Eğer bir başlangıç varsa son da vardır.

Doğamız; Doğmak, yaşamı sürdürmek ve ölmektir. Biz insanoğlunun bir doğası olduğu gibi evreninde vardır. Uçuk fikirler, teoriler, garip düşünceler ile öne sürülen tüm fikirlerin ortak yönü acı ve büyük bir dram ile içerisinde canlılar varken yok olan evrenimiz…

Din adamları kıyametin kopmasıyla yok olacağımızı savunuyor, gök bilimcilerin bir kısmı tekrar büyük bir patlama olacak diyor, bir kısmı ise evrenin içinde barındırdığı çekim kuvvetine yenik düşerek kendi içine çekilmesi sonucu bir nevi kendini yutarak yok olacak, bir kısmı ise yıldızların parlamasını sağlayan nükleer enerjiye fazla maruz kalacak zaman içinde genişleyen evren dünya güneş ay kısacası evrende bildiğimiz ya da bilmediğimiz tüm katı maddeleri yavaş yavaş birbirinden uzaklaştıracak ve güneşsiz kalan dünya buz tutmuş ayın olmaması nedeniyle yörüngesinden şaşmış donarak yok olacak. Sonrasında fazla genişleyen evren yırtılarak, parçalanarak dramatik bir şekilde yok olacak

Bir balon düşünün şişirin, şişirin şişirin… Patladı değil mi… İşte Büyük Çöküş teorisi budur! Nükleer enerji sonumuz olacak!

Bundan 9 milyar yıl sonra evrenimiz yırtılarak yok olacak. Kütle çekim yenilecek ve atomları ve maddeleri bir arada tutamayacak çünkü o adar güçlü bir hızla genişleyecek ki evren kara delikler bile dağılıp parçalanacak. Ve işin garibi evreni kurtaracak hiçbir fikir yok.

Yapılan gözlemlere göre diğer teorilere göre bu teori daha mantıklı. Yapılan similasyon ve matematiksel verilere göre bu en sağlam iddia Büyük Çöküştür. Evrenin yaklaşık yüzde 5 ile 10 gibi küçücük kısmını gözlemleyebiliyoruz, gözlemleyemediğimiz diğer yüzde 90lık kısmı karanlık maddeden oluşuyor ve bizi yok eden göremediğimiz karanlık olacak

İnsan bilmediğinden korkar diyor ve saygılarımı sunuyorum.