Türkiye’de yıllardan beri en çok yaşanan sıkıntının bürokraside olduğunu herkes biliyor. Bürokrasi çarkı düzenli çalışmadığı için de ülkemizde hiçbir iş sorunsuz olmuyor.

İncirliova’da 2007 yılında İzzet Ayaydın-Ali Sarıyörük Okulu'nun yapımı için bir miktar ödenek çıktı. Çıkarılan bu ödenek bazı siyasi ve bürokratik çekişmeler dolayısıyla başka bir okula aktarıldı ve okulun yapılması başka bir bahara kaldı. 2010 yılında yine aynı okulun yeni hizmet binasının yapılması için yine Aydın İl Özel İdare'den ödenek çıkarıldı. Bu kez de İncirliova Belediye ile yaşanan arsa sıkıntısı aşılmakta geç kalınınca okul inşaatının yapımı yine kaldı. Geçte olsa arsa sorunu çözüme kavuştu ve okul inşaatı yapılmaya başlanması için ihale aşamasına gelindi. Burada da İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü arasında yaşanan bazı sıkıntılar nedeni ile okul inşaatının ihalesi gecikti ve inşaata Kasım ayında başlandı. Yani kış aylarında inşaat devam etmek zorunda bırakıldı. Okul inşaatının tamamlanarak teslim edilme süresi 240 gün olmasına rağmen bu süre bazı bürokrasi aksamaları dolayısıyla geciktirildi.

Okul inşaatı tam anlamıyla başta oturma ruhsatı olmak üzere elektriği, suyu ve çevre düzenlenmesi ve kantin sorunu tamamlanmadan 9 Eylül 2013 günü sessiz sedasız 2013–2014 eğitim öğretimine açıldı. Eğitime açılalı 3 hafta olmasına rağmen hiçbir yetkili bu okulun sorunu ile ilgilenmediği gibi burada eğitime başlayan öğrencilerin, yiyecek ve içecek ihtiyaçlarının giderilmesi için kantin bile açmaya yanaşmadı.

Sorunlar sonunda basına yansıyınca İl ve İlçeyi yöneten yetkililer sorunu çözmek için el birliği yapmaya başladı. Basına yansıyınca yetkililerde gazetecileri aramaya bilgi almaya başladı. Sayın yetkililer üç haftadan beri neredeydiniz? Bu okulun sorunu önceki günde, dünde, bugünde çözülmezken, sizlerin bilgisi yok muydu? Tabiî ki vardı ama hiç kimse sorumluluğu üzerine almak istemediği için herkes suçu bir başka yetkilinin üzerine atarak sorunu o çözsün diye bekledi.

Bürokraside yaşanan bu sıkıtılar illaki basına yansıyınca mı çözüme kavuşacak. Bu okul hepimizin okuludur. Sizler yetkili olarak Vali, Kaymakam, Belediye Başkanı, İl Milli Eğitim Müdürü ve İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak bu işleri takip etmeniz için devletten maaş almıyor musunuz. Herkes aldığı maaşın hakkını versin diyerek bürokrasinin ülkemizde yaşattığı sıkıntıların bir an önce son bulmasını temenni ediyorum.