Cezası bir ay
23 Haziran 2015, SalıTweet |
Üç beş kişi bir araya geldik mi ya siyaset, ya da din konuşuruz. 7 Haziran’da siyaseti bitirdik, şimdilerde Ramazan sıcaklığını henüz korurken tabi ki sohbet konusu; din.
Yine böyle sohbetlerin birinde bir arkadaşım "Ben akşamları birkaç kadeh rakımı da içiyorum, Allah fırsatını verdi üç ay önce umremi de yaptım” dedi. Ben de ‘Allah kabul etsin umreni yalnız rakıyı değil’ dedim. Öyle çok dini bilgim yok, ama kendime göre doğrularım var. O arkadaşı kırmakta istemedim, fakat uyarmadan da olmaz; 'Karıştırma, istersen cezası bir ay' dedim. Tabi haklı olarak şaşırdı, nerden çıktı karıştırmak ve ceza…
Bizim Karpuzlu’da zamanında koca Bahri diye asabi biri vardı. Köyün çobanı onun bahçesine geceleri koyunlarını salıverir, otunu yedirirmiş. Birkaç uyarmadan sonra bir gece çobanı suçüstü yakalamış. Küfür etmiş, çoban Koca Bahrinin niyetinin biraz sert olduğunu anlayınca davacı olmuş. Çıkmışlar hakimin karşısına, davanın çok önemsiz ve basit bir dosya olduğunu gören hakim mahkemeyi de meşgul etmemek için duruşma esnasında sormuş, “Amca sen bu çobana yumruğumu bir yerine sokarım” diye küfür ettin mi demiş. Bizimki de dürüst bir şekilde, “ettim” demiş. Hakim, “O zaman gel bu iş uzamasın, ‘demedim’ deyiver, davayı kapatayım der.
Koca Bahri kafasında kurmaya başlar, ‘ulan bu çoban hakimi ayarlamış’ der. Hemen çıkış yapar.
“Hakim bey, sen ne diyorsun bırak sokmayı, karıştıracağım bile demiş. Hakim de bu lafına kızar, “Atın bunu bir ay içeride yatsın” der, davayı sonlandırır.
Bizim Koca Bahri, bir ay yattıktan sonra gelir Karpuzluya. Yukarı parkın müdavimleri bizimkini görünce çağırılar. ‘Gel hele anlat ne oldu bitti…’ diye sorarlar.
“Lafı uzatmaya gerek yok, küfrün cezası yok arkadaşlar, yalnız karıştırmanın cezası bir ay” der.
Bence de karıştırmamak lazım. Şeytanın işiyle Allah’ın işinin dünyadaki cezası bir ay, ahirettekini bilmiyoruz.