Dostluğun tarifi
20 Şubat 2017, PazartesiTweet |
Genç adamın biri, babasına her gün “Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi” dermiş. Baba, itiraz eder, “Olmaz öyle çok dost, hakikisi. Belki bir, belki iki, fazlasını bulamazsın gerçek, hakikisini” der dururmuş.
Aralarında başlar bir tartışma, neticede karar verirler bir imtihana. Dostun hakikisini anlamaya… Bir akşam bir koyun keserler. Ve koyarlar çuvala. Baba der ki oğluna, “Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna.”
Çuvaldan kanlar damlamakta. Sanki öldürmüşler de bir adamı, koymuşlar çuvala. Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı. Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı. O dost, bakar ki arkadaşının sırtındaki çuvala, hem de kanlı. Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına. Almaz içeri arkadaşını. Sonra gider diğer arkadaşlarına. Böylece tek tek dolaşır delikanlı. Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını. Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. Evlât geriye döner. Ama içten yıkılır. Babasına dönerek; “Haklıymışsın baba” der. Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Babası itiraz edip “Hayır evlât” der, benim bir dostum var bildiğim. Hadi, çuvalı al da, bir kere de git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar. Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar. Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir. O dost, delikanlıyı alır hemen içeri. Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte. Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye. Üzerine de toprağı serpiştirirler. Sonra da belli olmasın diye sarımsak dikerler. Genç adam gelir babasına; “Baba, işte dost buymuş” diye konuşunca, Babası; “Daha erken, o belli olmaz daha” der. “Sen yarın git ona, çıkart bir kavga. At iki tokat, hiç çekinmeden. İşte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi. Sonra gel olanları anlat bana.”
Genç adam, babasının dediğini aynen yapar. Maksadı dostun hakikisini anlamaktır. Babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen dost: “Git de söyle babana, biz satmayız sarımsak tarlasını böyle iki tokada!”
Günümüzde dost kavramının ne denli anlamını yitirdiği ortada. Günübirlik menfi ilişkiler üzerine kurulu cıvık cıvık samimiyetlerle örülü çarpık bir ahbaplık şekli gelişiyor toplumda. Böyle olunca da ahbap çavuş ilişkileri toplumun geneline ve siyasete de sirayet ediyor haliyle. Sosyal medya paylaşımını bir süre beğenmeyenlerin bir çırpıda listeden silindiği, imalı bir gönderinin gerçek hayata nasıl taşındığını ve küskünlüklerin ne denli büyüyebildiğini de görebiliyoruz. Bizim kuşak, dost ilişkilerini, dostluğun ne demek olduğunu Allah’tan sarımsak tarlası duyarlılığıyla az biraz da olsa biliyor lakin gelecek kuşakların işi bir hayli zor!.. (Faruk Özkan / Denge Yazarı)