açtım. 20 yaşında askere giderken sattım. Mobilya daha önce ihtiyaçtı, dekorasyon değildi. Mobilya şu anda dekorasyon haline geldi. Ben borçla kurdum iş yerimi. Borçla kurduğun zaman her şey daha değerli oluyor. Parası olan adam azmi olan adamı geçemez. Azim olmayan bir insanın da parası olsa da yol kat edemez. Zaman her şeyden daha kıymetli. En önemli sermaye zaman. Bir ayın 20 günü mesai yapardık. Biz doğru şeyleri yapmayı öğrendik. İmkanın yoksa en büyük sermayen zamanın oluyor. Emekle yürüdük. Bir üründen çok değil, çok üründen az para kazanmak önemli. Bir üründen çok kâr adamı mahcup eder. Zor durumda bırakır. İnsanların güvenini kaybedersin. Yüksek kâr devamlı değildir. Başarının sırrı şımarmamak. Müşteriyi memnun ettikçe başarılısız" dedi.

"ÇOCUKLARIM DA İŞİN UCUNDAN TUTTU"

Çocukların da işin başında olduğunu söyleyen Yılmaz, "Çocuklarımdan bir tanesi bilgisayar mühendisi. Tüm hesapları o tutuyor. Günün özeti kurulan sistemle rapor olarak geliyor. Kızım İzmir'deki iş yerinin başına geçti. Ege Bölgesi'nin çoğu yerine mal gönderiyoruz. Gaziantep'ten, Van'dan müşterilerimiz var. Bizden mal istiyor. İnternet satışımız da var. Yüzde 60'ı İstanbul'dan. İstanbullular internetten alışveriş yapıyor. 90 bin ürün alıp satıyoruz" dedi.

"HER ŞEYİN FATURASI OLUR"

Yılmaz, "Örnek veriyorum 100 tane su bardağı var. Hepsinin faturası olmak zorunda. Stokta 10 tane kalmış gözüküyor ve 8 tane çıkıyorsa bunlara da rapor tutarız. Raporda 2 ürünün kırıldığını görüyorsak ve bunu rapora yansıtmışsak doğru yoldayız demektir. Bunları yapmazsak her şey karışır. Sistemsel hareket etmek zorundayız. Bunu yapınca sistem yönetmeye başlıyor zaten. Türkiye'de şirket benim denir. Şirket yüzde 33 devletindir. Devlet varsa biz varız. Devleti karşına almamanız gerekiyor. Kendin yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın. Büyümenin en büyük sırrı uzun vadeli planlardır" dedi.

OTEL SEKTÖRÜNE DE GİRDİ

Otel sektörüne girdiğini de belirten Yılmaz, "2004 yılında Aydın Park Otel'in olduğu yerde arsa olarak satılıktı. Biz talep olduk. O inşaatı biz apartman olarak yapıp satmaktı. Yaparken yol kenarında, caddede bir yer diye düşündük. Biz bunu otele çevirdik. Aydın'ın otel ihtiyacını değerlendirdik ve otel yaptık. Daha sonra termal otel projemiz vardı. Otel yapmayı planladığımız yerin yanında hazır bir oteli aldık. 5 yıldızlı bir otel haline getirmeyi hedefliyoruz. Oteldeki havuzumuz halka da açıktır. Sadece otel müşterileriyle kısıtlı değil. Havuzun analiz raporlarını da astık otel kapısının önüne. Biz sağlıklı bir sistem oluşturduk. Pahalı bir sistem. Kendi girmediğim havuza başkasını sokmam. 5 aşçımız var hepsi de bayan. Aydın'a özgü ürünlerimiz var. İstanbul'dan sırf kedirgen yemeye gelenler oluyordu. Malzemeler pazardan alınır. Doğal ürün konusunda dikkat ediyoruz. Yurt dışından gelen müşterilerimiz enginarın en iyisi Türkiye'de oluyor diyorlar." dedi.

Yılmaz, öte yandan Aydın'da yörük derneği kurduklarını ve kendisinin de yörük beyi olduğunu belirtti. Yılmaz, "Yörükler Aydın'a geleneğini sürdürüyor. Bu benim sosyal görevim. Bizlerin sahip çıkması gerekiyor. Maddi ve manevi destek çıkıyoruz" dedi. (DUYGU DİLEK)


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler