Gazeteci Mehmet Aydın'ın tvDEN'de hazırlayıp sunduğu Güne Bakış programının konuğu Profesyonel Koç Hilal Çatak oldu. Profesyonel koçluk ve çocuklarda yaşanan sınav kaygısı hakkında açıklamalarda bulunan Çatak, “Çocuklar içten kıyıma uğramış durumdalar” dedi.

Çatak, “Bana ne iş yaptığımı soruyorlar. Ben ‘Aracıyım’ diyorum. Neye aracı olduğumu sorduklarında ise aslında kişilerin ya da kurumların kendi içerisinde olanlarla buluşmalarına aracıyım. En uzman, en iyi karar verici kişi değilim. Ama inandığım şey şu ki, kişi yüzünü mucizesine döndüğünde hayat da mucizesini kişiye döndürüyor. O yüzden bizim inanmamız gereken en önemli şey, burada bir mucize olduğu. Önce yüzümüzü kendi potansiyelimize döndürmeliyiz. Bizim inandığımız çok temel düşünce vardır; ‘Bir kişi ihtiyacı olduğu bütün çözümlere sahiptir.’ O yüzden biz çözüm bulan değil, soru soran tarafız. Karşı taraf çözüm bulabilecek güç ve yetenektedir. Benim işim kişinin mükemmelliğini ortaya çıkartmak. O zaten şahane. Belki keşfetmiş, belki keşfedememiş ama ne kadar muhteşem olduğunu ve bu muhteşemliğine uyanması için nasıl aracı olacağıma dair kendimi konumlandırmam gerekli. Kişi kendi hayatında bir şeyleri uygulayamıyorsa, başkasının hayatına ilham olması çok sürdürülebilir değildir. Hayat bana, ‘Hadi Hilal, şimdi yaparsan başkalarına söyleme fırsatın olur ve anlamlı olur’ diyordu. Önce çocuğumun gözünde ışık olabilmek için nasıl ışık olurum, onun yoluna nasıl dönüşebilirim diye düşündüm her zaman” dedi.

“25 ALAN BİR ÇOCUK İLE 85 ALAN BİR ÇOCUK ARASINDA HİÇBİR FARK YOK”

Çatak, “Ben öğrencilerle de çalışıyorum. Öğrenci koçluğu, aile koçluğu yapıyoruz ve genelde öğrencilerin sınav başarı puanları radikal bir şekilde yükseliyor. Müdürler genellikle bana sorar ‘Hilal Hanım, hangi yöntemi öneriyorsunuz? Nasıl oluyor da bir çocuğun sınav puanı bu noktalara geliyor?’ Ben sınav çalıştırmam, sınav ile ilgili bir yöntem önermem. Çocuklara 5 adımlı bir yolculuk uyguluyorum. Bu yöntem sebepleri değiştirdiği için doğal olarak sonuçlar da değişiyor. O sonuçlar, sınav puanları değişiyor ama değişmeden önce çocuğun iç yapısında bir şeyler daha çok iç yapısına doğru dönüşüyor. Mesela ben YKS sınavına yeni bir açılım verdim. ‘Yenilenebilir Kapasiteni Sev’. Çocuklarımızın gerçek potansiyellerini ortaya koyamamalarının en temel nedeni özgüvenlerinin olmaması. Örneğin bir çocuğun 85 alması ile 25 alması arasında hiçbir fark yok. 85 alan ve denemelerde başarılı olan bir aileye koçluk yapıyorum. Gerçekten şahane ve kahraman bir anne. Çocuğu 85 aldığında ne tepki verdiğini sorduğumda ‘Yapamadıklarına bir bakalım nerede eksik yapmışsın’ dediğini belirtti. Hal böyle olunca 85 alan çocuk neyi biliyor, olmadığını. Çünkü annesi yapamadığı ile ilgileniyorsa demek ki bir şeyleri yapamamıştır. Dolayısıyla 25 alan çocuk ile 85 alan çocuk arasında bir fark yok. Çünkü her ikisinin de özgüveni yok. Aynı anneye çocuğunuza başka ne söyleyebilirsiniz diye sordum. Fakat aklına hiçbir şey gelmedi. Çünkü kendisine de farklı bir şekilde davranılmamış. Kendisinden bu sefer ben anne siz çocuk olan ve bana 85 aldım demesini istedim. ’85 aldım’ dediğinde ise kollarımı açıp kendisine sarıldım ve ‘Seninle gurur duyuyorum’ dedim ve aynı davranışı çocuğuna gösteremediği için kendisi bana sarılıp ağlamaya başladı” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZI ÇOK KIYASLIYORUZ”

Çatak, “Çocuklara göstermemiz gereken en uygun davranış şekli onu onurlandırmak. Bir çocuğun varlığını nasıl onurlandırınız? Öncelikle çocuktan her defasında en mükemmel davranışı beklemeyerek. Çünkü zaten her defasında en mükemmeli yapabilen kimse yok, buna ben de dahil. Hepimiz yapamayarak öğrendik ve bu yapamamak hata demek değildir, deneme hakkıdır. Kıyaslama yapmamamız gerekiyor. Bizler çocuklarımızı çok kıyaslıyoruz. Çocuklar içten kıyıma uğramış durumdalar. Genellikle çocuklara neyi yapamadıklarını söylüyoruz. Bunu yapmamamız gerekli. Nerede iyi olduklarını söyleyeceğiz. İnanın ki bilmiyorlar. Çocuklara kendinizde sevdiğiniz 5 özellik nedir diye sorduğumuzda cevap veremiyorlar. Düşünsenize kendinizde sevdiğiniz 5 özelliği bilmiyorsunuz ama o sınavda en harika şeyi yapmaya çalışıyorsunuz. Hal böyle olunca soruların içerisinde biz cevabı versek bile çocuklar yine yapamaz. Fakat yapamayacaklarından değil, o cevabı bulabileceklerine güvenmedikleri için” ifadelerini kullandı. (HAZEL BAYIK)