Takip Et

Düzenlemeler

2023-05-17 18:53:00

“Aydın’da sanatı ulaşılabilir hale getirmemiz gerekiyor“

Görsel Sanatlar Öğretmeni Begüm Senem Altundağ, “Ben sanatın ve sanatçının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. En basitinden Aydın’da dahi bir adet sanat galerimiz vardı o da kapatıldı. Bizim Aydın’ı sanat anlamında geliştirmemiz lazım. Halka ulaşır hale getirmemiz lazım. Çünkü sosyallik anlamında, sosyalleşebileceğimiz bir alanımız yok. Birkaç tane kurumumuz dışında zaten sanat eğitimi veren alanımız yok. O yüzden köklü bir değişime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum“ dedi.

Aydın’ın Efeler İlçesi’nde yaşayan 22 senedir Görsel Sanatlar Öğretmeni olan, 46 yaşındaki Begüm Senem Altundağ, resim sanatı, resim sanatının kişilere katkısı hakkında bilgiler vererek, Aydın halkının sanata bakış açısı ve Aydın’daki sanatsal faaliyetleri değerlendirdi.

“BİLİNÇLİ EBEVEYNLER İLE ÇOCUKLARDA SANATSAL YARATICILIĞI GELİŞTİRMELİYİZ“

Altundağ, çocukların sanatsal anlamda yaratıcı düşüncelerinin küçük yaşlardan itibaren aileler tarafından sanata yönlendirilerek gelişeceğini vurgulayarak, “Sanatsal yaratıcılık bence 0-6 yaş arasında başlıyor. Bilinçli ebeveynlerimizle bu işi başaracağımıza inanıyorum ve umudum çok yüksek. Benim bir sürü öğrencim var. O kadar küçük yaşta gelmeye başladılar ki anlatamam. Özellikle 0-6 yaşta oluşturabildiğimiz zaman o yaratıcı düşünceyi engellemeden geliştiriyoruz ve çok daha yol alacağımıza inanıyorum. En önemlisi bilinçlendirmek, çünkü gelişmiş toplumlara baktığımız zaman sanata verilen değer ne kadar büyükse gelişmişlik oranı o kadar yüksektir. Bir şeyleri yeni nesille başaracağımıza inanıyorum dedi. Etkinliklerimizi arttırmamız gerekiyor. Çocuğun resimle kendini nasıl ifade edebildiğini gözlemlemeliyiz. Özellikle ben şu an otizmli, engelli çocuklarım var. Resim yapmak yalnızca resimden, boyamadan, malzemeden ibaret olan bir şey değil. Ben önce çocuklarıma öz güven kazandırıyorum. Mutlu olan, özgüveni gelişmiş, kendini güzel ifade edebilen bireyler oluşmasını sağladığınız zaman o çocuk size aşkla geliyor ve hem sanatı sevmiş oluyor hem de kendi güzel becerisini geliştirmiş oluyor“ dedi.

“KÖKLÜ BİR DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VAR“

Türkiye’de sanatçının hak ettiği değeri görmediğini ve Aydın’ın sanatsal yanının eksik kaldığını, sanatın Aydın için ulaşılabilir hale gelmesi gerektiğin belirten Altundağ, “Ben sanatın ve sanatçının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. En basitinden Aydın’da dahi bir adet sanat galerimiz vardı o da kapatıldı. Şuan bir Recep Yazıcıoğlu Kültür Merkezimiz bir de Milli Aydın Bankamız var. Ben genelde sergilerim için Arkeoloji Müzemizi tercih ediyorum. Otantik havası, o anıtların içinde olmak çok kıymetli. Bu tür şeyler için bizim özellikle antik binaları değerlendirmek çok değerlidir. Bizim Aydın’ı sanat anlamında geliştirmemiz lazım. Halka ulaşır hale getirmemiz lazım. Çünkü sosyallik anlamında, sosyalleşebileceğimiz bir alanımız yok. Birkaç tane kurumumuz dışında zaten sanat eğitimi veren alanımız yok. O yüzden köklü bir değişime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum“ diye konuştu.

“AYDIN’DA TİYATROLARIN SAYISI ARTMALI“

İnsanların sanatsal faaliyetlerle uğraşarak ruhsal sıkıntılarından kurtulabileceğini ve insanların hep sanatla buluşması gerektiğinin altını çizen Altundağ, “Özellikle bunun pandemi döneminde çok etkisini gördük. Herkes üretmeye başladı, bu o kadar sevindirici bir şey ki. Sanatla buluştu insanlarımız. Artık kendilerine kaliteli vakit ayırmaları gerektiğini öğrendiler. Çünkü düşünün bu kadar keşmekeşin içinde insanlar kendine vakit ayırmazsa soluk almazsa ne olacak? Depresyona girecekler. O yüzden kalite çok arttı. Bunun desteklemek için de Aydın için de mutlaka etkinliklerimizi, tiyatrolarımızı arttırmamız. Çünkü dediğim gibi bu dar kalıplar içinde sıkışmış gibiyiz. Çünkü niye? Aslında konum itibariyle de bizi birazcık engelliyor. Çünkü tam göbekteyiz. İzmir, Kuşadası, Bodrum, Denizli'nin arasında işte insanlar konser için hadi İzmir'e, Kuşadası'na gidelim diyorlar. Ama Aydın çok kıymetli bir yer bana göre. Çok da keyifli bir yer, insanlarımız çok değerli, çok kıymetli. Karpuzlu’dan, Çine’den Efeler’e gelen öğrencilerim var. Onları kesinlikle yollar engellemiyor. Bizim de onlara her türlü imkânı sunmamız gerektiğini düşünüyorum. Tabii burada da belediye başkanlarına, valimize çok iş düştüğüne inanıyorum. Biz de elimizden geldiğince bütün desteğimizi vereceğiz“ şeklinde konuştu.

“EN BÜYÜK İLHAMIM YAŞLI İNSANLAR“

Altundağ, resim sanatını kurgularken ilham kaynağının emek ve duygular olduğunu söyleyerek, “Ben duygulardan beslenen bir ressamım, duygular benim temelim. Özellikle yaşlı insanlar beni çok etkiler. Ben portre sanatçısıyım zaten. İlhamım; emek. Yani emekten geliyor çünkü o teyzelerimiz, amcalarımızın o her çizgisinde bir yaşanmışlık, bir çile söz konusu. Bu beni çok etkiliyor. Projeyi hazırlarken zaten o duyguyu aldığın zaman başlayabiliyorsun. Benim en çok etkilendiğim şeyler, insanlar“ ifadelerini kullandı.

“YAPAY ZEKÂ İLE ÇOCUKLAR RAHATA ALIŞIYOR“

Yapay zekânın sanat camiasını ikiye böldüğünden ve çocukları rahata alıştırdığı için teknolojiden faydalanıp, çok fazla içine dalmamak gerektiğinden bahseden Altundağ, “Yapay zekâ sanat camiasını ikiye bölüyor. Biri yapay zekâyı kullananlar, ben ise boyanın kokusunu almalıyım, bu beni mutlu eden bir şey değil. Ben o yola gireceğimi hiç düşünmüyorum. Çünkü benim o kokuyu almam lazım, o boyaya dokunmam, onu hissetmem lazım. İstediğim zaman o renge boyamam, özgürce o vuruşlarla renkleri değiştirmem gerekiyor. Güzel sanatlara hazırladım öğrencilerim var fakat onlara haftada sadece bir gün izin veriyorum. Tabletle bu sefer rahata alışıyor ve gerçek bir zemine geçtiğimiz bu sefer zorlanmaya başlıyor. Teknolojinin tabii ki de bize çok faydası var ama bu faydayı çok fazla içimize sokmamak gerektiğini düşünüyorum“ dedi.

Sanatsal faaliyetler geliştirmek adına projeleri olduğunu söyleyen Altundağ, “Yıllardır kadına şiddeti engellemek ve farkındalık oluşturmak adına projem var. Latmosla ilgili çok değerli mağara resimlerimiz ile ilgili projem var. Doğru insanları ulaşabilirsem projelerimi gerçekleştireceğime inanıyorum. Bu projelerin yurtiçinde ve yurtdışında ses getireceğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Çocuklardan çok ümitli olduğunu, kültürel anlamda kendini zenginleştirmiş bireylere kavuşulacağına inancının tam olduğunu belirten Altundağ, “Çocuklarımızdan çok ümitliyim, çocuklarımız bizim aydınlık yarınlarımız. O yüzden ben de bir kız annesi olarak geleceğe umutla bakıyorum. Daha güzel, daha sanat dolu gelecek bizi bekliyor“ diye konuştu. (MELİSA ÇİZMECİOĞLU)

2023-05-17 18:56:00

“Aydın’da sanatı ulaşılabilir hale getirmemiz gerekiyor“

Görsel Sanatlar Öğretmeni Begüm Senem Altundağ, “Ben sanatın ve sanatçının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. En basitinden Aydın’da dahi bir adet sanat galerimiz vardı o da kapatıldı. Bizim Aydın’ı sanat anlamında geliştirmemiz lazım. Halka ulaşır hale getirmemiz lazım. Çünkü sosyallik anlamında, sosyalleşebileceğimiz bir alanımız yok. Birkaç tane kurumumuz dışında zaten sanat eğitimi veren alanımız yok. O yüzden köklü bir değişime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum“ dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Aydın’ın Efeler İlçesi’nde yaşayan 22 senedir Görsel Sanatlar Öğretmeni olan, 46 yaşındaki Begüm Senem Altundağ, resim sanatı, resim sanatının kişilere katkısı hakkında bilgiler vererek, Aydın halkının sanata bakış açısı ve Aydın’daki sanatsal faaliyetleri değerlendirdi.

“BİLİNÇLİ EBEVEYNLER İLE ÇOCUKLARDA SANATSAL YARATICILIĞI GELİŞTİRMELİYİZ“

Altundağ, çocukların sanatsal anlamda yaratıcı düşüncelerinin küçük yaşlardan itibaren aileler tarafından sanata yönlendirilerek gelişeceğini vurgulayarak, “Sanatsal yaratıcılık bence 0-6 yaş arasında başlıyor. Bilinçli ebeveynlerimizle bu işi başaracağımıza inanıyorum ve umudum çok yüksek. Benim bir sürü öğrencim var. O kadar küçük yaşta gelmeye başladılar ki anlatamam. Özellikle 0-6 yaşta oluşturabildiğimiz zaman o yaratıcı düşünceyi engellemeden geliştiriyoruz ve çok daha yol alacağımıza inanıyorum. En önemlisi bilinçlendirmek, çünkü gelişmiş toplumlara baktığımız zaman sanata verilen değer ne kadar büyükse gelişmişlik oranı o kadar yüksektir. Bir şeyleri yeni nesille başaracağımıza inanıyorum dedi. Etkinliklerimizi arttırmamız gerekiyor. Çocuğun resimle kendini nasıl ifade edebildiğini gözlemlemeliyiz. Özellikle ben şu an otizmli, engelli çocuklarım var. Resim yapmak yalnızca resimden, boyamadan, malzemeden ibaret olan bir şey değil. Ben önce çocuklarıma öz güven kazandırıyorum. Mutlu olan, özgüveni gelişmiş, kendini güzel ifade edebilen bireyler oluşmasını sağladığınız zaman o çocuk size aşkla geliyor ve hem sanatı sevmiş oluyor hem de kendi güzel becerisini geliştirmiş oluyor“ dedi.

“KÖKLÜ BİR DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VAR“

Türkiye’de sanatçının hak ettiği değeri görmediğini ve Aydın’ın sanatsal yanının eksik kaldığını, sanatın Aydın için ulaşılabilir hale gelmesi gerektiğin belirten Altundağ, “Ben sanatın ve sanatçının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. En basitinden Aydın’da dahi bir adet sanat galerimiz vardı o da kapatıldı. Şuan bir Recep Yazıcıoğlu Kültür Merkezimiz bir de Milli Aydın Bankamız var. Ben genelde sergilerim için Arkeoloji Müzemizi tercih ediyorum. Otantik havası, o anıtların içinde olmak çok kıymetli. Bu tür şeyler için bizim özellikle antik binaları değerlendirmek çok değerlidir. Bizim Aydın’ı sanat anlamında geliştirmemiz lazım. Halka ulaşır hale getirmemiz lazım. Çünkü sosyallik anlamında, sosyalleşebileceğimiz bir alanımız yok. Birkaç tane kurumumuz dışında zaten sanat eğitimi veren alanımız yok. O yüzden köklü bir değişime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum“ diye konuştu.

“AYDIN’DA TİYATROLARIN SAYISI ARTMALI“

İnsanların sanatsal faaliyetlerle uğraşarak ruhsal sıkıntılarından kurtulabileceğini ve insanların hep sanatla buluşması gerektiğinin altını çizen Altundağ, “Özellikle bunun pandemi döneminde çok etkisini gördük. Herkes üretmeye başladı, bu o kadar sevindirici bir şey ki. Sanatla buluştu insanlarımız. Artık kendilerine kaliteli vakit ayırmaları gerektiğini öğrendiler. Çünkü düşünün bu kadar keşmekeşin içinde insanlar kendine vakit ayırmazsa soluk almazsa ne olacak? Depresyona girecekler. O yüzden kalite çok arttı. Bunun desteklemek için de Aydın için de mutlaka etkinliklerimizi, tiyatrolarımızı arttırmamız. Çünkü dediğim gibi bu dar kalıplar içinde sıkışmış gibiyiz. Çünkü niye? Aslında konum itibariyle de bizi birazcık engelliyor. Çünkü tam göbekteyiz. İzmir, Kuşadası, Bodrum, Denizli'nin arasında işte insanlar konser için hadi İzmir'e, Kuşadası'na gidelim diyorlar. Ama Aydın çok kıymetli bir yer bana göre. Çok da keyifli bir yer, insanlarımız çok değerli, çok kıymetli. Karpuzlu’dan, Çine’den Efeler’e gelen öğrencilerim var. Onları kesinlikle yollar engellemiyor. Bizim de onlara her türlü imkânı sunmamız gerektiğini düşünüyorum. Tabii burada da belediye başkanlarına, valimize çok iş düştüğüne inanıyorum. Biz de elimizden geldiğince bütün desteğimizi vereceğiz“ şeklinde konuştu.

“EN BÜYÜK İLHAMIM YAŞLI İNSANLAR“

Altundağ, resim sanatını kurgularken ilham kaynağının emek ve duygular olduğunu söyleyerek, “Ben duygulardan beslenen bir ressamım, duygular benim temelim. Özellikle yaşlı insanlar beni çok etkiler. Ben portre sanatçısıyım zaten. İlhamım; emek. Yani emekten geliyor çünkü o teyzelerimiz, amcalarımızın o her çizgisinde bir yaşanmışlık, bir çile söz konusu. Bu beni çok etkiliyor. Projeyi hazırlarken zaten o duyguyu aldığın zaman başlayabiliyorsun. Benim en çok etkilendiğim şeyler, insanlar“ ifadelerini kullandı.

“YAPAY ZEKÂ İLE ÇOCUKLAR RAHATA ALIŞIYOR“

Yapay zekânın sanat camiasını ikiye böldüğünden ve çocukları rahata alıştırdığı için teknolojiden faydalanıp, çok fazla içine dalmamak gerektiğinden bahseden Altundağ, “Yapay zekâ sanat camiasını ikiye bölüyor. Biri yapay zekâyı kullananlar, ben ise boyanın kokusunu almalıyım, bu beni mutlu eden bir şey değil. Ben o yola gireceğimi hiç düşünmüyorum. Çünkü benim o kokuyu almam lazım, o boyaya dokunmam, onu hissetmem lazım. İstediğim zaman o renge boyamam, özgürce o vuruşlarla renkleri değiştirmem gerekiyor. Güzel sanatlara hazırladım öğrencilerim var fakat onlara haftada sadece bir gün izin veriyorum. Tabletle bu sefer rahata alışıyor ve gerçek bir zemine geçtiğimiz bu sefer zorlanmaya başlıyor. Teknolojinin tabii ki de bize çok faydası var ama bu faydayı çok fazla içimize sokmamak gerektiğini düşünüyorum“ dedi.

Sanatsal faaliyetler geliştirmek adına projeleri olduğunu söyleyen Altundağ, “Yıllardır kadına şiddeti engellemek ve farkındalık oluşturmak adına projem var. Latmosla ilgili çok değerli mağara resimlerimiz ile ilgili projem var. Doğru insanları ulaşabilirsem projelerimi gerçekleştireceğime inanıyorum. Bu projelerin yurtiçinde ve yurtdışında ses getireceğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Çocuklardan çok ümitli olduğunu, kültürel anlamda kendini zenginleştirmiş bireylere kavuşulacağına inancının tam olduğunu belirten Altundağ, “Çocuklarımızdan çok ümitliyim, çocuklarımız bizim aydınlık yarınlarımız. O yüzden ben de bir kız annesi olarak geleceğe umutla bakıyorum. Daha güzel, daha sanat dolu gelecek bizi bekliyor“ diye konuştu. (MELİSA ÇİZMECİOĞLU)

2023-05-17 19:11:39

“Aydın’da sanatı ulaşılabilir hale getirmemiz gerekiyor“

Görsel Sanatlar Öğretmeni Begüm Senem Altundağ, “Ben sanatın ve sanatçının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. En basitinden Aydın’da dahi bir adet sanat galerimiz vardı o da kapatıldı. Bizim Aydın’ı sanat anlamında geliştirmemiz lazım. Halka ulaşır hale getirmemiz lazım. Çünkü sosyallik anlamında, sosyalleşebileceğimiz bir alanımız yok. Birkaç tane kurumumuz dışında zaten sanat eğitimi veren alanımız yok. O yüzden köklü bir değişime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum“ dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Aydın’ın Efeler İlçesi’nde yaşayan 22 senedir Görsel Sanatlar Öğretmeni olan, 46 yaşındaki Begüm Senem Altundağ, resim sanatı, resim sanatının kişilere katkısı hakkında bilgiler vererek, Aydın halkının sanata bakış açısı ve Aydın’daki sanatsal faaliyetleri değerlendirdi.

“BİLİNÇLİ EBEVEYNLER İLE ÇOCUKLARDA SANATSAL YARATICILIĞI GELİŞTİRMELİYİZ“

Altundağ, çocukların sanatsal anlamda yaratıcı düşüncelerinin küçük yaşlardan itibaren aileler tarafından sanata yönlendirilerek gelişeceğini vurgulayarak, “Sanatsal yaratıcılık bence 0-6 yaş arasında başlıyor. Bilinçli ebeveynlerimizle bu işi başaracağımıza inanıyorum ve umudum çok yüksek. Benim bir sürü öğrencim var. O kadar küçük yaşta gelmeye başladılar ki anlatamam. Özellikle 0-6 yaşta oluşturabildiğimiz zaman o yaratıcı düşünceyi engellemeden geliştiriyoruz ve çok daha yol alacağımıza inanıyorum. En önemlisi bilinçlendirmek, çünkü gelişmiş toplumlara baktığımız zaman sanata verilen değer ne kadar büyükse gelişmişlik oranı o kadar yüksektir. Bir şeyleri yeni nesille başaracağımıza inanıyorum dedi. Etkinliklerimizi arttırmamız gerekiyor. Çocuğun resimle kendini nasıl ifade edebildiğini gözlemlemeliyiz. Özellikle ben şu an otizmli, engelli çocuklarım var. Resim yapmak yalnızca resimden, boyamadan, malzemeden ibaret olan bir şey değil. Ben önce çocuklarıma öz güven kazandırıyorum. Mutlu olan, özgüveni gelişmiş, kendini güzel ifade edebilen bireyler oluşmasını sağladığınız zaman o çocuk size aşkla geliyor ve hem sanatı sevmiş oluyor hem de kendi güzel becerisini geliştirmiş oluyor“ dedi.

“KÖKLÜ BİR DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VAR“

Türkiye’de sanatçının hak ettiği değeri görmediğini ve Aydın’ın sanatsal yanının eksik kaldığını, sanatın Aydın için ulaşılabilir hale gelmesi gerektiğin belirten Altundağ, “Ben sanatın ve sanatçının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. En basitinden Aydın’da dahi bir adet sanat galerimiz vardı o da kapatıldı. Şuan bir Recep Yazıcıoğlu Kültür Merkezimiz bir de Milli Aydın Bankamız var. Ben genelde sergilerim için Arkeoloji Müzemizi tercih ediyorum. Otantik havası, o anıtların içinde olmak çok kıymetli. Bu tür şeyler için bizim özellikle antik binaları değerlendirmek çok değerlidir. Bizim Aydın’ı sanat anlamında geliştirmemiz lazım. Halka ulaşır hale getirmemiz lazım. Çünkü sosyallik anlamında, sosyalleşebileceğimiz bir alanımız yok. Birkaç tane kurumumuz dışında zaten sanat eğitimi veren alanımız yok. O yüzden köklü bir değişime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum“ diye konuştu.

“AYDIN’DA TİYATROLARIN SAYISI ARTMALI“

İnsanların sanatsal faaliyetlerle uğraşarak ruhsal sıkıntılarından kurtulabileceğini ve insanların hep sanatla buluşması gerektiğinin altını çizen Altundağ, “Özellikle bunun pandemi döneminde çok etkisini gördük. Herkes üretmeye başladı, bu o kadar sevindirici bir şey ki. Sanatla buluştu insanlarımız. Artık kendilerine kaliteli vakit ayırmaları gerektiğini öğrendiler. Çünkü düşünün bu kadar keşmekeşin içinde insanlar kendine vakit ayırmazsa soluk almazsa ne olacak? Depresyona girecekler. O yüzden kalite çok arttı. Bunun desteklemek için de Aydın için de mutlaka etkinliklerimizi, tiyatrolarımızı arttırmamız. Çünkü dediğim gibi bu dar kalıplar içinde sıkışmış gibiyiz. Çünkü niye? Aslında konum itibariyle de bizi birazcık engelliyor. Çünkü tam göbekteyiz. İzmir, Kuşadası, Bodrum, Denizli'nin arasında işte insanlar konser için hadi İzmir'e, Kuşadası'na gidelim diyorlar. Ama Aydın çok kıymetli bir yer bana göre. Çok da keyifli bir yer, insanlarımız çok değerli, çok kıymetli. Karpuzlu’dan, Çine’den Efeler’e gelen öğrencilerim var. Onları kesinlikle yollar engellemiyor. Bizim de onlara her türlü imkânı sunmamız gerektiğini düşünüyorum. Tabii burada da belediye başkanlarına, valimize çok iş düştüğüne inanıyorum. Biz de elimizden geldiğince bütün desteğimizi vereceğiz“ şeklinde konuştu.

“EN BÜYÜK İLHAMIM YAŞLI İNSANLAR“

Altundağ, resim sanatını kurgularken ilham kaynağının emek ve duygular olduğunu söyleyerek, “Ben duygulardan beslenen bir ressamım, duygular benim temelim. Özellikle yaşlı insanlar beni çok etkiler. Ben portre sanatçısıyım zaten. İlhamım; emek. Yani emekten geliyor çünkü o teyzelerimiz, amcalarımızın o her çizgisinde bir yaşanmışlık, bir çile söz konusu. Bu beni çok etkiliyor. Projeyi hazırlarken zaten o duyguyu aldığın zaman başlayabiliyorsun. Benim en çok etkilendiğim şeyler, insanlar“ ifadelerini kullandı.

“YAPAY ZEKÂ İLE ÇOCUKLAR RAHATA ALIŞIYOR“

Yapay zekânın sanat camiasını ikiye böldüğünden ve çocukları rahata alıştırdığı için teknolojiden faydalanıp, çok fazla içine dalmamak gerektiğinden bahseden Altundağ, “Yapay zekâ sanat camiasını ikiye bölüyor. Biri yapay zekâyı kullananlar, ben ise boyanın kokusunu almalıyım, bu beni mutlu eden bir şey değil. Ben o yola gireceğimi hiç düşünmüyorum. Çünkü benim o kokuyu almam lazım, o boyaya dokunmam, onu hissetmem lazım. İstediğim zaman o renge boyamam, özgürce o vuruşlarla renkleri değiştirmem gerekiyor. Güzel sanatlara hazırladım öğrencilerim var fakat onlara haftada sadece bir gün izin veriyorum. Tabletle bu sefer rahata alışıyor ve gerçek bir zemine geçtiğimiz bu sefer zorlanmaya başlıyor. Teknolojinin tabii ki de bize çok faydası var ama bu faydayı çok fazla içimize sokmamak gerektiğini düşünüyorum“ dedi.

Sanatsal faaliyetler geliştirmek adına projeleri olduğunu söyleyen Altundağ, “Yıllardır kadına şiddeti engellemek ve farkındalık oluşturmak adına projem var. Latmosla ilgili çok değerli mağara resimlerimiz ile ilgili projem var. Doğru insanları ulaşabilirsem projelerimi gerçekleştireceğime inanıyorum. Bu projelerin yurtiçinde ve yurtdışında ses getireceğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Çocuklardan çok ümitli olduğunu, kültürel anlamda kendini zenginleştirmiş bireylere kavuşulacağına inancının tam olduğunu belirten Altundağ, “Çocuklarımızdan çok ümitliyim, çocuklarımız bizim aydınlık yarınlarımız. O yüzden ben de bir kız annesi olarak geleceğe umutla bakıyorum. Daha güzel, daha sanat dolu gelecek bizi bekliyor“ diye konuştu. (MELİSA ÇİZMECİOĞLU)