tvDEN’de Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Baş Başa programının konuğu Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceren Günel oldu. Burun estetiği ameliyatı ve solunum sistemi hastalıkları hakkında bilgi veren Günel, “Aydın’da uzun yıllardır burun estetiği yaptığımızdan dolayı, tabiri caizse markalaşma yoluna gittik. Çok uzun süredir bu işi yapıyoruz ve burun estetiği denilince de ilk akla gelen hocalardan birisi olmaktan keyif alıyorum” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Burun estetiği ameliyatı olma karar sürecini anlatan Prof. Dr. Günel, “Kişinin burnundaki değiştirmek istediği noktayı öğrenip çevre yönlendirmesi olarak gelen hastaları ameliyat etmiyorum. Hastalar burun estetiği yöntemleriyle uğraşmasınlar ve işi bizlere bıraksınlar. Burun içinde nefesini tıkayan ya da solunumuna sıkıntı yaratan bir şey var mı ona dikkat ediyorum. Benden ya da hastadan kaynaklı ameliyat sonrası eğrilme gibi durumlarda ek müdahale olabileceğini hastaya anlatıyorum. Böyle durumlarda hasta ve hekim arasında güven olması gerekiyor. Her zaman, her dönem yapılabilecek bir ameliyattır. Hastalar sosyal medyada güzel gördükleri kişilerin burunlarını getirerek, bu burunlardan istediklerini söylüyorlar. Ben de fotoğraf programında hastaların çekilmiş yüz fotoğraflarına gösterdikleri burunları koyuyorum. Hastanın isteğine de dikkat ediyorum” dedi.

Burun estetiğinde hedefinin hastanın istediğini dikkate almak kaydıyla tek tip burun yapmaktan daha ziyade hem hastanın yüzüne yakışan hem de hastanın istediği burunları yapmak olduğunu, ayrıca hastalarının sağlıklı nefes alan bir buruna sahip olmalarını istediğini söyleyen Günel, “İstenilen burunu aynada görme süresi herkeste aynı değildir. Herkesin burnu, cilt yapısı ve şekli aynı değil. Sonuca ulaşmamızdaki geçen süreye etki eden faktörler bunlar. İnce ciltli dediğimiz hastalarda iyileşme süreci daha kolay oluyor. Birinci ayın sonunda ideal burun dediğimiz sonuca ulaşabiliyoruz. Çok kalın cildi, aknesi ve cildinde hastalık olan hastalarda da sonuca 3 ayda ulaşabiliyoruz. Genel olarak ‘artık bu burunla yaşayacaksın’ dediğimiz burun 6 ila 12 ay arasındadır” diye konuştu.

“ÇOK DA BASİTE ALINMAMASI GEREKEN BİR AMELİYAT”

Burun estetiği ameliyatının çok basit bir ameliyat olmadığını da ifade eden KBB Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceren Günel, “Burun estetiği sürecinde her cerrahi öncesi dikkat edilmesi gereken şeyler vardır. Genel sağlık durumu bu ameliyatı kaldırmaya uygun mu? Yaklaşık bir ameliyat 2 saat kadar sürmekte ve anestezi alacaklar, bu yüzden anestezi hekiminden onay alacaklar. Çok da basite alınmaması gereken bir ameliyat. Hastayla burun konusunda aynı fikirde uzlaşmak gerekiyor. Burun estetiği ameliyatı sonrası gerçekleştirilen sürede ise ameliyat sonrası hastalara burunlarının içine takması gereken iki silikon tamponlar veriyorum. Onları çok uzun tutmayıp 2 günde çıkartıyorum. Bu süreden sonra iyileşme süreci başlıyor. Artan ödem ve morluklar azalmaya başlıyor. Dışarıda koruyucu bir alçımız oluyor, onu da sekizinci gün sonunda alıyorum. Mutlaka her hastayı ameliyat sonrasında bir gece olacak şekilde hastanede takip ediyoruz. Antibiyotik ve ağrı kesicisini damardan veriyoruz. Bu süreçte bazen hasta ağrısız geçirebiliyor, bazen de tolare edilebilecek bir ağrı oluyor” ifadelerini kullandı.

“ BURUN ESTETİĞİ AMELİYATINA DAHİL ETTİĞİMİZ FONKSİYONEL AMELİYATLAR VAR”

Burun estetiğine erkeklerin yaklaşımının daha fazla olduğunu ve ameliyata ek istekler olduğunu söyleyen Günel, “Burun estetiği ameliyatına girecek olan hastaların başka istekleri de oluyor. Bunlar arasında en sık yaptığımız üst göz kapağı ameliyatı var. Burun estetiği ameliyatında o ameliyatı da yapabiliyoruz. Liplift dediğimiz dudak kaldırma ameliyatı da bunların arasına dahil. Burun estetiği sırasında yapılan kaldırmada dudak kalıcı olarak kalkıyor. Dolgu ve botoks uygulamalarını da dahil edebiliyoruz. Kepçe kulak ameliyatları sık yaptığım ameliyatlar arasında yer alıyor. Kök hücre uygulamaları da burun ameliyatı esnasında yapabildiğimiz ameliyatlar arasındadır” dedi.

“KENDİ MUAYENEHANEMİ AÇARAK ÖZEL MUAYENE YAPMA HAKKIMDAN FERAGAT ETMİŞ OLDUM”

Tıp fakültesi hastanesinde çalışıp aynı zamanda kendi muayenehanesi olan doktorlar hakkında kafa karışıklığı olduğunu da belirten Günel, “Kendi muayenehanemde mesai saatleri dışında hizmet veriyorum. Üniversitelerde uzun zamandır belli bir miktar ücret yatırarak, hoca bazında özel muayene ve özel ameliyat yapma durumu vardı. Kendi muayenehanemi açarak, üniversitede özel muayene yapma hakkımdan feragat etmiş oldum. Bana muayene olmak isteyen hastalar mesai saati sonrası muayenehaneye geliyorlar. Bu da aradaki fark. Üniversitelerde bulunma durumumuz sadece hasta bakmak, ameliyat yapmak değil, orada bir eğitim sürecinin parçası olarak Tıp Fakültesi öğrencilerimize eğitim veriyoruz. Kendi adıma kulak burun boğaz asistanlarının hem teorik hem pratik yetiştirilmek üzere belirlenmiş görevlerimiz var. Hasta bazında da poliklinik danışmanlık dediğimiz bir görevimiz var ve oraya gelen hastalarımıza asistanlarımız bakıyorlar ama tanı ve tedavilerle ilgili danışmak istedikleri konularda ben orada oluyorum. Sevkli hastalarımız oluyor ve üniversite olarak bu hastaların kabulü de bize danışılarak oluyor. Bu hastalar için de gerekli tedaviyi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ceren Günel, son olarak, “Hastaların her türlü cerrahi işlem öncesinde bu duruma sadece kendilerinin karar vermesini, ameliyat ve ameliyat sonrasından çevresinin etkisinde kalmamaları gerektiğini söylüyorum. Kendilerinde değişiklik yapmak zor bir karar, kendilerinden emin olmaları gerekiyor. Hekim ve hasta arasındaki ilişki güven içerisinde olmalıdır. Her zaman bir hekime danışılmalı, farklı yönlere gitmesinler” diye konuştu. (HAZEL BAYIK)