İkigai (Varoluş sebebi)
12 Mart 2019, SalıTweet |
Sevgili Denge okurları,
Elçin Oltulu Şahin varoluş sebebiyle ilgili güzel bir yazı kaleme almış, okuduklarımı ve beğendiklerimi sizinle paylaşmak beni mutlu ediyor. İyi okumalar.
"Şimdi bazı sorular soracağım ve çoğunluğun verebileceği muhtemel yanıtları yazacağım:
S- Sabahları ne için kalktığınızı hiç düşündünüz mü?
C- İşe gitmek için, okula gitmek için, kahvaltı yapmak için…
S- Sabahları yataktan kalkarken zorlanıyor musunuz?
C- Sorma, sanki dayak yemiş gibi uyanıyorum. Herhalde havalardan. Bahar geldi, cemreler de düştü, ondan.
S- Siz kimsiniz?
C- Öğretmenim, Arda ile Ceren’in annesiyim, ev kadınıyım, iş adamıyım, esnafım, öğrenciyim…
Bu basit sorulara vereceğiniz yanıtlar üç aşağı beş yukarı bunlara benzerdir. Peki, şimdi bir de buna yanıt verin bakalım:
Uyandığınızda kendinizi bir boşluk hissi içinde, eksik ya da huzursuz hissediyor musunuz? Yanıtınız evet ise o zaman sizin yaşam amacınız yok demektir.
Yukarıda verdiğiniz yanıtlar sizin amacınız değil; sorumluluk, görev, hayattaki yeriniz -ya da siz ne derseniz deyin- ama amacınızın ne olduğunu söylemiyor. En basit anlamı ile amaç, ulaşılmak istenen maksat, hedef ise yukarıdaki cevaplarda bunun olduğunu pek söyleyemeyeceğim.
Japonlara göre herkesin bir varoluş sebebi, yani ikigaisi var. İkigai iki Japonca kelimeden oluşuyor. İki hayata dair, kai ise beklentinin ya da umudun gerçekleşmesi anlamına geliyor. Bunu bulmak için çok derin ve uzun bir araştırma gerekiyor. Bu yolculuğun sonunda ikigainin keşfedilmesi insanın yaşamına memnuniyet ve anlam getiriyor.
Okinawa kültüründe ikigai sabah kalkmak için bir sebep olarak düşünülür. Bu da hayattan zevk alma sebebidir. İkigai genelde birinin hayatının değer kaynağı olması ya da kişinin hayatını değerli yapmak şeklinde kullanılır. Ya da kişilerin zihinsel ve ruhsal koşullar altında kendi hayatlarının değerlerini hissetmesi olarak da kullanılır. Bu sadece kişinin ekonomik ve sosyal durumu ile bağlantılı değildir. Kişi mevcut durumda kendini karanlıkta hissedebilir ama bir hedefi varsa ikigaisi var demektir. Bu zorla edinilecek bir davranış bütünü değildir. Bunlar doğal ve kendiliğinden gelişen eylemlerdir.
Osaka’nın dışındaki küçük bir köyde bir kadın komada ölmek üzereyken göğe yükselir. Bir ses ona sen kimsin diye sorar. Belediye başkanının karısıyım der kadın. Ses ona sana kimin karısı olduğunu sormadım, sen kimsin der. Dört çocuğumun annesiyim. Sana kimin annesi olduğunu sormadım, sen kimsin? Ben bir öğretmenim. Sana mesleğini sormadım, sen kimsin? Ben Shinto’yum. Sana dinini sormadım, sen kimsin? Sonunda kadın şu yanıtı verir: Ben her sabah ailemle ilgilenmek ve okuldaki genç beyinleri beslemek için uyanan biriyim.
Kadın sınavı geçer ve dünyaya geri gönderilir. Ertesi sabah daha anlamlı ve amacı olan derin duygular hissederek erkenden uyanır. Çocuklarının öğle yemeğini hazırlar, öğrencileri için eğlenceli dersler planlar. Kadın ikigaisini keşfetmiştir.
İkigainiz bu dairelerin kesişim merkezlerinde yer almaktadır. Bir alanda eksikseniz hayat potansiyelinizde eksiklikler oluşur. Uzun ve mutlu yaşam şansını da kaçırmış olursunuz.
İyi eğitimlisiniz ve saygın bir şirkette yöneticisiniz diyelim. O noktaya gelebilmek için çok çalıştınız, çabaladınız. Maddi açıdan da sıkıntınız yok. Sizden mutlusu yok yani. Peki bunca eğitimi, kazandığınız tecrübeyi beraber aynı yolda yürüdüğünüz, hiyerarşik yapıda sizin astınız olanları yetiştirmek ya da denklerinize bir şeyler katmak için kullanıyor musunuz?
Hayattaki duruşunuz ve yaptıklarınızla birilerine fayda sağlıyorsanız, yaşam amacınız var demektir. Yaşam amacını hayattan keyif alma olarak da tanımlayabiliriz belki. Hayatınızı mutlu olma üzerine kurgulamış olabilirsiniz. Mutluluktan daha da önemlisi anlamlı bir hayatınızın olması. Bir amaca tutunarak ilerlemek hayatınıza daha çok anlam katar, sizi doyurur ve motive eder.
Yaşama daha sıkı tutunursunuz. Yaşamınızı daha anlamlı kılarken zorluklar karşısında dayanma ve mücadele etme gücünüz yüksek olur.
Yaşam amacı olanlar sadece mutlu olmuyor; stresten uzak, uzun ve sağlıklı bir hayat sürüyor. Doktorsuz, ilaçsız ve ameliyatsız.
Uzun ve mutlu yaşamın sırrı yarına umutla bakmak değil, bugün bir niyet ile yaşamaktır."
Varoluş amacınızı zaman kaybetmeden keşfetmeniz dileğiyle. Hoşçakalın.