Programlı İnsan
9 Eylül 2014, SalıTweet |
Bilgi çağını yaşadığımız ve bilgi yoğunluğunun önünü alamadığımız şu günlerde, günümüz insanında bulunması gereken nitelik sayısı günden güne artmaktadır. Modern insan, 24 saati verimli kullanamaz hale gelmiş, işlerini erteler ya da hiç yapamaz olmuştur. Küresel Dünya'nın üzerine yükledikleriyle yaşamaya çalışırken, önceliklerini bilemez olmuş, sadece fizyolojik ihtiyaçları üzerine kurulu bir hayat yaşamaya başlamıştır. Bazıları çözüm olarak, “Carpe Diem” yani “Anı yaşa” der ve hayatı basit düşünme üzerine yaşamak gerektiğini savunurlar. Aslında bu sorunun çözümü programlı yani sistemli yaşamaktan geçmektedir.
Nedir programlı yaşamak? Hayatı bir robot gibi makineleşmiş, düz bir biçimde yaşamak değil elbette. Plan yaparak ve özellikle de analitik düşünerek, yaşamalı insan. Öncelikle bir yol haritası olmalı. Önünü görebilmeli. Dünya üzerinde başarılı olmuş, kendini kanıtlamış insanlara bakın. Hepsinin ulaşmak istediği bir hedefi ve bu hedefi gerçekleştirmek için kendisine çizmiş olduğu bir veya birden fazla yolu vardır. Büyük şirketlere baktığımızda ise aynı gerçeği görürüz. Günlük kararlar alınarak bir işletme veya kuruluşta uzun süreli başarıdan söz edilemez. Günübirlik alınan kararlar organizasyon yapısını bozarak, iş yerindeki verimin ve çalışan motivasyonunun düşmesine neden olur.
Bu gerçeklerin farkına varan Küresel Dünya'da eğitim sistemleri, analitik düşünme becerisi gelişmiş bireylerin yetiştirilmesine önem vermektedir. Analitik düşünebilen bireyler, sorunu inceler, sistematik bir düzene koyar ve çözüm adımlarını tek tek düşünerek, yerine getirirler. Olayı bir bütün olarak gördükleri gibi, parçalara ayırarak, sonuca ulaşmanın en doğru yolunu bulmaya çalışırlar.
Analitik düşünceye sahip insan yetiştirme ihtiyacına kayıtsız kalamayan gelişmiş ülkeler, eğitim sistemlerini bu yönde değiştirmeye başladılar. Örneğin, bu yıldan itibaren Estonya’da hükümet, 1. sınıftan itibaren programlama derslerini öğretim programına aldı. Öğrenciler programlama bilgisi kazanarak, bir işlemi yapmaya başlamadan önce planlı bir düşünme yeteneği kazanırken, bilgiyi analiz edip çözüm yolları geliştirme becerisi edinecekler. Aynı zamanda teknolojide dışa bağımlılığın azaltılması yolunda adım atılmış olacak ve belki de milli yazılımlarını üretebilecekler.
Teknoloji eğitiminin gerekliliği konusunda tartışırken, bu gerçeklere gözümüzü kapamamalı, Dünya üzerindeki eğilimleri iyi incelemeliyiz. Teknolojide dışa bağımlılık, ekonomik bağımsızlığı da doğrudan etkiler. Ekonomide bağımlı ülkelerin de düşünsel (fikri) bağımsızlığından söz edilemez.