Özlem Kaybı
13 Şubat 2019, ÇarşambaTweet |
Yaşadığınız hayatın ne kadarı size ait, hiç düşündünüz mü?
Kendi içinize dönüp baktığınızda - evet bu benim ve bu da benim hayatım bütün yanlışlarım, iyiliklerim
öfkelerim, sevdalarım, mutluluklarım ile bu tam olarak benim diyebiliyor musunuz?
Ben diyemiyorum.
Hayatıma ve bu hayatı yaşayan kendime bazen öyle yabancı kalıyorum ki.
Sanki hayatımı uzaktan izlemeye gelmiş bir misafir gibiyim.
Sadece izliyorum... bazı anlar müdahale etmek istesem de olmuyor, başaramıyorum.
Bir başkası yaşıyor hayatımı sanki, benim dışımda ve ben olmayan biri.
Her anına şahit oluyorum onun.
Ağladığında göz yaşlarını silmek istiyorum
yalnız hissettiğinde-ben varım üzülme diyebilmek.
Düştüğü anlar elimi uzatıp kalkmasına yardım edebilmek
Pes etme, kalk ayağa, dimdik dur, güçlü ol, yola devam et demek
Sana kendinden fayda var, ne zaman öğreneceksin insanlara bütün kalbinle inanmamayı,
bu kadar aldandığın
bu kadar hayal kırıklığı yetmedi mi hala diye bağırabilmek
hatta imkanım olsa -kendine gel artık diye olanca gücümle kollarından tutup sarsmak
ve iki tokat atmak istiyorum.
Hala küçük bir kız çocuğu gibi, yıllar geçse de büyümüyor.
Büyüdüğü an öleceğine inanıyor çünkü.
Yağmurları izlerken gözlerinde nemleniyor yüreğindeki kırgınlıklar
Sormak istiyorum ona- bir yudum sevgi için değer miydi bunca şey diye
Ama soramıyorum, onu daha fazla incitmekten deli gibi korkuyorum.
İçinde bir yerlerde hiç kimsenin dokunamadığı kocaman sevgi dolu bir dünya var
hissediyorum.
En çok geceleri seviyor, öyle benzer yanları var ki belki bu yüzden dostum diyor gecelere.
Bir şeyler karalıyor bazen, sonra bir an dalıp gidiyor uzaklara.
-Yalnızlık bir kader midir diyor bana usulca
Ben çok mücadele ettim yalnızlık yakamdan düşsün diye bir ömür.
Kaçan kovalanır misali, ben ondan kaçtıkça o peşimi hiç bırakmadı.
Sonunda kabullenmeye ve onu sevmeye karar verdim.
Yalnızlığım en azından incitmiyor beni, kalbimi kırmıyor.
Gözlerimin içine baka baka yalanlarla kandırmaya çalışmıyor.