AyFm 100.5

Düzenlemeler

2025-12-31 10:57:00

Dijital vicdan gerçeğin yerini alır mı?

Türk Dil Kurumu’nun 2025 yılının kavramı olarak belirlediği “dijital vicdan”, toplumda geniş yankı uyandırdı. Sosyal medyada yapılan beğeni, paylaşım ve yorumların gerçek bir duyarlılık oluşturup oluşturmadığı tartışılırken, Aydınlı vatandaşlara bu kavramın ne ifade ettiğini sorduk. Ortaya çıkan tablo, dijital ile gerçek vicdan arasındaki mesafenin hâlâ oldukça net çizgilerle ayrıldığını gösterdi.

“VİCDAN DİJİTALLEŞMEZ”

Vatandaşların önemli bir kısmı vicdanın doğası gereği kişisel ve insani olduğunu vurguladı. Bir vatandaş, bu durumu şu sözlerle dile getirdi “Herkesin hayata bakışı, beklentisi, düşüncesi farklı ama dijital vicdan en güzeli doğal vicdandır. Değişmez kural.”

Bir başka görüş ise daha net bir çizgi çekti: “Vicdan kişiseldir. Bir başkası tarafı asla etkileyemez. Ben dijitali kabul etmiyorum.”

BEĞENİ YARDIM SAYILIR MI?

Sosyal medyada yapılan etkileşimlerin gerçek yardım olup olmadığı sorusu da vatandaşların ortak tartışma başlığı oldu. “Beğeni ve paylaşım yapmak yardım etmek sayılır mı? Yüzeysel şeyler onlar. En samimi olanı yüz yüze olandır,” diyen bir Aydınlı, dijital desteğin çoğu zaman sembolik kaldığını savundu. Bir başka vatandaş ise yardım kavramını somutlaştırarak “Yardım etmek birisinin elinden tutmaktır. Tutulabilen, görülebilen bir şeydir. Beğeninin benim için bir anlamı yok,” ifadelerini kullandı.

GERÇEK HAYATA YANSIYORSA ANLAMLI

Daha dengeli yaklaşan bazı görüşler ise dijital vicdanın tamamen reddedilmemesi gerektiğini savundu “Sosyal medyada güzel bir yorum yapıyorsan, insan sevgisinden bahsediyorsan ve bunu gerçek hayata yansıtıyorsan olabilir. Ama mesele yine gerçek hayattır,” sözleriyle dijital ile gerçek arasındaki bağın altı çizildi.

“AKTİF AMA HAYATTA YOK”

Sosyal medyanın duyarlılığı artırmadığını düşünenler ise teknoloji bağımlılığına dikkat çekti. “Hayır, daha da duyarsızlaştırıyor. Aktif gözüküyorsun ama gerçek hayatta yoksun,” diyen bir vatandaş, dijital görünürlüğün gerçek sorumluluğu gölgelediğini savundu.

Bir başka görüşte ise nostaljik bir karşılaştırma yapıldı: “Önceden sosyal medya yoktu ama her şeyi yapıyorduk. Şimdi herkes telefona bakıyor, dünyadan haberi yok. Gerçek vicdanın yerini alamaz.”

REYTİNG VE GÖRÜNÜRLÜK ELEŞTİRİSİ

Bazı vatandaşlar sosyal medyadaki duyarlılığın samimiyetini sorguladı: “Reytingi yükseltmek için beğeni yapıyorlar, yorum yapıyorlar. Bu duyarlılık değil.”

Sosyal medyada aktif olmanın gerçek hayat sorumluluklarını da aksattığını düşünenler “Devamlı aktif olursan gerçek işlerin kalıyor. Bu sosyal medya çıktıktan sonra her şey bitti,” diyerek tepkisini dile getirdi.

Aydınlı vatandaşların görüşleri ortak bir noktada birleşiyor: Dijital platformlar farkındalık yaratabilir ancak gerçek vicdanın yerini alamaz. Beğeni ve paylaşımlar, ancak gerçek hayatta davranışa dönüştüğünde anlam kazanıyor. Aksi halde dijital vicdan, çoğu vatandaş için yalnızca ekranda kalan bir kavram olarak görülüyor. (İREM AKCAN)

2025-12-31 10:57:53

Dijital vicdan gerçeğin yerini alır mı?

Türk Dil Kurumu’nun 2025 yılının kavramı olarak belirlediği “dijital vicdan”, toplumda geniş yankı uyandırdı. Sosyal medyada yapılan beğeni, paylaşım ve yorumların gerçek bir duyarlılık oluşturup oluşturmadığı tartışılırken, Aydınlı vatandaşlara bu kavramın ne ifade ettiğini sorduk. Ortaya çıkan tablo, dijital ile gerçek vicdan arasındaki mesafenin hâlâ oldukça net çizgilerle ayrıldığını gösterdi.

“VİCDAN DİJİTALLEŞMEZ”

Vatandaşların önemli bir kısmı vicdanın doğası gereği kişisel ve insani olduğunu vurguladı. Bir vatandaş, bu durumu şu sözlerle dile getirdi “Herkesin hayata bakışı, beklentisi, düşüncesi farklı ama dijital vicdan en güzeli doğal vicdandır. Değişmez kural.”

Bir başka görüş ise daha net bir çizgi çekti: “Vicdan kişiseldir. Bir başkası tarafı asla etkileyemez. Ben dijitali kabul etmiyorum.”

BEĞENİ YARDIM SAYILIR MI?

Sosyal medyada yapılan etkileşimlerin gerçek yardım olup olmadığı sorusu da vatandaşların ortak tartışma başlığı oldu. “Beğeni ve paylaşım yapmak yardım etmek sayılır mı? Yüzeysel şeyler onlar. En samimi olanı yüz yüze olandır,” diyen bir Aydınlı, dijital desteğin çoğu zaman sembolik kaldığını savundu. Bir başka vatandaş ise yardım kavramını somutlaştırarak “Yardım etmek birisinin elinden tutmaktır. Tutulabilen, görülebilen bir şeydir. Beğeninin benim için bir anlamı yok,” ifadelerini kullandı.

GERÇEK HAYATA YANSIYORSA ANLAMLI

Daha dengeli yaklaşan bazı görüşler ise dijital vicdanın tamamen reddedilmemesi gerektiğini savundu “Sosyal medyada güzel bir yorum yapıyorsan, insan sevgisinden bahsediyorsan ve bunu gerçek hayata yansıtıyorsan olabilir. Ama mesele yine gerçek hayattır,” sözleriyle dijital ile gerçek arasındaki bağın altı çizildi.

“AKTİF AMA HAYATTA YOK”

Sosyal medyanın duyarlılığı artırmadığını düşünenler ise teknoloji bağımlılığına dikkat çekti. “Hayır, daha da duyarsızlaştırıyor. Aktif gözüküyorsun ama gerçek hayatta yoksun,” diyen bir vatandaş, dijital görünürlüğün gerçek sorumluluğu gölgelediğini savundu.

Bir başka görüşte ise nostaljik bir karşılaştırma yapıldı: “Önceden sosyal medya yoktu ama her şeyi yapıyorduk. Şimdi herkes telefona bakıyor, dünyadan haberi yok. Gerçek vicdanın yerini alamaz.”

REYTİNG VE GÖRÜNÜRLÜK ELEŞTİRİSİ

Bazı vatandaşlar sosyal medyadaki duyarlılığın samimiyetini sorguladı: “Reytingi yükseltmek için beğeni yapıyorlar, yorum yapıyorlar. Bu duyarlılık değil.”

Sosyal medyada aktif olmanın gerçek hayat sorumluluklarını da aksattığını düşünenler “Devamlı aktif olursan gerçek işlerin kalıyor. Bu sosyal medya çıktıktan sonra her şey bitti,” diyerek tepkisini dile getirdi.

Aydınlı vatandaşların görüşleri ortak bir noktada birleşiyor: Dijital platformlar farkındalık yaratabilir ancak gerçek vicdanın yerini alamaz. Beğeni ve paylaşımlar, ancak gerçek hayatta davranışa dönüştüğünde anlam kazanıyor. Aksi halde dijital vicdan, çoğu vatandaş için yalnızca ekranda kalan bir kavram olarak görülüyor. (İREM AKCAN)

2025-12-31 10:59:53

Dijital vicdan gerçeğin yerini alır mı?

Türk Dil Kurumu’nun 2025 yılının kavramı olarak belirlediği “dijital vicdan”, toplumda geniş yankı uyandırdı. Sosyal medyada yapılan beğeni, paylaşım ve yorumların gerçek bir duyarlılık oluşturup oluşturmadığı tartışılırken, Aydınlı vatandaşlara bu kavramın ne ifade ettiğini sorduk. Ortaya çıkan tablo, dijital ile gerçek vicdan arasındaki mesafenin hâlâ oldukça net çizgilerle ayrıldığını gösterdi.

“VİCDAN DİJİTALLEŞMEZ”

Vatandaşların önemli bir kısmı vicdanın doğası gereği kişisel ve insani olduğunu vurguladı. Bir vatandaş, bu durumu şu sözlerle dile getirdi “Herkesin hayata bakışı, beklentisi, düşüncesi farklı ama dijital vicdan en güzeli doğal vicdandır. Değişmez kural.”

Bir başka görüş ise daha net bir çizgi çekti: “Vicdan kişiseldir. Bir başkası tarafı asla etkileyemez. Ben dijitali kabul etmiyorum.”

BEĞENİ YARDIM SAYILIR MI?

Sosyal medyada yapılan etkileşimlerin gerçek yardım olup olmadığı sorusu da vatandaşların ortak tartışma başlığı oldu. “Beğeni ve paylaşım yapmak yardım etmek sayılır mı? Yüzeysel şeyler onlar. En samimi olanı yüz yüze olandır,” diyen bir Aydınlı, dijital desteğin çoğu zaman sembolik kaldığını savundu. Bir başka vatandaş ise yardım kavramını somutlaştırarak “Yardım etmek birisinin elinden tutmaktır. Tutulabilen, görülebilen bir şeydir. Beğeninin benim için bir anlamı yok,” ifadelerini kullandı.

GERÇEK HAYATA YANSIYORSA ANLAMLI

Daha dengeli yaklaşan bazı görüşler ise dijital vicdanın tamamen reddedilmemesi gerektiğini savundu “Sosyal medyada güzel bir yorum yapıyorsan, insan sevgisinden bahsediyorsan ve bunu gerçek hayata yansıtıyorsan olabilir. Ama mesele yine gerçek hayattır,” sözleriyle dijital ile gerçek arasındaki bağın altı çizildi.

“AKTİF AMA HAYATTA YOK”

Sosyal medyanın duyarlılığı artırmadığını düşünenler ise teknoloji bağımlılığına dikkat çekti. “Hayır, daha da duyarsızlaştırıyor. Aktif gözüküyorsun ama gerçek hayatta yoksun,” diyen bir vatandaş, dijital görünürlüğün gerçek sorumluluğu gölgelediğini savundu.

Bir başka görüşte ise nostaljik bir karşılaştırma yapıldı: “Önceden sosyal medya yoktu ama her şeyi yapıyorduk. Şimdi herkes telefona bakıyor, dünyadan haberi yok. Gerçek vicdanın yerini alamaz.”

REYTİNG VE GÖRÜNÜRLÜK ELEŞTİRİSİ

Bazı vatandaşlar sosyal medyadaki duyarlılığın samimiyetini sorguladı: “Reytingi yükseltmek için beğeni yapıyorlar, yorum yapıyorlar. Bu duyarlılık değil.”

Sosyal medyada aktif olmanın gerçek hayat sorumluluklarını da aksattığını düşünenler “Devamlı aktif olursan gerçek işlerin kalıyor. Bu sosyal medya çıktıktan sonra her şey bitti,” diyerek tepkisini dile getirdi.

Aydınlı vatandaşların görüşleri ortak bir noktada birleşiyor: Dijital platformlar farkındalık yaratabilir ancak gerçek vicdanın yerini alamaz. Beğeni ve paylaşımlar, ancak gerçek hayatta davranışa dönüştüğünde anlam kazanıyor. Aksi halde dijital vicdan, çoğu vatandaş için yalnızca ekranda kalan bir kavram olarak görülüyor. (İREM AKCAN)

2025-12-31 11:00:40

Dijital vicdan gerçeğin yerini alır mı?

Türk Dil Kurumu’nun 2025 yılının kavramı olarak belirlediği “dijital vicdan”, toplumda geniş yankı uyandırdı. Sosyal medyada yapılan beğeni, paylaşım ve yorumların gerçek bir duyarlılık oluşturup oluşturmadığı tartışılırken, Aydınlı vatandaşlara bu kavramın ne ifade ettiğini sorduk. Ortaya çıkan tablo, dijital ile gerçek vicdan arasındaki mesafenin hâlâ oldukça net çizgilerle ayrıldığını gösterdi.

“VİCDAN DİJİTALLEŞMEZ”

Vatandaşların önemli bir kısmı vicdanın doğası gereği kişisel ve insani olduğunu vurguladı. Bir vatandaş, bu durumu şu sözlerle dile getirdi “Herkesin hayata bakışı, beklentisi, düşüncesi farklı ama dijital vicdan en güzeli doğal vicdandır. Değişmez kural.”

Bir başka görüş ise daha net bir çizgi çekti: “Vicdan kişiseldir. Bir başkası tarafı asla etkileyemez. Ben dijitali kabul etmiyorum.”

BEĞENİ YARDIM SAYILIR MI?

Sosyal medyada yapılan etkileşimlerin gerçek yardım olup olmadığı sorusu da vatandaşların ortak tartışma başlığı oldu. “Beğeni ve paylaşım yapmak yardım etmek sayılır mı? Yüzeysel şeyler onlar. En samimi olanı yüz yüze olandır,” diyen bir Aydınlı, dijital desteğin çoğu zaman sembolik kaldığını savundu. Bir başka vatandaş ise yardım kavramını somutlaştırarak “Yardım etmek birisinin elinden tutmaktır. Tutulabilen, görülebilen bir şeydir. Beğeninin benim için bir anlamı yok,” ifadelerini kullandı.

GERÇEK HAYATA YANSIYORSA ANLAMLI

Daha dengeli yaklaşan bazı görüşler ise dijital vicdanın tamamen reddedilmemesi gerektiğini savundu “Sosyal medyada güzel bir yorum yapıyorsan, insan sevgisinden bahsediyorsan ve bunu gerçek hayata yansıtıyorsan olabilir. Ama mesele yine gerçek hayattır,” sözleriyle dijital ile gerçek arasındaki bağın altı çizildi.

“AKTİF AMA HAYATTA YOK”

Sosyal medyanın duyarlılığı artırmadığını düşünenler ise teknoloji bağımlılığına dikkat çekti. “Hayır, daha da duyarsızlaştırıyor. Aktif gözüküyorsun ama gerçek hayatta yoksun,” diyen bir vatandaş, dijital görünürlüğün gerçek sorumluluğu gölgelediğini savundu.

Bir başka görüşte ise nostaljik bir karşılaştırma yapıldı: “Önceden sosyal medya yoktu ama her şeyi yapıyorduk. Şimdi herkes telefona bakıyor, dünyadan haberi yok. Gerçek vicdanın yerini alamaz.”

REYTİNG VE GÖRÜNÜRLÜK ELEŞTİRİSİ

Bazı vatandaşlar sosyal medyadaki duyarlılığın samimiyetini sorguladı: “Reytingi yükseltmek için beğeni yapıyorlar, yorum yapıyorlar. Bu duyarlılık değil.”

Sosyal medyada aktif olmanın gerçek hayat sorumluluklarını da aksattığını düşünenler “Devamlı aktif olursan gerçek işlerin kalıyor. Bu sosyal medya çıktıktan sonra her şey bitti,” diyerek tepkisini dile getirdi.

Aydınlı vatandaşların görüşleri ortak bir noktada birleşiyor: Dijital platformlar farkındalık yaratabilir ancak gerçek vicdanın yerini alamaz. Beğeni ve paylaşımlar, ancak gerçek hayatta davranışa dönüştüğünde anlam kazanıyor. Aksi halde dijital vicdan, çoğu vatandaş için yalnızca ekranda kalan bir kavram olarak görülüyor. (İREM AKCAN)