ARTIK EĞRİ KALAMAZSIN DOĞRUL
5 Ağustos 2017, CumartesiTweet |
Lidyalıların takas yöntemine alternatif bulduğu para, o dönemden bu yana beraberinde ne gibi sosyoekonomik, kültürel, ahlaki, politik vb. değişimleri tetiklemedi ki?
Hani bir söz vardır; Silah icat oldu mertlik bozuldu diye... Sahi insanlığın emeğinin karşılığına biçilen değer ne zaman bozuldu? Alın teriyle üretilmiş bir kilo buğday ile yerinde bir kilo işlenmemiş de olsa ışıl ışıl altın gibi parıldayan bir kayaç parçasının takas edildiği süreçten bu yana neler değişti?
Neler değişmedi ki? Satın alma hürriyeti doğdu evvela parayla birlikte. İnsanın dahi köle olarak kullanıldığı o devirlerde bir atla takas edilebildiği süreçlere sözde nizami ölçü getirildi. Peki bu ölçü hangi ölçüsüzlükleri doğurdu derin düşündüğünüzde neleri kastettiğimi anlayacaksınız...
Bu minvalde söz paradan açılmışken daha safiyane düşünebilmeniz açısından size Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük Önder Atatürk'ün bir anısını anlatayım da ne demek istediğimi daha net kavrayın;
"1923'deki Adana seyahatini yaptığımız zaman, trende "Paşa Kazım" da var. Paşa Kazım, o hummalı devirlerde Ankara'nın tek kahkahası idi. Yolda Latife Hanım'a hoşa gidecek bir nekrelik yapmış olacak ki, hanımefendi kendisine 25 liralık bir banknot vermiş. Paşa Kazım, Gazi'nin huzuruna bir tarafı inme inmiş gibi yampiri bir vaziyette girdi. Gazi, gülerek:
- Ne o Paşa!
Paşa Kazım zeki, Gazi'den de o kadar para koparacak:
- Hanımefendinin verdiği bu cebimdeki banknot o kadar ağır bastı ki, dengem bozuldu!
Gazi:
- Aferin Paşa Kazım! der. Seni eğrilikten kurtarmak lazım. Fakat eksik versem denge düzelmez, fazla versem de bozulur, cebindeki banknotu ver de, biz de ona göre verelim..
Paşa Kazım hep o eğri tavrıyla ilerleyerek banknotu Gazi'ye uzatır. Mustafa Kemal Paşa, parayı alınca ciddi bir eda takınarak emreder:
- Doğrul!..
Muhatabının şaşırması karşısında:
- Eğriliğin, bu banknotun ağırlığından gelmiyor muydu? Ağırlığı aldım, artık eğri kalamazsın, doğrul!.. "
(İSMAİL HABİB SEVÜK, "Atatürk İçin", sayfa 38)