Takip Et

SON DAKİKA

Prof. Dr. Nefati KIYLIOĞLU

İlaçlar ve vücudumuz

5 Ekim 2013, Cumartesi

     

-Şeker hastasıyım ben! Doktor bana 3 kutu ilaç verdi. Mutlaka düzenli kullan yoksa hastalığın düzelmez dedi. İlk bir – iki gün kullandım ama bir şey değişmedi. İş - güç var, hapı almayı unutuyorum. Bir dönem ağır – aksak devam ettim. Ama net bir fayda görmeyince bıraktım. Sadece yediğime içtiğime dikkat ediyorum. Kendi kendimin doktoru oldum! İyi yapmışım değil mi?

İlaç nedir? Nasıl etki eder? Nasıl kullanılmalıdır?

İlaç hastalığı engellemek ya da tedavi etmek için dışarıdan vücuda giren maddelere verilen isimdir. Giriş yolu ağız – mide barsak yolu, deri, göz ya da damar yolu olabilir. Verilen ilaç ağız yolu ile alındıktan sonra mide aracılığı ile ince barsaklara geçer. İnce barsaklardan emilen ilaçlar kana karışır ve karaciğer üzerinden geçerek tüm vücuda dağılır. Etkili olması gereken yere giderken, kan yolu ile gider ve kanda ulaştığı seviye önem taşır. Kan ilaç seviyesi az olduğunda istenen etki çıkmaz iken, fazla olduğunda da yan etkiler ortaya çıkar. Vücut içindeki ilaç ya gittiği yerde ilaç yıkım sistemleri tarafından yıkılarak etkisi hale getirilir ya da kanı temizleyen karaciğer ve böbrekler aracılığı ile vücuttan dışarı atılır. İlacın emilmesi, vücuda dağılması, gittiği yerde işe yaraması ve etkisiz hale gelmesi sonrasında dışarı atılması o ilacın kendi yapısına bağlıdır. Bazı ilaçlar 3-4 saat içinde bu sayılan süreci yaşarken, bazı ilaçların bu süreci geçmesi bir günü alır. Bu nedenle günde 4-6 kez kullanılan ilaçlar yanı sıra günde bir kez kullanılan ilaçlar görürüz. Önemli olan şey ilaç kan seviyesidir. İlacın kandaki seviyesi hep aynı seviyede tutulmaya çalışılır. Etkin seviyenin altına düşmesi etkinin de olmaması demektir. Hekimlerin hastalarına ısrarla vurguladığı “ilaçlarınızı zamanında alın” önerisi işte bu yüzden verilir.

İlaç yan etkisi neden ortaya çıkar? Neye dikkat etmek gerekir?

Ağız yolu ile alınan ilaç mideye girdiğinde mide asidi ile karşılaşır, parçalanmaya başlar. Bu aşamada bazı ilaçlar mide yüzeyini tahriş edebilir ve mide ağrısı yaşanabilir. Hatta bulantı ve kusma gibi durumlar da ortaya çıkabilir. İlacın emilmesi sonrasında karaciğerden geçerken, karaciğer yapısına zarar verebilir ve onun işleyişini bozabilir. Karaciğer vücutta hemen her şeyin hem yapılıp ve hem de yıkıldığı bir fabrika gibidir. Benzer olarak böbrekten süzülerek atılma sırasında böbreğe de zarar verebilirler. İlaç etki edeceği yere gittiğinde var olan sorunu çözerken, sağlam işleyen süreçleri de bozabilir. Çoklu ilaç kullanımları da sorun olabilir. Yeni alınan bir ilaç önceki ilacın yıkılma ve atılma süreçlerini etkileyebilir. Örneğin yıkılma sürecini yavaşlatır ise diğer ilacın kan ilaç seviyesi artacak ve toksik dediğimiz zararlı seviyelere çıkabilecektir. Bazen de yıkılma süreci ileri derecede hızlanır ve ilaç kanda etki edeceği düzeye hiç ulaşamaz. Yani alındığı halde etki etmez.

İlacın etki etme sürecinde kişinin çocuk, genç erişkin, hamile kadın ya da yaşlı olması, kilolu ya da zayıf olması da önemlidir. Yine kişinin kullandığı başka ilaçların olup olmadığı da dikkate alınır. Çünkü bu durumlarda ilacın vücuda girme – etki etme ve vücutta atılma süreçleri farklılık gösterir. Yani zayıfta farklı, yaşlıda farklı dozlarda ilaç kullanmak gerekir.

En korkulan yan etki hangisidir?

En korkulan yan etki ilacın allerjik reaksiyon göstermesidir. Allerjik reaksiyon vücudun ilaca karşı saniyeler içinde çok çabuk ve ciddi bir tepki vermesi durumudur. Özellikle yüz ve boyunda damar dışına – doku içine sıvı toplanması ortaya çıkar ve bu sıvı nefes yolundan havanın akciğerlere geçişini engeller. Havasızlık yani oksijensizlik te yaşam ile bağdaşan bir durum değildir. İlacın kişide allerji yapıp yapmayacağı bilinebilen bir durum değildir. Testi de yoktur. Ancak kişi genel olarak alerjik bir bünyeye sahip ise ilaçların bu kişide bu tür yan etki ortaya çıkarma olasılığı yüksektir. Hekimler bu yüzden her hastaya ---bilinen bir allerjiniz var mıdır?,- dokunan bir ilaç var mıdır? diye sorar. Hastanın da sorulmasa bile bu bilgileri hekime vermesi gerekliliği bulunur. İyi tedavi hekim ve hasta diyaloğu ile mümkündür. 



Yazarın Tüm Yazıları

Yaşlılık ve sağlıklı yaşam

22 Mart 2014, Cumartesi

Serebellar hemoraji - Beyincik kanaması

15 Mart 2014, Cumartesi

Damar iltihaplanması - Vaskülit

8 Mart 2014, Cumartesi

Behçet Hastalığı

1 Mart 2014, Cumartesi

Beyin ölümü

22 Şubat 2014, Cumartesi

İnsan sağlığı ve bilgi üretimi

15 Şubat 2014, Cumartesi

Apraksi - Hareketin yapılamaması

8 Şubat 2014, Cumartesi

Spinoserebellar ataksi

25 Ocak 2014, Cumartesi

Epilepsi ve cerrahisi

18 Ocak 2014, Cumartesi

Servikal spondilotik myelopati

11 Ocak 2014, Cumartesi

Temporal arteritis

5 Ocak 2014, Pazar

Kapı - Duvar

28 Aralık 2013, Cumartesi

Göz felci (Gözde hareket kaybı)

21 Aralık 2013, Cumartesi

Paraneoplastik sendrom

14 Aralık 2013, Cumartesi

Düşük el (Radiyal sinir felci)

7 Aralık 2013, Cumartesi

Status Epileptikus (Nöbet fırtınası)

30 Kasım 2013, Cumartesi

Beynin sağ ve sol yarısı

23 Kasım 2013, Cumartesi

Beyin tümörü ve nöbet geçirme

16 Kasım 2013, Cumartesi

Progressif Supranükleer paralizi (PSP)

9 Kasım 2013, Cumartesi

Hekimlikte hastalığı tanıma ve zaman

2 Kasım 2013, Cumartesi

Normal basınçlı hidrosefali (Beynin su toplaması)

26 Ekim 2013, Cumartesi

Brakial pleksus yapısı ve etkilenmesi

19 Ekim 2013, Cumartesi

Ben Multipl Skleroz (MS) hastası mıyım?

12 Ekim 2013, Cumartesi

İlaçlar ve vücudumuz

5 Ekim 2013, Cumartesi

Arteriovenözmalformasyon (Damar yumağı)

28 Eylül 2013, Cumartesi

Beyin ve beyin zarlarının iltihaplanması

18 Eylül 2013, Çarşamba

Davranışlar ve sağlığımız

14 Eylül 2013, Cumartesi

Göz hareketleri ve bozuklukları

7 Eylül 2013, Cumartesi

Yürümede bozulma

31 Ağustos 2013, Cumartesi

Dirsekte sinir sıkışması - Kubital Tünel Sendromu

24 Ağustos 2013, Cumartesi

Göz kapağı düşmesi - Blefaroptozis

17 Ağustos 2013, Cumartesi

Siyatik sinir etkilenmesi

3 Ağustos 2013, Cumartesi

Pozisyon değişmesi ile ortaya çıkan baş dönmesi - BPPV

23 Temmuz 2013, Salı

Sıcaklık, ısı ve bedenimiz

20 Temmuz 2013, Cumartesi

Damar sertliği - Ateroskleroz

13 Temmuz 2013, Cumartesi

Uyku ve baş ağrısı

6 Temmuz 2013, Cumartesi

Sinir çalışma bozukluğu - Periferik Nöropati

29 Haziran 2013, Cumartesi

Beyin çalışmasının yetmezliği - Deliryum

22 Haziran 2013, Cumartesi

Yutma bozukluğu - Disfaji

15 Haziran 2013, Cumartesi

Hipokalsemi - Kalsiyum düşüklüğü

7 Haziran 2013, Cuma

Geçici Bellek Kaybı

31 Mayıs 2013, Cuma

Ortostatik hipotansiyon

24 Mayıs 2013, Cuma

Kulak çınlaması - Tinnitus

17 Mayıs 2013, Cuma

Kore - Sydenham koresi

11 Mayıs 2013, Cumartesi

Vitamin B12 ve sinir sistemi

3 Mayıs 2013, Cuma

Doğa, vücudumuz ve enerji dönüşümleri

27 Nisan 2013, Cumartesi

Uykudaki davranış bozuklukları - Parasomniler

20 Nisan 2013, Cumartesi

Amyotrofik Lateral Skleroz - ALS

13 Nisan 2013, Cumartesi

Beynimiz ve yaşlanma

6 Nisan 2013, Cumartesi

Myelopati - Omurilik etkilenmesi 2

30 Mart 2013, Cumartesi

Myelopati - Omurilik etkilenmesi - 1

23 Mart 2013, Cumartesi

Akut distoni - İlaç ile ortaya çıkan kasılma durumu

16 Mart 2013, Cumartesi

Hemifasiyal spazm

9 Mart 2013, Cumartesi

Nefati Kıylıoğlu

2 Mart 2013, Cumartesi

Ağrı - Beş duyunun cezalandırıcısı

23 Şubat 2013, Cumartesi

Demans - Bunama hastalığı

9 Şubat 2013, Cumartesi

Yalancı tümör sendromu (Pseudotumor cerebri)

2 Şubat 2013, Cumartesi

Karotis damarı daralması - Şah damarı darlığı

26 Ocak 2013, Cumartesi

Uykusuzluk - İnsomni

19 Ocak 2013, Cumartesi

Parkinson hastalığı ve cerrahi tedavisi

12 Ocak 2013, Cumartesi

Bel ağrısı

5 Ocak 2013, Cumartesi

Uykuda nefes durması - Horlama (Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu)

28 Aralık 2012, Cuma