26.09.2019 tarihinde gerçekleşen 6.00 büyülüğünde ki deprem bizleri korkuttu. Bununla beraber herkes gözlerini yaşanılması kaçınmaz olan büyük İstanbul depremine çevirdi.

Tam tarih bilinmiyor fakat en geç 2030 yılında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Uzatmayacağım o anı anlatıyorum;

Büyük bir uğultu duyulacak ilk önce, 7.6 büyüklüğünde ki sarsıntının kapı çalışını duyacağız. Çok kısa bir süre sonra gürültüyle beraber büyük bir sallanma hissedeceğiz. Bu sallanma 1 dakika boyunca sürecek. Herkes panikleyecek çünkü cahiliz. İnsan bilmediği şeyden korkan. Herkes koşarak bulunduğu binalardan çıkmaya çalışırken deprem yetmezmiş gibi ezilerek can verenler olacak. Kimisi camdan, balkondan aşağı atlayacak.

İlk önce elektirikler kesilecek, su ve doğal gaz yok. Yangın çıksa, doğal gaz patlasa yangını söndüremeyeceğiz.

Geçen sefer olduğu gibi telefonlar kilitlenecek! Herkes yardım çağırma derdinde sevdiklerine ulaşma derdinde. Hatlar yoğunluktan ötürü bağlantı kuramayacaklar. Öve öve bitiremedikleri teknoloji 6.0 büyüklüğünde ki deprem de bile çuvalladı. Tam anlamıyla rezil oldular!

Sosyal medyada gördüm birisi şöyle diyor: İtfaiyeci bir baba, koca olduğunuzu düşünün, telefonlar kilitli karınıza, çocuklarınıza ulaşamıyorsunuz. İnsan gibi düşünün yardım çağırana mı ailenizi kurtarmaya mı gidersiniz?

Haklı bir gerekçe!

Ya da polis, sağlıkçı olduğunuzu düşünün deprem anında herkes merkezi arıyor, herkes yardım istiyor ulaşamadığınız ailenize mi koşarsınız…

Bir üst geçidin yıkılması demek zaten yoğun olan İstanbul trafiğini hepten zora sokacak ambulans, itfaiye, AFAD yardıma gidemeyecek. Kurtulanlar şehri terk edecekler, başka şehirde olanlar sevdikleri için İstanbul’ a girmek için uğraşacaklar bu trafiği iyice zora sokacak.

Yıkılmış binalardan gelen toz bulutlar arasında çığlıklar, inlemeler, ağlama sesleri duyuluyor. Yaklaşık 300 bin kişi ölecek, 500 bin kişi ağır yaralanacak, %20 lik yapılar kullanılamayacak. Büyük çoğunluk evsiz kalacak, her aileden en az 1 kişi ölecek, maddi imkansızlıklar çoğalacak.

Tsunamiden bahsettik mi! Depremin merkezi kıyaya yakın deniz tabakasında gerçekleşeceği için deniz suyu çalkalanacak ve tsunami gerçekleşecek. Deprem, ezilme, boğulma, yangın, gaz zehirlenmesi. Fare kapanına sıkışacak insanlar!

Deprem İstanbul ve Çanakkale’yi etkileyecek. Mega kent üzerimize devrilecek!

Kıyı İstanbul diye bir şey kalmayacak, özellikle Anadolu yakası büyük zarar görecek. Denizi doldurarak yapılan binalar suyun altında kalacak ve deniz kendisinden koparılanı geri alacak.

En geç 2030 yılında gerçekleşeceği tahmin edilen deprem 7.6 büyüklüğünde olacak!

Ülkenin ekonomi ve turizm açısından bel kemiği sayılan şehrin yıkılması her türlü zarardır. Peki bununla ilgili tedbirlerimiz nedir? HİÇBİR ŞEY.

Diyorlardı ki ‘Deprem anında herkesin cep telefonuna acil toplanma yerlerinin adresi SMS olarak gönderilecek’ Telefonların çöktüğü anda gelemeyen mesajın bir faydası olacağını sanmıyorum. Kaldı ki böyle bir alan yok çünkü oralar imara açıldı ve artık kocaman bir alışveriş merkezi oldu.

Ya kaçın ya kendi tedbirinizi kendiniz alın.

Sağlıcakla