"En nefret ettiğin davranış şekli nedir?” diye soracak olursanız,

ilk sıralarda yer vereceklerimden birisi “yaranmaya çalışmak” olurdu…

Halk dilinde, bu tiplere “yalaka” denildiğini biliriz…

Bunlardan bizde çoook var…

Özellikle güç odaklarına ve gücü elinde bulunduran kişilerin çevresine bakarsanız, bunları gözlemleme şansını artırırsınız…

Daha çok siyaseten güç durumuna gelmiş olanların, bu gibi tiplerle muhabbeti iyi olur…

Başbakanın, bakanların, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, hatta iktidar partisinin il ve ilçe başkanlarının etrafında bile fırıldak olur böyle tipler…

Aynı tipleri bürokratik ve ekonomik güç odaklarının çevresinde de görmekte zorluk çekmezsiniz…

Bu tip insanların:

Net bir duruşu yoktur…

Kişilik gelişimleri yarım kalmıştır…

Benlikleri zayıftır…

Karakter problemi yaşarlar…

Dostluklarını, alacaklarını aldıklarında bitirirler…

PARA KİŞİLİKTEN ÖNCE GELİR…

Nabızla-şerbet bağlantısını çok iyi kurandır…

Güç odağı zayıfladıkça, ilk kaytarandır…

Para bunlar için, kişiliklerinden de önemlidir…

Bu tiplerin, yani yaranan veya yalakalık yapanların çok hesaba katılmayan iki önemli yetenekleri vardır…

Kendilerini çok iyi saklarlar ve iyi satarlar…

TAHTTAN DÜŞENE KADAR…

Elindeki gücün rehavetiyle gevşemiş, gevşediği için de dikkati iyice dağılmış “KURBANLAR”, kendilerini tanımakta inanılmaz derecede zorluk çekerler.

Bunları dost sanırlar…

Arkadaş sanırlar…

Sırdaş sanırlar…

Ta ki; tahttan düştükleri ana kadar…

Ellerindeki gücü kaybettiklerinde, çevrelerinde kimsenin kalmadığını görürler…

Fakat; yalakalar çoktan yanından sıvışmış, gücü eline geçirenin çevresinde dönmeye başlamışlardır.

Eski dostları, gerçek arkadaşları ise güçlü olunan dönemde küstürüldükleri için artık yoktur.

Ve güçlüyken, zayıf düşenler acınacak hale gelmeyi hak etmiş, ‘bilmeden lades’ dediklerini anladıklarında ise iş işten geçmiş olur…

Üstüne üstlük, zamanında güçlü olduğu için, her şeyin merkezine kendini koyan bu insanlar, gücünü kullanırken tomarla da düşman edinmiştir…

BUNLARI TANIMANIN YOLU…

Bunları tanımanın en basit formülü “sürekli onaylama hali”ne dikkat etmektir…

Karşı görüş bildirmeyen, her ne yaparsanız yapın sürekli olarak “Evet efendim… Haklısınız efendim…” diyorsa, bilin ki bu aradığınız adamdır…

Bunu fark ettiğiniz an uzak durun…

Ama buna rağmen çevrenizden uzaklaştıramıyorsanız, keyif alıyorsunuz demektir…

Keyif alıyorsanız da acınacak hale düşmeyi peşinen kabul etmiş sayılırsınız…

Bu da benim değil, sizin sorununuz…

Kolay gelsin…