VAY BAŞIMA GELENLER
6 Nisan 2019, CumartesiTweet |
Merhaba sevgili Denge okurları. Bildiğiniz üzere Nisan ayına girmiş bulunmaktayız. Nisan denilince nedendir bilmem çocukluğum gelir aklıma. Bir de ben farklı severim Nisan ayını. Çünkü Nisan demek yazın başlangıcı demek yağmur demek çiçek demek...
Neyse konuyu fazla dağıtmak istemiyorum Nisan demişken eminim bir çoğumuzun aklına Nisan 1 şakaları gelir. Hepimiz mutlaka yapmışızdır ya da bize yapılmıştır. Sizlere bu haftaki yazımda başımdan geçen küçük ama tatsız bir olaydan bahsetmek istiyorum. Günlerden çarşamba malüm hafta içi, iş günü. Masamda çalışıyorum. Birden telefonum çaldı. Bilmediğim bir numara... Açıp açmama konusunda kararsız kalsam da açmış bulundum. Arayan kişi polis olduğunu söyledi ve telefonumun çalıntı olduğunu, en kısa zamanda karakola gelmemi söyledi. Önce anlayamadım. Herhalde biri bana şaka yapıyor falan diye düşündüm. İnanmamak konusunda ısrarlı olsam da durum ciddiydi. Faturalı ve çok bilindik bir mağazadan aldığım telefonum artık kafamdan bir sürü soru işaretleri oluşturmaya başlamıştı.
Perşembe sabahı iş yerini aradım ve geçikeceğimi söyleyerek tuttum karakolun yolunu. Polis memuru ile görüşmeye çıktım. Başka bir şehirden bir kişinin cep telefonunun çalındığını ve o kişinin şikayetinde geçen IMEI numarasından bana ulaştıklarını söylediler. Yani o kişinin çalınan cep telefonunu benim kullandığım tespit edilmiş ve IMEI numarasından bana ulaşılmıştı. Ben yıllarca çalıntı telefon mu kullanmıştım? Nasıl olur da sıfır aldığım bir telefon çalıntı olabilirdi ki? İlgili memur benden telefonumun faturasını istedi. Ben de tuttum telefonu aldığım mağazanın yolunu. Yol boyunca o kadar sinirliydim ki... Parasıyla aldığım telefon çalıntı çıkmıştı. Mağazaya gittiğimde durumu anlattım. Onlar da faturayı bulmak için yetkili kişinin gelmesinin zaman alacağını ve bir kaç saat sonra gelmemi istediler. O sırada kafamda deli sorularla oturdum bir yere. Ama kafamdaki sorulara çözüm bulamadım. Aradan zaman geçip tekrar mağazaya gittim. Faturamı alıp IMEI numarası ile telefonumun numarasını karşılaştırdım. Durum ortadaydı. Telefonumun faturasındaki numara ile telefondaki numara aynıydı. Peki ben nasıl karakolluk olmuştum?
Düştüm karakol yollarına. Vardığımda polis memuru ifademi almak üzere hazırdı. Faturamı gösterdim. İncelediler. Evet benimdi telefon ve ödemesini yasal bir mağazaya yaparak satın almıştım. Polisler durumu incelediler ve olayı tek tek izah ettiler. Telefonu çalınan kişi jandarmaya durumu haber vermiş, jandarma da tutanak tutarak soruşturma başlatılmıştı. Buraya kadar her şey normal. Ancak kulaktan kulağa değişen durumlar bu sefer evraktan evrağa değişmiş çalınan telefonun IMEI numarasına gökten düşen elmalar gibi bir numara daha eklenmişti. Milyonlarca numara içerisinde sayısal lotoda tutmayan ihtimal bu yolla bana denk gelmiş ve ortaya benim telefonumun IMEI numarası çıkmıştı. Polisler de telefon kayıtlarından bana ulaşmışlardı. İfademi verdim. Olayın benimle alakası olmadığı, evraklar kurumlar arasına geçerken hatalı eklendiği ortaya çıktı. Karakoldan telefonumla birlikte zindanlara düşmeden kurtuldum. Şaka bir yana oralarda haklı olmak bile insanı geriyor. Tüm bunlardan geriye 1 Nisan şakası gibi bir durum kaldı. İyi de olsa kötü de olsa unutamayacağım bir anı oldu. Ancak şunu da söyleyeyim. Siz siz olun telefon vs alırken dikkat edin. Bu durumların şakası gördüğünüz gibi olmuyor.
Hepinize mutlu günler hoşçakalın..