Söke’ye bağlı Argavlı sulak alanları, moloz ve atıklarla doldurularak ekosistemi tehlikeye atılıyor. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, bölgedeki sucul canlılar, kuşlar ve memeliler için uyarıda bulunarak, yetkilileri acil önlem almaya davet etti.
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Söke’ye bağlı Argavlı sulak alanlarında yaşanan çevre tahribatına dikkat çekti. Kuraklık ve kontrolsüz atık dökümü nedeniyle sulak alanların ekosisteminin ciddi şekilde tehdit altında olduğunu belirten Sürücü, “Söke’ye bağlı Argavlı’nın hemen altında bulunan sulak alanlar bölgenin biyolojik çeşitliliğine hayat veren, sucul canlılar başta olmak üzere, kuşlar ve memeliler için önemli bir doğa alanı durumundaydı. Kuraklığın etkisiyle bu yıl kurudu. Kuruyan sulak alanlar kış mevsiminin girmesiyle birlikte yağan yağmurlarla tekrar dolmaya başlıyor ancak Argavlı’nın sulak alanlarında durum biraz farklı…Çünkü Argavlı’nın sulak alanları molozlarla, atıklarla, çöplerle büyük bir hızla dolduruluyor" dedi.
Sürücü, geçtiğimiz yaz Büyük Menderes Nehri’nin kuruması ile başlayan su kıtlığının, özellikle tarımla uğraşan üreticileri zor durumda bıraktığını hatırlatarak, sulak alanların korunmasının önemini vurguladı.
"BURADA HER TÜRLÜ ATIĞI GÖRMEK MÜMKÜN"
Bahattin Sürücü, Söke OSB’den kamyonlarla sulak alana dökülen moloz ve atıkların, doğal yaşamı olumsuz etkilediğini ifade etti. Sürdürdüğü açıklamada, “En büyük su alanının yarısı dökülen atıklarla dolmuş vaziyette. Burada her türlü atığı görmek mümkün. Bunlar sadece inşaat molozları değil, farklı işletmelere ait insana, hayvana ve bitkiye zarar veren atıklarda mevcut. Bazı atıkların ne olduğu belli değil. Bunlar yağmurlarla birlikte yeraltı sularına da karışacak" ifadelerini kullandı.
Sürücü, atıkların yağmurla birlikte yeraltı sularına karışmasının çevre açısından büyük risk oluşturduğunu belirtti ve yetkililere, “Bu tahribat durdurulmazsa bölgedeki ekosistem çökecek” uyarısında bulundu.
Argavlı sulak alanlarında yaşayan geleneksel hayvancılar, hayvanlarını otlatacak alan bulamadıklarını ve artık sulak alanlardan su içiremediklerini söylüyor. Sondajlardan çıkan atık suların sazlıkların içine bırakılması, hem kokudan durulamaz hale gelmesine hem de hayvanların sağlığının risk altında olmasına yol açıyor. Bahattin Sürücü, bu durumun bölgedeki tarımsal üretimi ve geleneksel hayvancılığı olumsuz etkilediğini belirterek, acil önlem çağrısında bulundu.
"SULAK ALANLARIN DOLDURULMASI VE KURUTULMASI YASAKTIR"
Sulak Alanlar Yönetmeliği, bu tip alanların korunmasını ve doğal yapıların bozulmamasını zorunlu kılıyor. Sürücü, yönetmelik hükümlerine dikkat çekerek, “Sulak Alanlar Yönetmeliği’ne göre; bu tip sulak alanlar diğer sulak alanlar kategorisinde olup, korunan alanlardaki gibi yönetmelik hükümleri uygulanması gerekir. Sulak alanların kirletilmemesi, doğal yapılarının ve ekolojik karakterlerinin korunması zorunludur. Sulak alanlarda biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi için ilgili idaresince gerekli tedbirler alınır ve aldırılır. Sulak alanlarda su kuşları popülasyonlarının korunmasına ve artırılmasına itina gösterilir. Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yasaktır. Bu yolla arazi kazanılamaz" diye konuştu.
"SU BİTERSE YAŞAM DA YOK OLUR"
Sürdürdüğü incelemelerde, sulak alanın çekilmesiyle birlikte bir sütun tanburunun ortaya çıktığını aktaran Bahattin Sürücü, durumu Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne bildireceklerini açıklayarak, "Suyun olduğu yerde hayat vardır, su biterse yaşam da yok olur" (İREM DELİCE)