Katil olmak istemiyorsanız bu yazıyı okuyun
21 Haziran 2016, SalıTweet |
Biri sizinle mi uğraşıyor? Hak etmediğiniz şeyler söyleyerek, yazarak canınızı mı sıkıyor? Yaşanmamış, olmamış hadiseler uydurup itibarsızlaştırmaya mı çalışıyor? Hiç dert etmeyin.
Önce, Mevlana’nın, “Suskunluğum asaletimdendir./Her lafa verilecek bir cevabım var./Lakin bir lafa bakarım laf mı diye./Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?” sözünü tavsiye ederim.
Bir de şu hikayeyi de okumadan geçmeyin isterim.
Üç tür fare öldürme yöntemi vardır; Fizyolojik, Biyolojik ve Psikolojik.
Fizyolojik yöntemde fareyi yakalarsınız, başına bir tuğla ile vurursunuz ve fare ölüverir… Biyolojik yöntemde ise fareyi yakaladığınızda burnunu sıkarsınız. Burnu sıkılan fare nefes almak için ağzını açtığında da zehri boşaltırsınız. Malum fare bir süre sonra ölüverir…
Psikolojik yöntemde ise fareyi yakalamanız gerekmiyor. Fare oturma odanızın ortasından geçer. Siz hiç oralı olmaz, işinize devam edersiniz. Fare, “herhalde fark etmediler” diye düşünerek tekrar ortanızdan geçer. Fakat siz yine ilgilenmez ve işinize devam edersiniz. Bu duruma iyice sıkılan fare, fark edilmediği düşüncesi ile tekrar ve size daha yakın mesafeden ortanızdan geçer. Siz yine işinize devam edersiniz. Fare bu turu birkaç kez daha tekrarlar ve hep aynı sonuçla karşılaşır. Fakat fark edilmeme sonucu değersizlik duygularına kapılan fare iyice yıpranmıştır. Nitekim fark edilmeme, önemsenmeme, değersizlik ve yok sayılma duyguları sonucu farenin iç salgıları ve mide asit oranı hızla artar… Bir süre sonra artan mide asidi oranı farenin midesini delerek iç organlarına zarar verecek düzeye ulaşır. Artık fare psikolojik yöntemle ölmüştür…
Not: İlaç sektörü de kobay olarak fareleri kullanmaktadır.