Premier Lig her zamanki hızıyla, heyecanıyla geçtiğimiz hafta sonu başladı. Bir futbolsever olarak ekranın başındaydım ve yayıncı kuruluşun verdiği 4 maçı izledim. İlk hafta her zaman sürprizlere açıktır. Takımlar hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi olmak için 1 ay geçmesi gerekir.Geçen seneyi hatırlayın Fenerbahçe Konyaspor'dan ağır bir yenilgi almıştı ama sezon sonu şampiyon olmuştu. Premier Ligin açılış maçında Manchester United-West Ham karşı karşıya geldi. Kırmızı Şeytanlar bir sürprize imza atarak, kendi evlerinde 2-1 mağlup oldu. Yine de erken konuşmak yanlış ama Manchester United'ın yaratıcı oyuncu eksikliği ilk başta göze çarpıyor. Genel itibariyle hoş bir futbol sergilemedi. İlerisi için umut vermedi Hiddink'in takımı.

En Hazır Takım Chelsea

Kapanış maçında Burnley-Chelsea karşı karşıya geldi. Maça hızlı başlayan taraf ev sahibi Burnley'di ve erken gelen golle de öne geçtiler. Ama Londra ekibi, yeni transferi Diego Costa ile cevap verdi. O dakikadan sonra yaklaşık 30 -35 dakika yoğun bir baskı kurdu Chelsea takımı. Fabregas'ın güzel oyunu bana, 'Barcelona'da yıllarını harcamış' yorumunu yaptırdı. Schürrle'ye yaptığı asist uzun bir süre hafızalardan silinmeyecek bir türdendi. Maçtan sonra Jose Mourinho'nun açıklamaları da o yöndeydi : “Barça, Fabregas'ı bazen sahte 9, bazen kanat, bazen de 10 numarada oynattı. Ben de, Cesc'de hangi pozisyonda daha etkili olacağını çok iyi biliyoruz.” İlerisi için umut veren takımların başına kesinlikle Chelsea'yı yazmak gerektiğini düşünüyorum.

Beşiktaş'ın Rakibi Son Anda

Arsenal ilk maçında tam puan kaybedecek derken, Fenerbahçe'nin belalısı olan Ramsey 90+5'te sahneye çıkıp takımını öne geçiren golü attı. Mesut Özil'in olmadığı maçta Arsenal çok da iyi bir futbol sergilemedi. Ama yine de 1-0 geriden gelip 2-1 galip gelmek kolay değil. Bu sene Arsenal ilk 5'te yer alır ama şampiyonluk için onları şanslı görmüyorum.