Dedik(L)odu
22 Nisan 2019, PazartesiTweet |
Biricik insan ırkının birçok kötü huyundan bir tanesi Dedikodu! ‘’Ayşe’ nin kızı markete dudağında rujla gitti ‘’ diye burada konuşulsa ertesi gün ‘’Ayşe’ nin kızı marketçiye kocaya kaçmış’’ diye geri döner. Yahu ne yaptınız? Alt tarafı basit bir ruj, ne olabilir ki en fazla? Hadi onu geçtim oldukça normal olan bu durumu anormalleştirmek de ki mana nedir?
Birisi size bir şey söylediğin de direkt alıp hafızanıza doldurmayın. Düşünün efendim! Ayşe’ nin kızının markete rujla gittiği bilgisi size ve çevrenize ne gibi bir fayda sağlayacak? Bir de bu bilginin tersini düşünün…
-Ahmet! Duydun mu, o kız mar-
+Bir dakika! Bu söyleyecek olduğun şeyin bana bir faydası var mı?
-Iıı… Bilmem… Hayır
+Çevreme bir faydası var mı?
-Iıı… yok valla
+Peki bu söyleyecek olduğun şeyin tersi olma ihtimalini düşündün mü?
-Bilader düşünmedim vallahi
Karşıdan gelen bilgiyi direkt kabul edemeyiz eğer edersek robot gibi yaşar gideriz insanlık yanımızı kaybederiz. Sadece dedikodular için değil, birisi size ‘2 kere 2 4’’ dediğinde de bunu sorun. Hatta ısrarcı olun ‘’Neden?’’ deyin.
Misal çok kötü bir şey olmuş kulağınıza öyle ya da böyle gelmiştir, olay tamamen hatalarla doludur ve kesinlikle yaşanmış bir olaydır ama bunu dillendirmenin bir manası yok. O hata düzelebilir ölüm hariç her şeyin çözümü vardır ama siz bu hatayı başkalarına anlatarak o insanların elinden ikinci bir şansı bile isteye alıyorsunuz. O zaman sizin bu yaptığınız hata değil de ne? O istemeden yaptı ama siz isteyerek yaptınız size de bir ceza verelim dillere düşürelim… ‘’Eee ben mi söyledim sadece’’ demeyiniz, siz şimdi sussanız yarın diğeri sizi örnek alır sorgular düşünür o da susar. Efendim düşünün, düşünün, düşünün, düşünceyi süzün, filtreleyin, atlamayın öyle her şeye.