Ormanda alim olmak kolay
14 Temmuz 2015, SalıTweet |
''Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim.''
Resulullah (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) bir gün sahabelerine:
"Ah keşke bana doğru, havuza gelen kardeşlerimi bir görsem de içlerinde şerbetler olan kaselerle onları karşılasam. Cennet'e girmeden önce, onlara (Kevser) havuzumdan içirsem."
Bu sözleri üzerine ona denildi ki:
"Ey Allah'ın Resulü biz senin kardeşlerin değil miyiz?"
O şöyle cevap verdi:
"Sizler benim ashabımsınız (arkadaşlarımsınız). Benim kardeşlerim de beni görmedikleri halde bana inananlardır. Mutlaka ben Rabbimden sizinle ve beni görmeden iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını iste…
Sıcak ve uzun yaz aylarının ortasında karşıladığımız acısıyla tatlısıyla uğurlamak üzere olduğumuz ramazan ayının bereketi her inanan Müslümana, kalan on bir aya da ışık tutmasını diliyorum.
Eski zamanlarda şehirde yaşayan sofi, ormanda yaşayan derviş arkadaşını davet eder. O da icabet eder. Sabah sağdığı koyunun sütünden bir fileye koyup sofiye götürmek üzere yola çıkar. Kasabanın girişinden itibaren filedeki süt damlamaya başlar. Git gide damlaların sayısı hızlanır, bizim sofinin dükkanının önüne geldiğinde filenin içinde süt kalmamıştır. Bizimki durumu anlar dervişe der ki ormanda çiçeğin böceğin içinde alimlik yapmak kolay sıkıysa gel şehirde sofilik yap" der.
Hikayedeki gibi, şehirde ramazan yaşamak ne kadar zor olsa da inanan ve inancını yaşayan insanların çoğunlukta olduğunu düşünüyorum. Dünyanın da bu insanların omuzlarında ayakta kaldığını düşünüyorum. Hatta bunu şöyle de örnekleyebilirim. Düşünün on beş katlı koca bir binayı kaba halindeyken bütün inşaatın yükünü köşelerdeki ve ortasındaki direkler çeker. Diğer duvar ve sıva işin estetiğidir. Ama yük direklerin omuzlarındadır. Dünyanın yükü de inanların omuzlarında olduğunu düşünüyorum. Allah onların dirayetini ve gücünü artırsın.
Burada ahkam kestiğimi sanmayın. Sadece bundan sonraki Ramazanların feyzinden tüm insanların faydalanmasını diliyor ve istiyorum, hepsi bu…