36'lık film dönemi
5 Kasım 2016, CumartesiTweet |
Selamlar güzel gazetemin güzel okurları! Geçen hafta taşınma telaşım vardı o yüzden yazamadım. Bunu da belirtmiş olayım. Bu yaşıma kadar benim için anlam ifade eden eşya ve ıvır zıvırları birkaç kutuya sakladım. Zaman zaman kutuların bir tanesini açar anılarımı tazelerim. Bu seferki kutu açışımda gözüme bir defter ilişti. Açtım, baktım. Başlarda ders notu almışım ama sonradan kendimce bir şeyler karaladığım bir deftere dönüşmüş. "Bakalım neler yazmışım" merakıyla sayfaları çevirirken yabancı bir el yazısı dikkatimi çekti. Orta uzunlukta, özenli yazılmış. El yazısını tanıyamadım ama belli ki sıkı görüştüğüm biri. Üzerinden biraz zaman da geçince çıkaramadım haliyle... Yazısında benimle ilgili güzel şeyler yazmış ve bu yazıyı ne zaman göreceğimi merak ettiğinden söz etmiş. Hediye gibi geldi. Çok mutlu oldum. Yaklaşık dört sene önce benim için yazılmış bu yazıdan bir haber de yaşayabilirdim. Üstün körü göz gezdirip "Eski bu defter ya" deyip atmadığım için de kendimi tebrik ettim. Yazılarımı takip eden bir arkadaşımsa kavuşmamız an meselesi diye düşünüyorum.
Aynı kutuda bizim jenerasyonda popüler olan anketimi de buldum. Bilirsiniz, "Hayaliniz nedir?" , "Nasıl insanlardan hoşlanırsınız?" , "En sevdiğiniz film? , "En sevdiğiniz şarkı?" ve "Anket sahibi hakkındaki düşünceleriniz nedir?" gibi soruları barındırır. Baştan sona hepsini okudum. Çok keyif aldım. Birçoğuyla irtibatım kopmuş değil. Arkadaşlarımın şimdiki halleriyle on sene önceki hallerini kıyaslamak gerçekten çok eğlenceli oldu benim için. Ne kadar büyüdüğümüzün farkına vardım. Hatta samimiyetimin devam ettiği arkadaşlarıma da fotoğraflarını çekip gönderdim. Güzel bir geçmişe dönüş oldu. Tavsiye ederim. İnsana kendini iyi hissettiriyor. Kim bilir kimlerle ne güzel anılarınız oldu da zaman aşımından hatırlamıyorsunuz sevgili okurlar! Bence kendinize bu güzelliği yapın.
ÖNLÜKLÜ FOTOĞRAF
İlkokuldaki hatıra defterimi bulmak için saatlerimi harcadım ama nafile... Umarım kayıplara karışmamıştır. Umarım yine gözümün önündeki şeyi görmeyesim tutmuştur. Huydur çünkü o bende.
Bir de fotoğraf albümleri var tabii... Önlüklü ve herkesin garip garip çıktığı... Facebook'a koysam, kimse etiketi onaylamaz. Öyle bir tip bozukluğu hakim yani. 36'lık film dönemi. Her poz için tek bir hakkın var tabii. Normal. Şimdi bile bir fotoğrafı profil resmi yapmak için en az beş tane benzer kareyi eliyoruz. İnkar etmeyelim hiç. Ama dikkatimi fotoğrafların arkasına yazdığım kısa notlar çekti. O zamandan belliymiş 10 sene sonra yanımda kimlerin olmasını istediğim. Aslında unutmaktan ödüm kopmuş olmalı ki sadece çok sevdiğim arkadaşlarımın ismini not almışım fotoğrafların arkasına. Demek ki aynı anda kalbime de kazımışım. Bravo bana! Yine hedefi şaşırmamışım. Başarım tam yüz puan değerinde!
Cumartesi şarkımız Demir Demirkan'dan geliyor sevgili okurlar. Ben olsam şarkının adını "Fotoğraf" koyardım fakat o "Resim" demeyi yeğlemiş.
"Rengi solmuş bir fotoğraf,
Hiç habersiz çekilmiş
Belli ki çok eğlenmişiz nananana
Donuk bir an o geceden, o konuşan resimlerden...
Tanıdık sesler ve bir şarkı nananana
Gün ettik derken günleri ooof
Bir baktım geçmiş yıllar..."
İyi bir hafta sonu geçirmenizi dilerim sevgili okurlarım, hoşçakalın!