Bana göre Türkiye'de gazetecilik mesleği artık bitti…

Mesleğin mihenk taşı olan muhabirlik tarihe karıştı…

Tek bir merkezden manipüle edilmiş haberler, aynı telden nidalarla karşımıza çıkmaya başladı…

Bu mesleği kutsal kılan, 'haberin namusu' anlayışı çoktan unutuldu…

Parayı verenin, haberi öttürdüğü bir dönem, tüm azgınlığı ile sürmeye başladı…

Meslek, dört bir yandan paraya, siyasi güce alet edilerek kuşatıldı…

Gerçek haberin yerini, bülten haberleri…

Gerçek gazetecinin yerini de yandan çarklı ‘yoldaş’ ve ‘yandaş’ gazeteciliği aldı…

Cezaevine atılanların sayısı ise bizi dünyada utanç duyacağımız bir listenin başına oturttu…

Parayla- haberin bir araya gelmediği yıllar tarih oldu…

Gazetecilerin saygınlığı ayaklar altına alındı…

Hani ‘İnsanların ruhu gibi eşyaların da mesleklerin de bir ruhu vardır…’ derler ya…

İşte bizim mesleğimizin ardından, Fatiha okunacak bir ruhu bile kalmadı…

ASLA PES ETMEYİN

Böyle bir ortamda, “iyi bir gazeteci iseniz eğer, hiç şansınız yok…” diyenlere bir taraftan da hak vermiyor değilim…

Öyle ya…

Ya ‘yandaş’ olacaksınız ya ‘yoldaş’…

Ya da işsiz bir gazeteci ve ailenizle birlikte sefil bir yaşam…

Hal bu iken, benim dürüst ve tarafsız ‘gerçek gazeteci’ arkadaşlarıma bir önerim olacak…

Siz, siz olun pes etmeyin…

Gidin simit satın, pazarda limon satın; ama satışa gelmeyin…

Umudunuzu yitirmeyin…

Bilin ki bu işin bir yolu daha var.

Bir araya gelin…

Güçlerinizi birleştirin…

İnanın, mesleğinizi yapabilmenizin en büyük sermayesi, sizlerin gücü, iradesi ve tecrübesidir…

Bunu size, uzun yıllar sadece gazeteci arkadaşlarıyla, arkasına bir kuruş sermaye desteği almadan önemli medya projelerini hayata geçiren, sadece kendisini değil yüzlerce meslektaşına onurlu gazetecilik yapma fırsattı sunan bir meslek büyüğünüz olarak gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum…

Bu söylediklerime inanmıyorsanız, gözünüzün önündeki Denge gazetesinin gelişim aşamalarına bir bakın ve gelinen son noktada tvDEN’le birlikte gazetecilerin gazetesinin, televizyonunun nasıl doğduğunu görün!