AyFm 100.5

Düzenlemeler

2025-09-15 21:19:00

Sınıf arkadaşının öldürdüğü 12 yaşındaki Kerem davası sürüyor

Yalova'da 2018 yılında 12 yaşındaki Kerem Karakaya'nın sınıf arkadaşı F.B. tarafından kazayla vurularak öldürüldüğü iddiasıyla açılan davada ortaya çıkan cinayet şüphesi üzerine, F.B.'nin annesi Serpil B.'nin "kasten öldürme" suçundan yargılanmasına devam edildi.
Yalova'nın Termal ilçesine bağlı Akköy'de 3 Haziran 2018 tarihinde meydana gelen olayda Kerem Karakaya, sabah saat 08.30'da okul arkadaşı F.B.'nin evine gitmiş, burada iddiaya göre evin odunluk kısmında bulunan kırma av tüfeği ile oynayan F.B., arkadaşı Kerem Karakaya'yı başından vurmuştu. F.B.'nin cezai ehliyetinin bulunmaması nedeniyle annesi Serpil B., Yalova 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "taksirle ölüme neden olma" suçundan yargılanıyordu. Mahkeme, tüfeğin ağırlığı, 2 kez ateş edilmesi, kartuşun değiştirilmesi ve silahın ateş mekanizmasının suça sürüklenen çocuk tarafından bilinemeyeceği, delillerin tam toplanmamış olması ve kasten adam öldürme şüphesinin varlığı nedeniyle Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturmayı tamamlayan savcılık, Serpil B. hakkında hazırladığı iddianamede sanığın kasten öldürme suçundan hapsini talep etmişti.
Davanın ikinci duruşmasında tanık olarak dinlenen bölgeye yakın otelde çalışan Y.K., H.Ö, İ.G, F.A ve S.K, olay günü 2 el silah sesi duyduklarını anlattı.

"F.B'nin tüfeğin namlusunu açabileceğini düşünmüyorum"
Sanık Serpil B'nin eşi Turan B. ise şunları kaydetti:
"Evimizde tavuk beslediğimiz için etraftan köpekler gelirse diye havaya ateş etmek için kırma tüfek bulunduruyorduk. Tüfeği babamdan almıştım. Babam alzheimer olduğu için tüfeği almıştım. Ben tüfeğin nasıl çalıştığını biliyorum. Çünkü daha önce kullandım. 5-6 kere kullandım. Tüfekle en son ne zaman ateş ettiğimi bilmiyorum. Ancak illaki tüfeği ateşledim. Tüfeğin ön namlusu çalışıyordu. Ancak arkadaki tutukluluk yapıyordu. 1-2 sefer zorlayınca atıyordu. Eşim sanık Serpil'le olay olunca konuştuğumuzda tüfeğin içine 2 tane mermi koyduğunu, birini ateşlediğini, ateşledikten hemen sonra kızımızın yere düşüp burnunun ve dudaklarının kanadığını görmesi üzerine tüfeği kenara koyduğunu bana söyledi. Odunların kenarına dik bir şekilde tüfeği koyduğunu söyledi. O da birisini ateşlediğinden tüfeğin çalışma prensibini bilir. Kenara dik bir şekilde koyduğunu bana söyledi. Olaya ilişkin olarak ise eşim sanık Serpil'in bana anlattığı kadarıyla maktul Kerem ve tanık F.B. tüfeği görmüşler. Birbirlerine 'Ben tüfek atmayı biliyorum' demişler. O sırada olay gerçekleşmiş. Aradan 5-10 gün geçtikten sonra ben bu olayın gerçekleşmesine ilişkin detayları eşim sanık Serpil'den öğrendim. Fatih olayı ona anlattı. Eşim sanık Serpil ateş sesini duymuş. Kapıyı açtığında kanları görmüş, Kerem'i kucağına almış. Bana tampon yaptığını söyledi. Eşim sanık Serpil bana tüfeği alıp almadığına ve içindeki mermiyi çıkartıp çıkartmadığına ilişkin olarak bir şey söylemedi. Ben F.B'nin silahla ilgilendiğini, ateş ettiğini görmedim. Tüfek ateşlendikten sonra namlu açılarak içindeki kartuşun alınması gerekmektedir. Tüfek 15 yıllık bir tüfektir. Hatta fazlası da olabilir. F.B'nin tüfeğin namlusunu açabileceğini düşünmüyorum. Dize vurarak ancak tüfeğin namluya mermi konulan kısmını açabiliyorduk. Elle daha zor oluyordu. Tüfek evde salonda çekyatın altında duruyordu."
Kerem'in ailesinin avukatı Şermin Tankut ise, "Eğer 2 silah sesiyse cinayet, 1 ise kaza. Silah sesini bire indirmeye çalışmaktadırlar. Tanık Turan da silahın çalıştığını beyan etmiştir. Adli Tıp ve kendi aldırdığımız raporlar mevcuttur. Bu raporlarda Kerem Karakaya'yı öldüren kurşunun şenovi tipi olduğu geçmiştir. Taleplerimizi ayrı ayrı belirttik. O taleplerimizin değerlendirilmesini talep ediyoruz. Sanığı yüz yüze dinlemek istiyoruz. Beyanlar ve ifadeler çelişkilidir. Sanığın tutuklu olarak yargılanmasını talep ediyoruz" dedi.
Daha sonra duruşmaya ara veren mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından dosyaya konu tüfeğin 11 yaşındaki F.B'nin olay tarihinde tüfeği kaldırma, atışa hazırlama, kartuş boşaltma işlemlerini yapabilecek yeterliliğinin bulunup bulunmayacağı hususunda düzenlenecek raporun beklenmesine karar verdi. Mahkeme, tanık R.B'nin SEGBIS huzurunda hazır edilmesi için gerekli yazışmaların yapılmasına da karar verdi. Mahkeme ayrıca, adli emanette bulunan tüfek kartuşun olaya konu anılı tüfek ile birlikte Bursa Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğüne gönderilerek, kartuşun anılı tüfekten ateşlenmeye uygun bir kartuş olup olmadığı, eğer anılı tüfekten ateşlenmeye uygunsa olayda anılı tüfekten ateşlenip ateşlenmediği, oluşturabileceği yaranın şevrotin yarası olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, eğer ateşlendiyse ölüm sonucunu doğurabilecek nitelikte olup olmadığı hususunda uzmanlık raporu aldırılmasına da karar verdi. Mahkeme heyeti, Yalova Barosunun katılma talebinin ise reddini kararlaştırdı.
Duruşma sonrasında gazetecilere açıklamada bulunan avukat Şermin Tankut, "Biz bu celseyle ilgili çok umutluyduk. Serpil B.'nin tutuklanması kararı verileceğini düşündük. Maalesef İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda tüfek hala incelemede. Bu inceleme ise 3'üncüye yapılıyor. Dosyada iki tane rapor var. Kriminal raporlarda bu tüfeğin F.B. tarafından kullanılamayacağı, kartuşu sokamayacağına dair iki rapor var. Ona rağmen bu raporlar mahkeme heyetine yetmedi. Tekrardan gönderildi rapor alınması için. En kötü olay Serpil B.'nin hala tutuklanmaması. İyi gelişmeler de oldu. Fatih B.'nin babası Turan B., verdiği ifadede bizim bütün iddialarımızı doğruladı. Kendi ağzıyla F.B'nin tüfeği kullanamayacağını söyledi. 2-3 yıl sonra tüfeğin bir iğnesinin kırık olduğu iddiası vardı. Turan B., tüfeğin iki namlusunun da çalıştığını söyledi. Sadece birinin daha ağır attığını söyledi. Kendi eşini ve bütün raporları yalanladı. Aynı zamanda olay günü jandarma karakolundan çıkarken 'Benim eşim yanıma geldi. Ben dün iki tane kartuş taktım namluya, birisini sıktım, diğerini bıraktım' demiş. Dolayısıyla tüfek çalışıyormuş. O da doğruluyor fakat daha sonra ifadelerini değiştirmişti. Bizim iddiamızı doğruladı. Tüfeğin iğnesi daha sonra kırılmıştır. Bu önemli, çünkü eğer bir el ateş edildiyse kaza olabilir ihtimali, iki el ateş edildiyse cinayettir. Dolayısıyla tüfekten bir kartuşun çıkabileceğini ifade ettiler. Bu yalanlandı şu an. Olay yerine 9 santimetre beton eklenmişti. Bu celse anladık ki baba Turan B.'nin bundan haberi yok. Artık mahkeme karar verecektir. Bu betonun niye atıldığına dair araştırma yapılıp yapılmayacağına. Mahkeme kararıyla tüfeğin kartuşu ve tüfek İstanbul'dan geldikten sonra Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderilecek. Dosyadaki iki raporda da Kerem'in kafasında açılan yara şevrotin saçmasıyla yapılmış. İri saçmalar. Biz bugün duruşmada babaya da sorduk. Ne tür saçma kullanıyordu diye, baba 'kuş saçması' kullandıklarını söyledi. Yani bunlar doğrulansın diye tekrar üçüncü kez rapor alınacak. Her şey açıkken tutuklama olmaması bizi üzdü tabii. Diğer duruşmaya kadar raporlar gelmiş olur. Hak yerini bulur, çünkü ailenin sabrı kalmadı" dedi.
Baba Halil Karakaya ise, "Sözün bittiği yerdeyiz. 7 buçuk yıl oldu, hala bir tutuklama yok. Ben adalet istiyorum" ifadelerini kullandı.
Anne Rahime Karakaya da, "Ben adalet istiyorum. Oğlumun kanı yerde kalmasın. Oğlumun katilini bulsunlar. Güle oynaya salona geldiler, güle oynaya çıktılar. Tutuklama olmadı. Çocuğumun kanı yerde kalmasın" dedi. (İHA)

2025-09-15 21:20:32

Sınıf arkadaşının öldürdüğü 12 yaşındaki Kerem davası sürüyor

Yalova'da 2018 yılında 12 yaşındaki Kerem Karakaya'nın sınıf arkadaşı F.B. tarafından kazayla vurularak öldürüldüğü iddiasıyla açılan davada ortaya çıkan cinayet şüphesi üzerine, F.B.'nin annesi Serpil B.'nin "kasten öldürme" suçundan yargılanmasına devam edildi.
Yalova'nın Termal ilçesine bağlı Akköy'de 3 Haziran 2018 tarihinde meydana gelen olayda Kerem Karakaya, sabah saat 08.30'da okul arkadaşı F.B.'nin evine gitmiş, burada iddiaya göre evin odunluk kısmında bulunan kırma av tüfeği ile oynayan F.B., arkadaşı Kerem Karakaya'yı başından vurmuştu. F.B.'nin cezai ehliyetinin bulunmaması nedeniyle annesi Serpil B., Yalova 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "taksirle ölüme neden olma" suçundan yargılanıyordu. Mahkeme, tüfeğin ağırlığı, 2 kez ateş edilmesi, kartuşun değiştirilmesi ve silahın ateş mekanizmasının suça sürüklenen çocuk tarafından bilinemeyeceği, delillerin tam toplanmamış olması ve kasten adam öldürme şüphesinin varlığı nedeniyle Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturmayı tamamlayan savcılık, Serpil B. hakkında hazırladığı iddianamede sanığın kasten öldürme suçundan hapsini talep etmişti.
Davanın ikinci duruşmasında tanık olarak dinlenen bölgeye yakın otelde çalışan Y.K., H.Ö, İ.G, F.A ve S.K, olay günü 2 el silah sesi duyduklarını anlattı.

"F.B'nin tüfeğin namlusunu açabileceğini düşünmüyorum"
Sanık Serpil B'nin eşi Turan B. ise şunları kaydetti:
"Evimizde tavuk beslediğimiz için etraftan köpekler gelirse diye havaya ateş etmek için kırma tüfek bulunduruyorduk. Tüfeği babamdan almıştım. Babam alzheimer olduğu için tüfeği almıştım. Ben tüfeğin nasıl çalıştığını biliyorum. Çünkü daha önce kullandım. 5-6 kere kullandım. Tüfekle en son ne zaman ateş ettiğimi bilmiyorum. Ancak illaki tüfeği ateşledim. Tüfeğin ön namlusu çalışıyordu. Ancak arkadaki tutukluluk yapıyordu. 1-2 sefer zorlayınca atıyordu. Eşim sanık Serpil'le olay olunca konuştuğumuzda tüfeğin içine 2 tane mermi koyduğunu, birini ateşlediğini, ateşledikten hemen sonra kızımızın yere düşüp burnunun ve dudaklarının kanadığını görmesi üzerine tüfeği kenara koyduğunu bana söyledi. Odunların kenarına dik bir şekilde tüfeği koyduğunu söyledi. O da birisini ateşlediğinden tüfeğin çalışma prensibini bilir. Kenara dik bir şekilde koyduğunu bana söyledi. Olaya ilişkin olarak ise eşim sanık Serpil'in bana anlattığı kadarıyla maktul Kerem ve tanık F.B. tüfeği görmüşler. Birbirlerine 'Ben tüfek atmayı biliyorum' demişler. O sırada olay gerçekleşmiş. Aradan 5-10 gün geçtikten sonra ben bu olayın gerçekleşmesine ilişkin detayları eşim sanık Serpil'den öğrendim. Fatih olayı ona anlattı. Eşim sanık Serpil ateş sesini duymuş. Kapıyı açtığında kanları görmüş, Kerem'i kucağına almış. Bana tampon yaptığını söyledi. Eşim sanık Serpil bana tüfeği alıp almadığına ve içindeki mermiyi çıkartıp çıkartmadığına ilişkin olarak bir şey söylemedi. Ben F.B'nin silahla ilgilendiğini, ateş ettiğini görmedim. Tüfek ateşlendikten sonra namlu açılarak içindeki kartuşun alınması gerekmektedir. Tüfek 15 yıllık bir tüfektir. Hatta fazlası da olabilir. F.B'nin tüfeğin namlusunu açabileceğini düşünmüyorum. Dize vurarak ancak tüfeğin namluya mermi konulan kısmını açabiliyorduk. Elle daha zor oluyordu. Tüfek evde salonda çekyatın altında duruyordu."
Kerem'in ailesinin avukatı Şermin Tankut ise, "Eğer 2 silah sesiyse cinayet, 1 ise kaza. Silah sesini bire indirmeye çalışmaktadırlar. Tanık Turan da silahın çalıştığını beyan etmiştir. Adli Tıp ve kendi aldırdığımız raporlar mevcuttur. Bu raporlarda Kerem Karakaya'yı öldüren kurşunun şenovi tipi olduğu geçmiştir. Taleplerimizi ayrı ayrı belirttik. O taleplerimizin değerlendirilmesini talep ediyoruz. Sanığı yüz yüze dinlemek istiyoruz. Beyanlar ve ifadeler çelişkilidir. Sanığın tutuklu olarak yargılanmasını talep ediyoruz" dedi.
Daha sonra duruşmaya ara veren mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından dosyaya konu tüfeğin 11 yaşındaki F.B'nin olay tarihinde tüfeği kaldırma, atışa hazırlama, kartuş boşaltma işlemlerini yapabilecek yeterliliğinin bulunup bulunmayacağı hususunda düzenlenecek raporun beklenmesine karar verdi. Mahkeme, tanık R.B'nin SEGBIS huzurunda hazır edilmesi için gerekli yazışmaların yapılmasına da karar verdi. Mahkeme ayrıca, adli emanette bulunan tüfek kartuşun olaya konu anılı tüfek ile birlikte Bursa Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğüne gönderilerek, kartuşun anılı tüfekten ateşlenmeye uygun bir kartuş olup olmadığı, eğer anılı tüfekten ateşlenmeye uygunsa olayda anılı tüfekten ateşlenip ateşlenmediği, oluşturabileceği yaranın şevrotin yarası olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, eğer ateşlendiyse ölüm sonucunu doğurabilecek nitelikte olup olmadığı hususunda uzmanlık raporu aldırılmasına da karar verdi. Mahkeme heyeti, Yalova Barosunun katılma talebinin ise reddini kararlaştırdı.
Duruşma sonrasında gazetecilere açıklamada bulunan avukat Şermin Tankut, "Biz bu celseyle ilgili çok umutluyduk. Serpil B.'nin tutuklanması kararı verileceğini düşündük. Maalesef İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda tüfek hala incelemede. Bu inceleme ise 3'üncüye yapılıyor. Dosyada iki tane rapor var. Kriminal raporlarda bu tüfeğin F.B. tarafından kullanılamayacağı, kartuşu sokamayacağına dair iki rapor var. Ona rağmen bu raporlar mahkeme heyetine yetmedi. Tekrardan gönderildi rapor alınması için. En kötü olay Serpil B.'nin hala tutuklanmaması. İyi gelişmeler de oldu. Fatih B.'nin babası Turan B., verdiği ifadede bizim bütün iddialarımızı doğruladı. Kendi ağzıyla F.B'nin tüfeği kullanamayacağını söyledi. 2-3 yıl sonra tüfeğin bir iğnesinin kırık olduğu iddiası vardı. Turan B., tüfeğin iki namlusunun da çalıştığını söyledi. Sadece birinin daha ağır attığını söyledi. Kendi eşini ve bütün raporları yalanladı. Aynı zamanda olay günü jandarma karakolundan çıkarken 'Benim eşim yanıma geldi. Ben dün iki tane kartuş taktım namluya, birisini sıktım, diğerini bıraktım' demiş. Dolayısıyla tüfek çalışıyormuş. O da doğruluyor fakat daha sonra ifadelerini değiştirmişti. Bizim iddiamızı doğruladı. Tüfeğin iğnesi daha sonra kırılmıştır. Bu önemli, çünkü eğer bir el ateş edildiyse kaza olabilir ihtimali, iki el ateş edildiyse cinayettir. Dolayısıyla tüfekten bir kartuşun çıkabileceğini ifade ettiler. Bu yalanlandı şu an. Olay yerine 9 santimetre beton eklenmişti. Bu celse anladık ki baba Turan B.'nin bundan haberi yok. Artık mahkeme karar verecektir. Bu betonun niye atıldığına dair araştırma yapılıp yapılmayacağına. Mahkeme kararıyla tüfeğin kartuşu ve tüfek İstanbul'dan geldikten sonra Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderilecek. Dosyadaki iki raporda da Kerem'in kafasında açılan yara şevrotin saçmasıyla yapılmış. İri saçmalar. Biz bugün duruşmada babaya da sorduk. Ne tür saçma kullanıyordu diye, baba 'kuş saçması' kullandıklarını söyledi. Yani bunlar doğrulansın diye tekrar üçüncü kez rapor alınacak. Her şey açıkken tutuklama olmaması bizi üzdü tabii. Diğer duruşmaya kadar raporlar gelmiş olur. Hak yerini bulur, çünkü ailenin sabrı kalmadı" dedi.
Baba Halil Karakaya ise, "Sözün bittiği yerdeyiz. 7 buçuk yıl oldu, hala bir tutuklama yok. Ben adalet istiyorum" ifadelerini kullandı.
Anne Rahime Karakaya da, "Ben adalet istiyorum. Oğlumun kanı yerde kalmasın. Oğlumun katilini bulsunlar. Güle oynaya salona geldiler, güle oynaya çıktılar. Tutuklama olmadı. Çocuğumun kanı yerde kalmasın" dedi. (İHA)