İnsan İnsana Ne Bırakabilir Sözden Başka?
11 Mayıs 2018, CumaTweet |
İnsanın insanla rastlaşması diye bir şey vardır. Zamanı sebepsizce geciktirip yolumu sebepsizce değiştirdiğim bir yürüme halindeyken rastlaşmak. Çağrılmak arkaya doğru. Bir ağacın gölgesine doğru, bir masaya doğru çağrılmak.
Sohbet denen şeyin bir tadı vardır. Çayın, çayın üstüne bahane olarak geldiği. Dünyalarını sözcük üzerine kurmuş üç insanın ağzını konuşmak istediği şeyler üzerine konuşmak için açması doyumca. Anlaması, dinlemesi ve karşılaması. Öteden beriden sözden ve şiirden…
Böyle bir karşılaşmaydı Alparslan Sezginer Bey’le karşılaşmam. Bir kez bu şekilde karşılaşmıştık sonrasında ise sosyal medya bağlantısı üzerinden iletişimimiz ara ara sürmüştü.
Biliyordum köşe yazılarımı takip ettiğini. Denge’de yazmaya yeni başlamıştım ve o her yazımı okuduğunda lezzet aldığını ifade ediyor ve beni yüreklendiriyordu. Zaman zaman öneriler ve eleştirilerde de bulunuyordu. Söz gelimi, “Yakınlık Kurma Cesareti” adlı yazımda çok fazla alıntıya yer vermiş olduğum için uyarmıştı. Ona göre yazımın sonunda Turgut Uyar’dan yaptığım alıntı, ardında yer alan metnimi akılda bırakmayacak kadar söndürmüştü. Kendi sözlerime alıntıların ardına saklanmayacak kadar güvenmeliydim ona göre. Daha cesaretli olmalıydım.
“Mavi Bir Dalganın Ucunda” adlı sonraki yazımda ise hiç alıntı kullanmamıştım. Yazımı onun uyarısına değer vererek kendi sözlerimle kurmuş, kendi sözlerimle başlatmış ve kendi sözlerimle bitirmiştim.
Şimdi ise bir sonraki yazımı onun için yazıyorum. Onun gözleri ile okunmayacak olan bu yazıyı. İnsanın, insandan eksilmesi ansızın olur. Ansızın ve yarım. Ve üzülmüş olmak için kaç kez karşılaşmış olmak gerekir ki?
Üzgünüm.
Mekanın cennet olsun Alparslan Sezginer.
Mekanın cennet olsun.