Davos’tan 15 Temmuz’a
6 Ağustos 2016, CumartesiTweet |
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İsviçre’nin Davos şehrinde Dünya Ekonomik Forumu sırasında 29 Ocak 2009 günü düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in de katıldığı "Gazze: Ortadoğu'da Barış" panelinde konuşmasının kısıtlanmasına tepki göstermişti.
İsrail Cumhurbaşkanına daha fazla söz hakkı verilmesi ve Erdoğan’ın konuşmasına müdahale edilmesine Başbakan Tayyip Erdoğan sesiz kalmamıştı. Bu olay sonrası Tayyip Erdoğan paneli terk etmiş ve “Benim için Davos bitmiştir. Daha da Davos’a gelmem” demişti.
Erdoğan’ın İsrail’in yaptıkları yanlışları Şimon Peres’e yüksek bir ses tonu ile ifade etmesi hafızalara kazınmıştı.
Tartışma esnasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “One Minute” diye yüksek sesle söz istemesi tartışmanın en unutulmaz anlarından olmuştu.
Erdoğan şunları söylemişti;
“Sayın Peres benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak; bunu da böyle bilesin. Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz! Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum. Ülkenizde başbakanlık yapmış olan iki kişinin bana önemli lafları vardır. 'Tankların üstünde Filistin'e girdiğim zaman kendimi bir başka mutlu addediyorum' diyen başbakanlarınız vardır. 'Tankların üzerine çıkıp da Filistin'e girdiğim zaman kendimi mutlu addediyorum' diyen başbakanlarınız olmuştur ve bana sayılar veriyorsunuz. İsim de veririm, merak edenleriniz vardır belki. Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Çünkü bu çocukları öldürenleri, bu insanları öldürenleri kalkıp da alkışlamak, öyle zannediyorum ki o da ayrı bir insanlık suçudur. Bakınız ben burada çok not aldım; ama notların hepsini cevaplayacak vaktim yok. Fakat ben buradan sadece size iki söz söyleyeceğim. Bir Tevrat altıncı maddesinde der ki 'Öldürmeyeceksin!' Burada öldürme var. İki İsrail ordusunda askerlik görevini yapan Oxford Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü Avi Şalom, İngiliz gazetesi Guardian’da şunları söylüyor: İsrail haydut devlet vasfını kazandı.”
Gelelim 15 Temmuz’a…
Belki tanklar ve askerler sokağa çıkmadığı için Aydın’da bu darbe girişimi pek hissedilmesi.
Bu güne kadar sürdürülen demokrasi nöbetleri de belki Aydınlılar tarafından tam kavranamadı ve bazı kesimlerce magazin ve şov unsuru olarak görüldü ve kullanıldı.
Fakat ülke genelinde 250’ye yakın şehit verdik, 3 bine yakın da gazimiz var.
Kur’an-ı Kerim’de de haksız yere bir kimseyi öldürenin tüm insanlığı öldürmüş sayılacağı yazıyor.
Filistin’de kardeşlerimize silah sıkan İsrail askerleriydi fakat 15 Temmuz’da bu ülkenin hain askerleri kendi milletine silah doğrulttu, uçaklarla kendi Meclis’ini bombaladı.
Cumhurbaşkanımız 7 yıl önce İsrail’e ve Türkiye’nin sözünü kesmeye çalışan dış güçlere “One minute” demişti.
15 Temmuz’da ise Türk Halkı, tıpkı Çanakkale ruhu ile Amerika, İsrail ve diğer dış güçlerin ülkemizdeki uzantısı, uşağı bir dolarlık hainlere hep birlikte “One minute” dedi.
Nereden nereye…