Takip Et

SON DAKİKA

Prof. Dr. Nefati KIYLIOĞLU

Davranışlar ve sağlığımız

14 Eylül 2013, Cumartesi

     

Candan Erçetin'in söylediği "Neden" adlı şarkının sözleri çok anlamlıdır. Sorgulamasını özellikle severim! Neden? Neden? Neden? Sonunda sebebini söyler ama yine de "neden" olduğunu söylemez!

Neden anlamaz insan yanındayken kıymetini; Neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini;

Neden cimridir insan anlatırken minnetini; Neden sabırsız insan gösterirken öfkesini;

Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna; Gururun neye yarar ki yalnız kalmaktan başka;

Neden sevinir insan zafer kazandığında; Kazanmak neye yarar ki kaybeden olduğunda;

Neden yar neden; Bilinmez acı çekmeden; Neden can neden; Görülmez günü gelmeden.

Davranışlarımız neye bağlıdır? Nasıl karar alır ve onları uygularız? Nasıl yaşamalıyız?

Bitki ya da hayvan olması fark etmez, canlıda esas olan "yaşamda kalmaktır". Yaşamda kalabilmek için önce beslenmek ve sonra da tehlikelerden uzakta durmak gerekir. Çoğalmak yolu ile nesli devam ettirmek güdüsü ise sırada bekler. İnsanda da bu durum değişmemiştir. Avcılık ile başlayan süreç, tarım ve hayvancılık ile devam etmiş, ticaret ile yaygınlaşmış ve tüm dünyayı içine almıştır. Bu sırada toplumlar ortak tutum ve davranışlar geliştirmişler, gelenek ve görenek adı ile anılan bu davranışlar da o topluma ait kültürü ortaya çıkarmıştır. Kültür inanılan dinin ve komşu toplumların kültürel etkisi ile değişmiş, yazılı ve yazısız pek çok kuralı içine toplamıştır. Kültüre dayanan davranış kalıpları, eğitim ile şekillenmiş ve yasa koyucunun yazdığı yazılı kanunlar ile sınırlanmıştır. Davranışlarımız bu etkiler altında şekillenir. Bu etkilerin davranışlarımızı, tabii ki özgürlük sınırları içinde kalarak "ben bunu yapmak istiyorum, çünkü içimden bu geliyor?" şeklinde olabilmesi en uygunudur. Acaba ne derler - ne düşünürler? nasıl karşılarlar? tarzında oto-sansüre uğratılmış olması da bana göre doğru değildir.

Toplumun çekirdeği olan çocuk bu kültürü evde ailesinden, okulda arkadaşları ve öğretmenlerinden alarak benimser ve kendi sınırlarını oluşturur. Bu yüzden evde, okulda sınırların açık ve net olması gerekir. Sınırları geçmek bir sonuç doğurur ve bu sonuç ta sıklıkla bir cezadır. Zaman içinde çocuk yapmak ve yapmamak arasındaki tercihi iyice yerleştirir ve tutum geliştirir. Beynin ön bölgesi (frontal lob) ile bellek bölgesi (temporal lobda) yaşadığımız tüm olayları kayıt eder ve onlardan dersler çıkarır. İçine düştüğümüz iyi ya da kötü halleri, hissettiklerimizi değerlendirir, yorumlara ulaşır ve gelecek için nasıl hareket etmemiz gerektiğini bulur. Çocuğun sürekli aynı yanlışı yapması henüz bu yol gösterme sürecinin tam işlememesi nedeniyledir. Beyin ön lobu doğruyu yanlıştan ayırt edemez, tecrübe denen şeyi henüz tam olarak edinememiştir. Tecrübe beynin öğrenmesidir. Ancak pahalıya mal olur. Ucuz olan yol ya bir bilene sormak ya da okumaktır. Sadece bu neden için bile okumaya daha fazla zaman ayrılmalıdır.

Tutumlar gelişirken yaş ilerler ve kişi erişkin hale gelir. Erişkinde sınırlarına göre davranır ama onun sınırları çok sayıda belirleyici içerir. Çocuk sadece anne - babasına ve öğretmenine sorumlu iken, erişkin çocuklarına, karısına, anne babasına, apartman - sokak komşularına, işyerindeki insanlara, ait olduğu dini yaşayanlara karşı da sorumluluk duyar. Bunlar o kadar çoğalır ki esas sorumluluk duyulması gereken kişi hep arka plana atılır. O kişinin kendisidir. Ben çok duydum ama sanırım siz de duymuşsunuzdur şu cümleyi; "40 yıl çalıştım hiç bir sorunum olmadı! Ne zaman emekli oldum hastalıklar başladı, hastane - doktor kapısından ayrılamıyorum!" Neden? Çünkü geçen süre boyunca kişi kendine ait sorumluluklarını hiç ama hiç önemsememiştir.

Hayat sevinç ve sıkıntıları hep birlikte getirir. Ne sıkıntı ne de sevinç süreklidir. Yazın - kışı; gecenin gündüzü kovalaması gibi birbirini takip eder. Bu döngüde insan kendini bir birey olarak hatırlamalı, sağlığını takip etmeli ve korumalıdır. Ruhsal, bedensel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halini hedeflemelidir. Ruhsal yapı doyurulmadan, bedensel gereksinimler karşılanmadan, sadece sosyal iyilik hali ya da tersi mümkün olamaz. Sıkıntı ve gerginlikler dinlenme ve gevşeme yöntemleri ile ruhtan uzaklaştırılmalı, düzenli egzersiz ile - en azından günde 30 dakikayı kendine ayırıp yürüyerek - beden sağlığı korunmalı ve en azından apartman - sokak komşuları - akrabalar arasındaki ilişkiler korunarak sosyallik sağlanmalıdır.

Sorgulamak, Neden? Neden? Neden? demek, ibret almak, acı çekmeden bilmeyi, geleceği görmeyi ve yalnızlığa mahkum olmamayı sağlayacaktır. 



Yazarın Tüm Yazıları

Yaşlılık ve sağlıklı yaşam

22 Mart 2014, Cumartesi

Serebellar hemoraji - Beyincik kanaması

15 Mart 2014, Cumartesi

Damar iltihaplanması - Vaskülit

8 Mart 2014, Cumartesi

Behçet Hastalığı

1 Mart 2014, Cumartesi

Beyin ölümü

22 Şubat 2014, Cumartesi

İnsan sağlığı ve bilgi üretimi

15 Şubat 2014, Cumartesi

Apraksi - Hareketin yapılamaması

8 Şubat 2014, Cumartesi

Spinoserebellar ataksi

25 Ocak 2014, Cumartesi

Epilepsi ve cerrahisi

18 Ocak 2014, Cumartesi

Servikal spondilotik myelopati

11 Ocak 2014, Cumartesi

Temporal arteritis

5 Ocak 2014, Pazar

Kapı - Duvar

28 Aralık 2013, Cumartesi

Göz felci (Gözde hareket kaybı)

21 Aralık 2013, Cumartesi

Paraneoplastik sendrom

14 Aralık 2013, Cumartesi

Düşük el (Radiyal sinir felci)

7 Aralık 2013, Cumartesi

Status Epileptikus (Nöbet fırtınası)

30 Kasım 2013, Cumartesi

Beynin sağ ve sol yarısı

23 Kasım 2013, Cumartesi

Beyin tümörü ve nöbet geçirme

16 Kasım 2013, Cumartesi

Progressif Supranükleer paralizi (PSP)

9 Kasım 2013, Cumartesi

Hekimlikte hastalığı tanıma ve zaman

2 Kasım 2013, Cumartesi

Normal basınçlı hidrosefali (Beynin su toplaması)

26 Ekim 2013, Cumartesi

Brakial pleksus yapısı ve etkilenmesi

19 Ekim 2013, Cumartesi

Ben Multipl Skleroz (MS) hastası mıyım?

12 Ekim 2013, Cumartesi

İlaçlar ve vücudumuz

5 Ekim 2013, Cumartesi

Arteriovenözmalformasyon (Damar yumağı)

28 Eylül 2013, Cumartesi

Beyin ve beyin zarlarının iltihaplanması

18 Eylül 2013, Çarşamba

Davranışlar ve sağlığımız

14 Eylül 2013, Cumartesi

Göz hareketleri ve bozuklukları

7 Eylül 2013, Cumartesi

Yürümede bozulma

31 Ağustos 2013, Cumartesi

Dirsekte sinir sıkışması - Kubital Tünel Sendromu

24 Ağustos 2013, Cumartesi

Göz kapağı düşmesi - Blefaroptozis

17 Ağustos 2013, Cumartesi

Siyatik sinir etkilenmesi

3 Ağustos 2013, Cumartesi

Pozisyon değişmesi ile ortaya çıkan baş dönmesi - BPPV

23 Temmuz 2013, Salı

Sıcaklık, ısı ve bedenimiz

20 Temmuz 2013, Cumartesi

Damar sertliği - Ateroskleroz

13 Temmuz 2013, Cumartesi

Uyku ve baş ağrısı

6 Temmuz 2013, Cumartesi

Sinir çalışma bozukluğu - Periferik Nöropati

29 Haziran 2013, Cumartesi

Beyin çalışmasının yetmezliği - Deliryum

22 Haziran 2013, Cumartesi

Yutma bozukluğu - Disfaji

15 Haziran 2013, Cumartesi

Hipokalsemi - Kalsiyum düşüklüğü

7 Haziran 2013, Cuma

Geçici Bellek Kaybı

31 Mayıs 2013, Cuma

Ortostatik hipotansiyon

24 Mayıs 2013, Cuma

Kulak çınlaması - Tinnitus

17 Mayıs 2013, Cuma

Kore - Sydenham koresi

11 Mayıs 2013, Cumartesi

Vitamin B12 ve sinir sistemi

3 Mayıs 2013, Cuma

Doğa, vücudumuz ve enerji dönüşümleri

27 Nisan 2013, Cumartesi

Uykudaki davranış bozuklukları - Parasomniler

20 Nisan 2013, Cumartesi

Amyotrofik Lateral Skleroz - ALS

13 Nisan 2013, Cumartesi

Beynimiz ve yaşlanma

6 Nisan 2013, Cumartesi

Myelopati - Omurilik etkilenmesi 2

30 Mart 2013, Cumartesi

Myelopati - Omurilik etkilenmesi - 1

23 Mart 2013, Cumartesi

Akut distoni - İlaç ile ortaya çıkan kasılma durumu

16 Mart 2013, Cumartesi

Hemifasiyal spazm

9 Mart 2013, Cumartesi

Nefati Kıylıoğlu

2 Mart 2013, Cumartesi

Ağrı - Beş duyunun cezalandırıcısı

23 Şubat 2013, Cumartesi

Demans - Bunama hastalığı

9 Şubat 2013, Cumartesi

Yalancı tümör sendromu (Pseudotumor cerebri)

2 Şubat 2013, Cumartesi

Karotis damarı daralması - Şah damarı darlığı

26 Ocak 2013, Cumartesi

Uykusuzluk - İnsomni

19 Ocak 2013, Cumartesi

Parkinson hastalığı ve cerrahi tedavisi

12 Ocak 2013, Cumartesi

Bel ağrısı

5 Ocak 2013, Cumartesi

Uykuda nefes durması - Horlama (Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu)

28 Aralık 2012, Cuma