Ütopya
22 Temmuz 2014, SalıTweet |
Son yüzyılda bilgi ve iletişim teknolojileri o kadar gelişti ki, hayatımızın akışını, günlük alışkanlıklarımızı değiştirecek noktaya geldi. 20 yıl öncesine kadar telefonsuz bir gün geçiremeyeceğimiz söylense hangimiz inanırdık? Ama öyle bir dönemdeyiz ki, iletişim araçları hayatımızın her yerindeler. Bu araçların hayatımıza bu denli girmesinin bir nedeni de toplumların az gelişmiş ya da çok gelişmiş olup olmamasının fark etmemesidir. Düşünün ki birçok ülkede siyasi rejimlerin kaderini bile bilgi iletişim teknolojileri etkileyebilir hale geldi.
Çağdaş dünyada gelişmişlik düzeyi teknoloji üretimiyle kıyaslanmaya başlandı. Yeni teknolojiler üreten toplumlar dünya sahnesinde on sıralara çıkmaya başladılar. Örneğin altmış yıl öncesine kadar ülkemizden kötü bir durumda olan Güney Kore şuanda dünya iletişim devi haline geldi.
İşte bu ortamda teknoloji eğitimi de büyük önem arz etmektedir. Teknoloji devi ülkelere baktığımız zaman bu ülkelerin eğitime ne denli önem verdiklerini görebiliriz. Örneğin bu yıl İngiltere’de yazılım dersleri birinci sınıftan itibaren zorunlu hale geldi. Maalesef bizim ülkemizde hala bilişim teknolojileri dersinin önemi tartışılmakta.
Bu aşamada en büyük görev siyasi iradeye düşüyor. Tam anlamıyla milli denilebilecek yeni bir eğitim sistemi acilen kurulmalı. Öğrenci sadece öğrenen durumunda değil doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını bilen, bulduğu bu bilgileri de hayatına uygulayabilen, sorgulayan bir konuma gelmelidir. Ülkemizin bulunduğu atmosferde de sorgulayıcı bireylerin çok da arzu edilmediğini düşünürsek teknoloji üreten toplum olabilmemiz bir ütopya gibi geliyor.