Bir yeni bildirim!
17 Eylül 2016, CumartesiTweet |
Merhaba güzel gazetemin güzel okurları! 6. his midir bilmem ama "İçime doğmuştu bu" tarzı cümleleri siz de çok kuruyorsanız, gelin bir sarılalım.
Öncelikle çirkin şeylerden bahsedeyim ki yazının sonu ferah olsun. "İçimde bir sıkıntı var, kalbim pır pır" cümlesi insanı bayağı darlar. Tüm gün, çalan telefondan tedirgin olup açınca yüreğine indirecek bir haber alacakmışsın gibi hissedersin. Hele bir de arayan kişi uzun zamandır irtibatının kesik olduğu biriyse "Allah Allah, hayırdır inşallah" ile beraber gelen besmeleler, bildiğin sureler buradan köye yol olur. Şaka şaka biraz abarttım, kapının önüne anca götürür muhtemelen. Kapı demişken... Kapı çalar, açmaya giderken yine kendi kendine sorgu sual diz boyu tabii. "Bu saatte kim gelir ki? Hiç de kapım çalmazdı. Hayırdır inşallah?" (Çıkırt diye kapı açılır) ve birden "Aaa sen miydin Nurdan, hoş geldin. Çay koymuştum, kaynanan seviyormuş" şekline döner muhabbet. Ama Nurdan'ın ağzının içine bakar vaziyetinden de bir şey eksilmez. Bu da bir gerçek. İlla kötü bir şey duymalısın ki içindeki sıkıntının sebebi gün yüzüne çıksın. Nurdan bunu bilmiyor ki. Nurdan oralı olmaz. Nurdan, günlük olağan şeylerden bahseder, sadede gelmez. İstediğini sana vermez. Resmen içindeki his haklı çıksın diye uğraşırsın manasızca. Yok işte kardeşim, yok! Bırak Nurdan'ın yakasını. Belli ki evde üşenmiş, çayı sende içecek. Bu kadar basit! Ama onu bir de sana sormalı di mi? Tamam hadi mutfağa git de süt taşmış ona şaşır madem. Bir nebze de olsa bu seni rahatlatır. Teşekküre lüzum yok.
Bir de işin gün boyu süper enerjik olma boyutu vardır. Düzensiz aralıklarla da "Bugün güzel bir gün ve güzel şeyler olacak" sesi yankılanır kalbinin en temiz köşelerinde. Bu ses ümittir, beklentidir, sabrının selameti hissidir ve en önemlisi heyecanın ta kendisidir. Tertemiz, yöremiz ağzıyla "appecik" duygular barındırır. İçindeki o sese inandığın için her şeyi pozitif karşılarsın, olumsuza çok da takılmazsın. Belki de günün en sevgi dolu olanı sensindir o gün. Neşen, şakan boldur. Şarkı mırıldana mırıldana gezinirsin ortalarda. İltifat eder, iltifat alırsın. Tesadüf bu ya hiç de canını sıkan bir şey yaşamayacağın tutar. Gününün rengi mavidir. Mavi huzurdur. Günün sonunda sana illa "Vaaovv" dedirtecek bir şey yaşamana da gerek kalmaz hani. Mavi bir gün geçirmenin hazzı yetmez mi insana? Üstüne üstlük bir de sevinçten deliye döneceğiniz bir haberiniz de gelirse şayet, onun adı bonustur! Omzunuza hüzün kovan kuşunun konduğunu hissedersiniz işte o zaman teşekküre lüzum var. Bunu kime ya da neye borçlu olduğunuzu siz biliyor olacaksınız sevgili okurlarım.
MAVİNİN KAPILARI AÇILSIN
İnsanın nasıl bir gün, nasıl bir hayat yaşayacağı biraz da kendi hissiyatında gizli sanırım. (Dış etkenleri hariç tutuyorum güzel hatırınız için.) Kalbinize düşen her "Bir yeni bildirim" mavinin kapılarını açsın diyor, cumartesi şarkısına geçiyorum.
Aslında hiç aklımda yoktu ve yıllardır da dinlemiyordum ama isminden etkilendiğimi tahmin edersiniz siz de. Nev'in 2002'de çıkarmış olduğu 'Her şeye rağmen' albümündeki 'Mavi' isimli şarkıyı paylaşıyorum sizinle. O kadar andık, hatırı kalmasın. Nev daha çok anlam yüklemiş maviye. Buyurunuz efendim:
"Alışamadım bir türlü sığlara.
Benim yolum derinlere, derinler mavidir.
Hasret şarkıları çalınır söylenir gönlümde.
O yüzden dalar dalar giderim uçsuz mavilere.
Benim umutlarım mavi, benim hüzünlerim mavi.
Bir de emanet yüreğim var, bir bilseniz masmavi..."
Dünü hangi renkle özdeşleştiriyorsunuz ve neden? Paylaşmak isterseniz fotoğrafımın altındaki mail adresine yazıp gönderebilirsiniz, memnun olurum. (İnternetten okuyorsanız da fotoğrafımın yanında yazıyor :) )
Haftaya aynı sayfada buluşmak üzere, hoşçakalın sevgili okurlarım!