Söke Belediyesi hafta sonu Serçin Mahallesi'nde sözde 2’nci Yılan Balığı Şenliği düzenledi. Biz de Söke’nin yaptığı bu etkinliğe bir nebze katkımız olsun diye erkenden kalkarak yollara düştük. Yarım saatlik bir yoldan sonra Serçin’e varmıştık. Oraya vardığımızda, etkinliğin ne kadar kütü bir organizasyon yapıldığının farkına vardık. Öyle ki neyin nerede yapıldığı konusunda karmakarışık bir durum ortadaydı. Karmaşık yollardan sonra Bafa Gölü kıyılarına vardık. Bu arada işi organize eden yetkililerle sürekli telefon görüşmesi yaparak canlı yılan balığı yakalamanın nerede yapılacağı bilgi alışverişinde bulunuyor ve bulunduğumuz yerde olacağı için orada bekliyorduk. Yarım saatlik bir beklemenin ardından Söke Belediyesi Basın Sorumlusu ve İHA Söke Muhabiri Levent Tuncer de yanımıza adeta bir misafir gibi gelmişti. Çünkü yapılan organizasyonda ona görev verilmediği için neyin nerede olduğunu bilmeden bizimle birlikte beklemeye başladı. Aradan yarım saat daha geçti. İki tekne motorlarını çalıştırarak parayla getirilen bir televizyon kanalının kameramanıyla canlı yılan balığı tutulacak yere doğru hareket ettiler. Levent Tuncer teknedeki görevliye ‘nereye gidiyorsunuz biz neyle geleceğiz oraya’ demesine rağmen hiç tınlamadan bizi orada bırakarak çekip gittiler. Bu arada biz yine telefonlarla organizasyonu yapan yetkililerle görüşüyoruz. Derken Belediye Başkanı Süleyman Toyran’ı telefonla arayarak durumdan haberdar ettik ve konunun çözülmesini istedik. Toyran sorunu kendi çözeceğine, telefonu Serçin Muhtarı'na vererek bizi onunla muhatap etti. Kısa süre sonra iki tekne içindeki kameramanla birlikte geri geldi. Bu arada muhtar bize bir tekne ayarlamış, oraya gitmemizi sağlayacakmış. Bunlar yaşanırken, ben adeta çıldırmak üzereydim. Teknedeki görevliye patladım ve bağırmaya başladım.

Çok sinirlendim. Çünkü sabah erkenden yola çıkarak haberin daha güzel olması için oradaydık. Ama hiçbir şey yapamamıştık. Elin oğlu yaban ellerden gelmiş, parasını alarak haberini yapıyor ve krallar gibi ağırlanıyordu. Biz ise parasız ve sadece emek sarf ederek haber yapmaya gitmemize rağmen ortada kalmıştık. Biz bunun bize, basın mensuplarına yapılan bir saygısızlık olduğu kanısına varmıştık. Belediye Başkanı Süleyman Toyran ve organizasyon ekibi bizim yanımızda sınıfta kalmıştı. Söke’ye hizmet yapmak için para yok diyen bu belediye kendisini bedavaya tanıtacak Türkiye’nin en büyük ajans muhabirleri ve Aydın’ın en büyük yerel gazetesinin muhabirine saygısızlık yapmıştır.

O esnada Başkanın danışmanı olarak bildiğimiz sözde her şeyin ondan sorulduğunu öğrendiğimiz Ali Sarayköylü’yü de arayarak bilgilendirdim. Ancak Sarayköylü ‘Burhan ben sana hemen döneceğim’ demesine rağmen aradan saatler geçmesine rağmen dönme nezaketinde bulunmadı. Biz önce insanız, sonra gazeteciyiz. İyi haberler yaptığımız kadar kötü haberler yapmasını da biliriz. Sizin binlerce lira verip getirdiğiniz o TV kanalının yaptığı haber bizim yaptığımız haberlerin yanında bir nokta kadar kalır, bunu iyi bilin. Kaldıramayacağınız organizasyonun altına girmeyin. Çünkü siz bu işi beceremiyorsunuz. Beceremediğiniz her halinizden bellidir. Basına yapılan saygısızlığı ben kendime yediremedim. Ama siz kendinize yedirebiliyorsanız size helal olsun….