Takip Et

Düzenlemeler

2024-01-29 16:43:00

Tiryakileri sevindirecek araştırma: Çay içmek...

Kalıtsal faktörlerden güneş ışığı ve hava sıcaklıkları gibi dış etkenlere kadar birçok şey, sağlığımız üzerinde büyük etkiye sahip. Beslenme de bu etkenlerden biri. Bu bağlamda yaşlanma karşıtı besinler sık sık gündeme geliyor. Çin’de yapılan yeni bir araştırma da çayın yaşlanmayı yavaşlatmaktaki rolünü ortaya koydu. Peki çay bunu nasıl başarıyor? Günde kaç bardak tüketmek gerekiyor? Tüm çay türleri aynı etkiyi yapıyor mu? Detaylar haberde...

Hürriyet.com haber sitesinde yer alan habere göre, çay, toplumumuzda kahveyle birlikte en çok tüketilen içecek. Sabah kahvaltısından akşam yemeği sonrasına günün hemen her vakti çay içiliyor.

Alman istatistik şirketi Statista'nın verilerine göre, en fazla çay tüketen ülkeler sıralamasında yüzde 90'lık tüketim oranıyla Türkiye başı çekiyor.

Çoğu uzman aşırı çay tüketiminin zararlı olabileceğini her fırsatta söylüyor. Ancak Çin’de yapılan yeni bir çalışma, çay tiryakilerini sevindireceğe benziyor.

ÇAY NEREDEYSE BÜTÜN ORGANLARI KORUYOR

Çin’in Sichuan Üniversitesi’nde yürütülen araştırmada, günde üç fincan çay içmenin yaşlanmayı önleyebileceği sonucuna varıldı.

The Lancet Regional Health dergisinde yayımlanan çalışmada 30 ila 79 yaşları arasındaki 7.931 Çinlinin yanı sıra yaşları 37 ila 73 arasında değişen 5.998 İngiliz ile çay içme alışkanlıklarına ilişkin anket yapıldı.

Katılımcılara siyah, yeşil, sarı ya da geleneksel Çin çaylarından günde kaç bardak içtikleri soruldu. Sonuçta bilim insanları, günde yaklaşık üç fincan çay veya 6 ila 8 gram çay yaprağı tüketmenin, yaşlanmayı önlemede etkili olduğunu ortaya koydu.

Yaşlanma karşıtı faydaları, çaydaki birincil biyoaktif maddeler olan ve bağırsak mikrobiyotasını önemli ölçüde etkilediğine inanılan organik bileşikler olan polifenollere bağlandı. Polifenoller bağışıklık, metabolizma ve bilişsel işlevlerde yaşa bağlı değişimleri önemli ölçüde etkiliyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Yi Xiang, New York Post’a yaptığı açıklamada “Çayın neredeyse bütün organları koruyor olması, çok sayıda biyoaktif bileşen içermesiyle ilgili… Çünkü çay yaşlanmayı yavaşlatan polifenollere sahip. Polifenoller bağırsak mikrobiyotasını düzenliyor. Bu da bağışıklığı güçlendiriyor ve zihni koruyor” dedi.

'ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA'

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş, “Çay; potansiyel yaşlanma karşıtı etkilerle ilişkili polifenoller ve kafein gibi çeşitli biyoaktif bileşikler içerir. Daha önce yapılmış olan hayvan çalışmalarında çayda bulunan polifenol isimli maddelerin bazı hayvanlarda yaşam beklentisini uzatabileceği gösterilmişti. Yapılan yeni çalışma bunu bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya koydu. Bu nedenle oldukça önemli…” dedi.

SİYAH ÇAY, DİĞER ÇAY TÜRLERİNDEN BİR ADIM ÖNDE

Ülkemizde en çok siyah çay tüketiliyor. Ayrıca yeşil, sarı ve beyaz çaylar da ilgi görüyor. Peki bu çayların hepsi aynı etkiye sahip mi?

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, siyah çayın diğer çay türlerinden bir adım daha önde olduğunun altını çizerek şu önemli bilgilerin altını çizdi:

Siyah çay, ‘teaflavin’ adı verilen ve başka hiçbir çay türünde bulunmayan bir grup polifenol içerir. Teaflavinler, siyah çaydaki polifenollerin yüzde 3 ila yüzde 6'sını oluşturur. Bu nedenle benzersiz avantajlar sağlar. Örneğin siyah çay, kalp sağlığı söz konusu olduğunda çok etkilidir. Teaflavinler, kan kolesterolünü düşürmeye yardımcı olur.

Siyah çay içmek, felç riskini azaltmanın da bir yolu olabilir. Araştırmalar, günde üç fincan siyah çay içmenin, çay içmeyen kişilere kıyasla felç riskini yüzde 16 oranında azaltabileceğini gösteriyor. 

Diğer bazı çay türlerinin aksine, siyah çayda kafein de bulunuyor. Fakat kahvedeki miktarın yarısı kadar. Siyah çay ayrıca ‘L-theanine’ adı verilen bir amino asit de içeriyor. Kafein tek başına daha düzensiz bir enerjiye neden olabilirken, siyah çaydaki L-theanine, istikrarlı ve dengeli bir enerji üretiyor.

‘ÇAYA TATLANDIRICI VE ŞEKER EKLEMEYİN, ÇAY POŞETİ KULLANMAYIN’

“Tatlandırıcılar veya şeker eklenmeden siyah çay içmek, kan şekerini azaltabilir ve vücudunuzun şekeri yönetme yeteneğini geliştirebilir” diyen Prof. Dr. Vedat Göral, “Araştırmalar, siyah çayın normal ve diyabet öncesi yetişkinlerde yemeklerden hemen sonra kan şekeri düzeylerini iyileştirdiğini gösteriyor” dedi.

Siyah çayın başka faydalarına da değinen Prof. Dr. Göral, “Çaydaki polifenollerin, belirli kanser türleriyle mücadelede rol oynadığı da bulundu. Hatta yine başka bir çalışma siyah çayın cilt kanseri riskini azalttığını da ortaya koydu. Fakat çayın tüm faydalarından yararlanmak için gevşek çay yaprakları kullanmalısınız, yani çay poşeti kullanmayı bırakmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘GÜNDE 5-6 ÇAY BARDAĞI SİYAH ÇAY İÇMEK YARARLI VE YETERLİ’

Çalışmada sınır olarak üç fincanı geçmemek gerektiğinin altı çiziliyor. Peki bunu ülkemizde sıklıkla tükettiğimiz çay bardağıyla kıyaslarsak günde kaç bardak çay tüketmek yaşlanma karşıtı olabilir?

Prof. Dr. Vedat Göral, “Diğer çaylardan farklı olarak siyah çay, fincan başına yaklaşık 50 ila 90 miligram kafein içerir. Çok fazla kafein endişeye, huzursuzluğa ve uyku sorununa neden olabilir. Günlük kafein alımını, 400 miligramın altında tutmak en doğrusu… Yani günde 5-6 bardak çay içilmesi yararlı ve yeterlidir” dedi.

AŞIRI ÇAY TÜKETİMİ HANGİ SORUNLARA YOL AÇIYOR?

Günde 5-6 çay bardağı sınırı aşılırsa nasıl sorunlar ortaya çıkabilir?

Bu sorumuza Prof. Dr. Ebubekir Şenateş, “Çok fazla miktarda çay içildiğinde içerisinde bulunan başta kafein olmak üzere aktif maddeler sinirlilik, kalpte çarpıntı, baş ağrısı, midede bulantı, uykusuzluk ve dişlerde sararma yapabilir. Ayrıca kişide gastrit, mide ülseri ve reflü varsa şikayetlerde artma meydana gelebilir” cevabını verdi.

ÇAYIN DEMLENME SÜRESİ DE ÇOK ÖNEMLİ!

Çay tüketiminde miktarın yanı sıra demlenme sürelerine de dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Vedat Göral, “Siyah çay 100 derecede 3-5 dakika, yeşil çay 80 derecede 2-3 dakika, meyve ve bitki çayları 60-80 derecede 3-5 dakika, beyaz ve sarı çay ise 80 derecede 2-3 dakika demlense yeterlidir” dedi.

Prof. Dr. Göral, şöyle devam etti:

“Genel olarak çay yaprağının 2-8 dakika sıcak demlenmesiyle çayın tadını çıkarabilirsiniz. Bunun tersine, önceden poşetlenmiş çaylar, içindekilerini döküp bir dakika içinde demlenme eğilimindedir ve daha uzun süre bırakılırsa çay acılaşır. İzlenecek temel kural şudur: Yapraklar tamamen açılana kadar bekleyin. Bitki çayı demliyorsanız, bu daha zor olacaktır çünkü muhtemelen hiç yaprak yoktur, bu nedenle onun yerine tada göre hareket etmeniz gerekecektir.”

ÇAYA LİMON SIKILMASI FAYDALI MI YOKSA ZARARLI MI?

Son dönemde sütlü çaylar çok popüler. Bunun dışında çaya limon sıkıp tüketenler de var. Peki, bunlar da faydalı mı yoksa zararlı mı?

Prof. Dr. Ebubekir Şenateş, “Çaya limon atılması; yararlı bir davranış olup, vücuda C vitamini alımını sağlar. Ayrıca çayın içinde bulunan tanen isimli biyoaktif maddenin demir emilimi üzerindeki olumsuz etkisini de nötralize eder. Az da olsa vücuttan ödem atılmasına katkıda bulunur. C vitamini metabolizmanın hızlanmasına ve iştahın azalmasına neden olarak kilo vermeye de katkıda bulunabilir” dedi.

Çaya süt katmanın ise büyüme ve kemik sağlığına iyi geldiğine dair çalışmaların olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şenateş, “Ancak bazı uzmanlar, çaya süt eklenmesini çayın damar sistemi üzerindeki olumlu etkilerini engellediğini ileri sürüyor. Bunu da sütte bulunan  kateşin adlı maddeyi azaltması nedeniyle yaptığı düşünülüyor” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)