24 Haziran seçimlerine artık iki hafta kadar bir süre kaldı.

Dün yurt dışında ve gümrük kapılarında oy kullanma işlemi başladı bile.

Haftaya da Ramazan Bayramı’nı kutlayacağız.

“İki bayram arası düğün olmaz” derler ama biz iki bayram arası çift pusulalı, tek zarflı bir seçimde tercihimizi ortaya koyacağız.

Umarız kalan iki haftada da, seçim günü de, seçim sonrası da tam bir düğün havası ve demokratik şölen şeklinde geçer ve 24 Haziran akşamı sandıklardan ülkemiz için en hayırlı sonuç ortaya çıkar.

Aydın’ımız için de seçimlerden beklentimiz yüksek.

Artık Aydın’ımızın kronikleşmiş bazı sorunlarının, 24 Haziran’da seçilecek milletvekillerinin gayretleri ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin olumlu yansımaları ile kısa sürede çözüme kavuşmasını bekliyoruz.

Aydın, kendi yağıyla kavrulan bir memleket aslında.

Ya da öyle kabullenilmiş veya ülkeyi yönetenlere öyle inandırılmış.

Aydınlı istemez, daha doğrusu istemeyi arsızlık kabul ettiği için taleplerini bile dolambaçlı yollardan ifade etmeye çalışır.

Hal böyle olunca, Aydınlının ne istediği yıllarca net olarak anlaşılamamış ve dolayısıyla da uygulamaya konamamış.

Mesela Aydınlı ne mi istiyor?

Havalimanı…

Onu da öyle doğrudan istememişiz.

62 yıl önce arazisini bağışlamışız.

Devleti yönetenler geçen bunca yıl ‘mış’ gibi yapmışlar ama Aydın’da hala sivil uçuşların yapılabildiği bir hava alanı yok.

Çıldır ailesinin ‘sivil uçuşların yapılması’ koşuluyla bağışladığı arazideki sözde havalimanı son 7-8 yıldır pilot okulu olarak kullanılıyor.

Hiç yoktan iyidir belki.

Fakat biz pilot eniştelerimizin sayısının artmasını değil, gurbetteki oğlumuzu, kızımızı, torunlarımızı el memleketlerindeki havalimanlarında rezil rüsva karşılamak yerine, kendi memleketimizdeki kendi havalimanımızda karşılamak istiyoruz.

Daha dün, Denizli Çardak Havalimanı’nda gurbetçi vatandaşlarımız oy kullanmış.

O fotoğrafları görünce şöyle dua ettim:

“Allah’ım gurbetçi vatandaşlarımıza en kısa sürede Çıldır Havalimanı’nda da oy kullanmayı nasip et.”

Dua bizden, takdir Allah’tan…