Bir çınarın gölgesinde...
14 Haziran 2014, CumartesiTweet |
"Bu gece de uyuyamadım" derdi...
Dalgın bakışları sofranın tam ortasına düşer, kimse anlamasa da, küçücük yüreğime karlar yağardı. Aslına bakarsanız, ben de
anlamazdım şakaklarında kopan fırtınanın sebebini. Gece neden uyunmazdı ki? Kirpiklerine bulaşan hüzün, sanki gözlerini her kırpışında onu alıp bir karanlığa bırakır, sonra yine aramıza gönderirdi.
Büyüdük şimdi anladık biraz. Tüm yorgunluğa rağmen nasıl uyunamadığını. Bazen saatlerce, bazen günlerce, hatta zaman oldu aylarca nasıl direksiyon sallandığını. Bu gücün nerden geldiğini anlamasakta bilirdik, tanıdığımız en güçlü adam oydu. Kulaklarımızı çektiğinde, acıyan yüreğimiz olurdu aslında. "Ve en güzel bir teselli vardı ki,eski zamanlarda bu tür anlar,bir babanın size dokunduğu mübarek anlardı."
Hangi cümle tanımlar, hangi sıfat daha çok yakışır bilinmez. O yanımızdaysa eğer, dişçiden korkmazdık mesela. Hafifçe kararan havada, dışardan gelen korna sesiyle atardık tüm endişelerimizi. O yokken, camları yalayan rüzgar sesiyle bile ürkülen çocuk yüreğimiz, onun varlığında korkusuz bir süvari gibi çarpardı göğsümüzün altında.
Gün oldu yaşlandık bizde. Değişti dünyamız. Okuduk, sevdalandık, düştük, kalktık, örselendik. Asker oldu kimimiz, kimimiz evlendik. Ama hala azdık. Hep eksik. Hep çocuktuk. Kimi zaman küstük, kavga ettik, kaçtık, uzaklaştık. Ama o güçlü adamı hiç değiştiremedik içimizde. Ne zaman başımız sıkışsa, arar olduk o çınarın gölgesini. "Sırtımızı dayayıp gövdesine, tüm dünyaya meydan okuma hayalleri kurduk."
Öncelikle varlığıyla huzur ve güven bulduğum kendi babam 1. Suat Paşa başta olmak üzere,yakın zamanda bir parça kömür için bir ömür veren tüm yiğit insanların nezdinde, bütün çınarların babalar gününü kutluyor, yaşı benden küçük olanlar varsa bile ellerinden öpüyorum. Arapça'da yet'm (tek başına,yalnız kalmış,eşsiz) sözcüğünden türeyen 'yetim' kelimesinin, babaları ölmüş çocuklar için kullanılması her şeyi açıklıyor aslında.
Bu sebebledir ki Allah bizi gölgesiz,savunmasız, yalnız, sizsiz bırakmasın.
***
"Yıllar geçiyor baba.Yaşlılık saçlarına düşüyor,
Derin izler yüzüne,dökülen dişlerine.
Kalbine vuruyor ve dizlerine yıllarca...
Ömrün en orta yerindeyim baba.
Yıllar önce sen gibi,bir bisikletin yükü sırtımda.
Nerden bilebilirdim?
Yokluk adamlığı bozar baba."
Murat İnce'nin bir şiirinden...