HANGİSİ DAHA ZOR
1 Şubat 2019, CumaTweet |
Merhaba Denge Gazetesi Okurları;
Sizlerle, hayatımda önemli yeri olan bir anımı paylaşmak istiyorum. Yaklaşık 10 yıl önce yaşanan bir olay. Görev yaptığım yerde nöbetçiydim. Görev yaptığım yer bir sosyal tesisti. Saat 22:30 sıralarında etrafı kontrol etmek için dışarıya çıktım. Fakat, çok yüksek bir sesin geldiğini fark ettim. O saatte ne askerlerin ne de dışarıdan bir misafirin olması mümkün değildi. Bakmak için yukarıya çıktığımda ise, arabesk bir müzik çalıyordu. Fakat yine de kimseyi göremiyordum. Salonun ortasına geldiğimde, en uç köşede bulunan masada birinin oturduğunu gördüm. Yanına gittiğimde ise yorgun bir halde ayağa kalkmaya çalışırken, omuza bastırarak, kalkmamasını sağladım. Bu kişi görev yaptığım yerde vatani görevini yapmak için gelen ve tezkeresine az kalmış bir kardeşimiz. Kendisini anlamak için önce konunun ne olduğunu öğrenmek istedim.
Sizlere kardeşimizin kimlik bilgilerini vermeyeceğim. Çünkü, bu olayı ona zarar gelmemesi için kimseye anlatmadım.
Vatani görevini yapmak üzere ailesi ve sevdiklerini bırakıp çok sevdiği askerliği yapmak için birliğine teslim olan ve birliğine yeni katıldığı dönemde babasını kaybetmiş, askerliğinin bitmesine yakın bir dönemde ise nişanlısı kendi amcasının oğlu ile evlenerek, büyük yıkımlar yaşamasına neden olmuş bir kardeşimizdir. Bunları yaşayan, hatta daha fazlasını yaşayan başka insanlar muhakkak vardır. Ama gurbette olan birinin yaşaması daha zor. Babasının vefatı ile ilgili yapılabilecek hiç bir şey olmadığı gibi, eski nişanlısının başka bir kişiyle evlenmesi ile ilgili de hiç bir şey yapılamaz. Yapılabilecek tek bir şey var, o da hayata farklı yönden yaklaşarak mutlu olabilmektir.
Peki hangisi daha zor, gurbette ailesinden birini kaybetmek mi, yoksa sevdiği insanın başkası ile evlenmesi mi daha zordur?
Bahse konu kardeşimizin, o akşam ağır cezalar alabileceği bir çok davranışı vardı. Peki ceza alması neyi değiştirecekti. Ceza vermek veya kızmak her zaman basit değil midir? Bence bu şekilde davranmak, en kolayına kaçmaktır.
Vatani görevini tamamladıktan bir kaç ay sonra, memleketine dönen kardeşimizle yaptığım görüşmede, yeni bir başlangıç yaptığını, aile ve iş hayatına farklı yön vererek güzel gelişmelerin olduğunu söylemesi, benim çok daha büyük mutluluk oldu.
Değerli Denge Gazetesi okurları, bir sonraki yazımda görüşünceye dek, şimdilik hoşça kalın.